BÖLÜM 16

13.5K 724 23
                                    

Melek, kahvesinden bir yudum alıp fincanı tekrar masaya bıraktı.
Sonra da elini çenesinin altına koyarak etrafı izlemeye başladı.
Bir ara gözü kafeterya nın kapısına ilişti. İşte o zaman gördü kafeterya nın kapısından içeri giren adamı.
Melek, şok olmuş bir şekilde adama bakarken adam hızla Melek ve Ilgaz'ın olduğu masaya geldi. Önce Meleğe baktı özlemle. Sonra da öfkeli bakışlarını Ilgaz'a çevirdi.
Ilgaz, gözünü bile kırpmadan sevdiği kıza bakarken masaya gelen adamı görüp hemen ayağa kalkmıştı.
"Ne arıyorsun lan burda?" dedi  öfkeyle bakan adama.

"Ne arıyorum öyle mi? Ne aradığımı söyleyeyim sana. Sende bana ait bir şey var Ilgaz Ağa. Bir gün onu senden geri  alacağım onu söylemeye geldim"
"Sen canına mı susadın lan?
Ne söylemeye çalışıyorsun?
Kendini öldürtmek mi istiyorsun?
Burda sana ait hiç bir şey yok.
Hem sana ait bir şey olsa senin yanında olurdu değil mi?
Erkek adam kendisine ait olan bir şey zaten kaybetmez"
"Sana ait şey nedir, sen ne diyorsun be adam?" diyen Melek, öfkeyle fincandaki kahveyi Taylan'ın suratına fırlattı. Taylan, hemen  bakışlarını Meleğe çevirdi.
"Sen ne yapsan haklısın Melek.
Sana karşı boynum kıldan ince.
Hatalı olan benim. Seni yarı yolda bırakan benim. Sen beni öldürsen bile kılım kıpırdamaz. İnan bana ben böyle olsun hiç istemedim.
Oyuna getirildim Melek. Ben oyuna getirildim. Senden ayrılmayı ben istemedim. Annem ve karım olacak kadın beni tuzağa düşürdü.
Ben  her şeyi çok geç öğrendim.
Onların oyunlarını daha  yeni öğrendim. Beni affet Melek. Gel her şeye yeniden başlayalım. Bu adamı bırak. Tekrar eski günlerimize dönelim lütfen.
Sen de beni unutmadın değil mi Melek? Bemi hala seviyorsun değil mi?"  Ilgaz,Taylan'ın Meleğe söylediklerini duyunca çıldırmıştı.
Bir tataftan da  söylediklerinden çok korkmuştu. Meleğin o adama geri dönüp Ilgaz'ı bırakacağından çok korkmuştu.
Taylan'ın söylediklerinden sonra herkes bir anda sus pus olmuştu.
Masada şuan ölüm sessizliği vardı.
Bir süre sonra Taylan, tekrar konuşmaya başladı.
"Sana her şeyi anlatacağım Melek.
Bana oynanan oyunları.
Ben o gün...."
"Melek, seni dinlemeyecek konuşmayı kes artık. Birazcık adamlığın kaldıysa  masamızı terket. Yoksa seni doğduğuna pişman ederim."
Ilgaz'ın sözlerinden sonra sinirlenen Taylan,
"Çok korkuyorsun değil mi?"dedi. Ilgaz'a bakarak. "Onu kaybetmekten çok korkuyorsun. Melek ve ailesinin zor durumundan yararlandın. Paranla kandırdın onu.
Yoksa senin gibi hasta bir ada....."

"O cümleyi sakın tamamlama!!!" diye bağırdı Melek.
"Sen kimsin be? Sen kimsin de benim sevdiğim adama bunları söyleyebiliyorsun?"
"Melek, ben ben."
"Sen hangi akla hizmet benim karşıma çıkıp aldatıldığını sana oyun oynandığını söylüyorsun.
Ben bunları bilmiyormuyum, tahmin etmiyormuyum zannediyorsun?
Annen seni bemimle evlendirmemek için ne gerekirse yapacaktı.
Seni her şekilde  engellemeye çalışacaktı zaten.
Kadın boş durmayacaktı. Bunu sende biliyordun. Oyuna gelen sendin. Ben değil Taylan. Her şeyi bitiren sendin.
Hani bana gönderdiğin mektupta yazmışsın ya? İki çıplak bir hamama yakışır diye.
Dediğin doğru aslında. Sen benimle bir hayat geçirebilecek bir adam değildin. Biliyor musun? Annene minnettarım şimdi. Çünkü sen beni bırakmasaydın.
Ben Ilgaz'ı tanıyamazdım" dedi Ilgaz'ın elinden tutarak.
Sonra da bakışlarını Taylan'a çevirip.
"Ben sana ait değilim. Hiç bir zaman da olmadım. Senin kandırılmış olmanda benim umurumda bile değil.
Bizi rahat bırak. Seni bir daha hiç bir şekilde görmek istemiyorum.
Sen benim için yoldan geçen sıradan bir adamsın. Hiç umursamadığım. Dikkatimi bile çekmeyen bir yabancı.
Bir daha da sakın Ilgaz'a hasta falan demeye kalkma.
Sen sağlam vücudunla sözde sevdiğinle evlenmeyi bile beceremedin."
"Lütfen Melek. Beni dinle. O mektubu ben yazmadım. Ben sana öyle bir mektup asla yazmam.
Ama şuna inan. Ben senden asla vazgeçmem. Bir gün sen de beni affedeceksin. Bunu biliyorum. Gerçekleri sende anlayacaksın.
Seni gerçekten sevenin ben olduğumu anlayacaksın" "Ölmeyi tercih ederim. Anladın mı? Seni tekrar affetmektense ölmeyi tercih ederim.
Bizim hayatımızdan çık git.
Bir daha sakın karşıma çıkma."
"Asla vazgeçmem Melek. Senden asla vazgeçmem Bunu yapamam. Seni başkasına bırakamam."
"Sana git dedi duymadın mı? Dedi Ilgaz sinirle.
Sonra da Taylan'ın yanına yaklaşarak,
"O benim anladın mı?  Taylan'mısın ne haltsın? Melek benim. Benim kadınım. Seni burada öldürmemi istemiyorsan ondan uzak dur. Eğer karşıma çıkmaya devam edersen sana acımam" dedi sadece Taylan'ın duyacağı ses tonuyla.
Taylan, "Görüşeceğiz. Bunu  göreceğiz Ilgaz Güçlüoğlu. Melek, için her şeyi göze aldım" dedi ve kafeterya dan çıkıp gitti. Melek, Taylan'ın gitmesinden sonra öfkeyle oturdu kalktığı masaya. Sinirden elleri titriyordu kızın. Hangi cürretle karşısına çıkıyordu? Böyle bir hakkı nereden buluyordu bu adam?
Birde utanmadan Meleğin hala onu sevdiğini söylüyordu.
Konuşmaları kızın midesini bulandırmıştı.
Ilgaz ise masada elleri titreyen Meleğin bu halini yanlış anlamıştı.
Onun Taylan'ı aklından çıkarmadığını düşünmüştü bir an.
Meleğin daha fazla üzülmesini istemediği için aklından geçeni söyleyivermişti.
"Melek,üzülme ne olur.
Senin üzülmen beni kahrediyor.
Eğer istersen onunla..."
"Sakın!!" diye bağırdı Melek. Sakın  daha fazla konuşma. Yoksa seni asla affetmem. Ne yapmaya çalışıyorsun sen? Güya beni çok seviyorsun.
Ne yapacaksın ha? O adama mı vereceksin beni? Nasıl bir erkeksin sen?"
Ilgaz, Meleğin öfke dolu sözlerinden  sonra hiç bir şey söylemeden cüzdanını çıkardı.
İçinden yüz tl çıkarıp masaya bıraktı.
Sonra da Meleğin elinden tutarak hızla kafeden dan çıktı.
Arabanın yanına kadar tek bir kelime bile konuşmadan geldiler.
Ilgaz, arabanın kapısını açıp önce Meleği bindirdi. Sonra da şoför kapısına dolandı. Kendisi de arabaya bindikten sonra,Meleği hızla tutup kendine çekti. Sonra da sıkıca sarılarak saçlarını öptü defalarca.
Kızın boynuna burnunu sürterek kokusunu içine çekti.
Defalarca, defalarca kokladı sevdiği kadını.
"Bu saatten sonra Meleğim. İki dünya bir araya gelse, seni benden kimse alamaz. Sen benimsin akşam güneşim. Sen benim karanlık geceme doğan akşam gümeşimsin.
Seni benden ancak ölüm ayırır"
Ilgaz, Meleğin bir şey söylemesine müsade etmeden dudaklarına yapıştı.
Kalbinde ki büyük aşkla, Meleğine olan büyük tutkusuyla öptü, öptü.

CANIMI BİLE VERİRİM TAMAMLADI. #Wattsy2019Where stories live. Discover now