free

1.6K 112 240
                                    


bu bölüm Dazai'ın ağzından yazılmıştır.


Kan, her tarafta kan var.

gözlerim bulanıklaşıyor,

bir şey görememeye başlıyorum,

tek düşündüğüm o,

o nerede?

sevgilim,yaşama amacım, tüm hayatım nerede?

Chuuya nerede?

----------------------------------------------------------------------------------------------

Gözlerimi açtığımda etraf aydınlık değildi, ben neredeydim, en önemlisi o nerdeydi..?

En son hatırladığım tek şey etrafta,o savaş meydanında umutsuzca Chuuya'yı aradığımdı. Lanet olsun. Biliyordum.

Ben, mutlu olabileceğimi sanmıştım.

Aptallık ettim.

Ben asla mutlu olamayacağım. Siktir. Şimdi benim yüzümden Chuuya, o, ölmüş...

hayır. Böyle şeyler düşünemem. O ölmedi çünkü biliyorum. Herkes öldü, herkes terk etti ama biz ölmeyeceğiz. Biz değiliz onlar. Soukoku ölmeyecek. 

Zorlukla ayağa kalkmaya çalışsamda yere anında geri yapışıyorum, kalkmayı bir kaç kez denedikten sonra başarıyorum. Toprak soğuk. Aynı hava gibi. İliklerime kadar donmamı umursamıyorum, onu bulmam gerek. Kalan son gücümle ona sesleniyorum

''CHUUYA!''

Bana kısık sesli güçsüz bir cevap geliyor

''D-azai..''

Tanrım, şükürler olsun.

Sesin geldiği yöne doğru ilerliyorum, belki de sadece 30 veya 40 adım yürüdüm ama yarım saattir yürüdüğümü hissediyorum. Bacağımda mükemmel bir ağrı var ve karın kısmımda bir kurşun deliği.

Chuuya bir ağacın dibinde öylece oturuyor, ay ışığı mükemmel turuncu saçlarına vuruyor, dudakları kendi kanı ve yüzü hem kendi hem başkalarının kanı ile ıslak. Onu bu şekilde görmek istemiyorum.

Tanrının cezası ben, sevdiğim her şeye zarar veriyorum. Lanet olsun.

Mavi gözlerindeki ışıltılar gitmiş, nefes alışları yavaş. Onu zorla da olsa kaldırıyorum ve destek olarak birilerini bulmaya çalışıyorum. Bensiz corruption kullanıp kullanmadığından emin değilim. Korkuyorum. O gün kiyle aynı korkuyu hissediyorum. Odasaku'nun mimicin liderinin peşinden gittiği gün ki ile aynı korku. Ama aynı şeylerin tekrarlanmasına izin vermeyeceğim.

Gün aydınlanmak üzere, Chuuya öksürürken kan kusuyor, onu böyle görmek istemiyorum, acı çekiyor. Artık nefes alış verişi çok yavaşladı, ben de daha fazla dayanabilecek miyim bilmiyorum.

Gün aydınlanmaya başlıyor, yerdeki cesetlere basmadan yürümek çok zor. Sadece ajanstakilerin toplanma noktasını bulmalıyım. 

Buluyorum. Yere yığılmadan önce duyduğum tek şey Atsushi'nin bağırışı. Kafamı iyi mi diye Chuuya'ya çeviriyorum. Saçları dağılmış ve üstü başı kan. Ama yavaş yavaş da olsa nefes alıyor. Kendimi yere yığılmadan önce hiç değilse o yaşadığı için şanslı sayıyorum.

Sonra dünya kararıyor.

Tanrım lütfen onu benden alma.

Chuuya, lütfen gitme.

Hate Me (soukoku)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin