Bölüm 3

6.1K 331 95
                                    

Akşam Mohandas' ın kamarasında oturuyordum. Dinlenmem için bana kendi kamarasını vermişti. Kesinlikle çok sıcakkanlı ve arkadaş canlısı biriydi. Gözlerimi açıp onu gördüğüm andan itibaren ona ısınmıştım. Belki de arkadaş olabilirdik...

Yatağının üstünde mini bir kitaplık vardı. Anladığım kadarıyla dünya edebiyatıyla yakından ilgileniyordu. Elimi kitaplarda gezdirdim. Suç ve Ceza serisi, Sefiller, Spartacus, İkna ve daha birçok okuduğum kitapvardı.Okumadığım bir şey ararken gözüm üst rafa ilişti. Orada bir kitap vardı. Mor kapaklı, ciltli ve parlak bir kitap. Üzerinde aynen şöyle yazıyordu: "Binbir Gece Masalları"

Kitabı raftan çektim, çıkardım. Kapağında Ay ve yıldızlar, görkemli bir saray ve uçan bir halı vardı. Kendi kendime sırıttım. Böyle bir kitap daha önce görmemiştim. Hatta adını bile duymamıştım.  Berbat bir edebiyat mezunuydum. Kapağı açtım ve başladım okumaya.

Ne kadar zamandır kitap okuduğumu bilmiyordum. Mohandas' ın kapıdan başını uzatması ile dünyaya yeniden döndüm. Beyaz dişlerini göstere göstere gülümsedi.

-"Sen hala uyumadın mı?"

-"Hayır. Bu arada özür dilerim. Kitabını izinsiz aldım. Uykum kaçtı da."

-"Önemli değil. Ne istersen okuyabilirsin. Kitaplar saklanmak için değildir" dedi ve sıcacık gülümseyip yatağa yanıma oturdu. Uzattığım ayaklarımı toplamaya yeltenince bacaklarımı tuttu. "Lütfen rahat ol."

-"Sen nerede uyuyacaksın?" Yatağı tek kişilikti ve kamarasında koltuk bile yoktu.

-"Sen beni düşünme. Ben idare ederim."

-"Hayır olmaz. Ben sana yeterince zahmet verdim zaten" diyerek yataktan kalktım. Kolumdan çekip beni oturttu.

-"Enrico, bana zahmet vermiyorsun. Şimdi, lütfen otur."

-"Sana karşı çok mahcup hissediyorum."

Gülümsedi ve dağılmış uzun saçlarını geriye attırdı.

-"Hindistan' a gidince ne yapacaksın?" diye sordu yüzüme bakmadan.

-"Hiçbir fikrim yok."

-"Nasıl yani?"

-"Kendime yeni bir hayat kurmak istiyorum. Bu yüzden kalkıp buralara geldim."

-"Neden kaçıyorsun Enrico?"

-"Anlamadım?" Ellerini geriye yasladı. İri göğsü şişip indi.

-"İnsanlar eskisinden kurtulmak istediklerinde yeni bir hayat kurmaya çalışırlar, öyle değil mi?"

-"Evet?"

-"Peki, sen neden kurtulmak istiyordun? Seni buralara kadar sürükleyen şey ne?"

Kaşlarımı çattım. Neden merak ediyordu ki bunu? Ona neydi? Meraklı insanları sevmezdim. Belki de sadece sohbet etmek için öylesine soruyordu. Birkaç saniyelik sessizliğin ardından, dönüp yüzüme baktı. Hala kaşlarım çatıktı. Huzursuzca kıpırdandı.

-"Özür dilerim. Haddimi aştım sanırım."

-"Aşk..."

-"Ne?"

-"Beni buralara kadar sürükleyen şey... Aşk."

-"Anladım"

İkimizde başımızı eğdik. Bir süre hiç konuşmadık. Bej rengi gömleğinin kollarını kıvırdı. Sessizce onu izliyordum. Bu adam da garip bir enerji vardı. Hala onu çözememiştim.

-"Bir işe ihtiyacın olacak. Kalacak bir eve..."

-"Kesinlikle."

-"Benimle çalışmak ister misin?" Bunu umursamaz bir tavırla, kollarını kıvırırken, kendi kendine konuşur gibi sormuştu.

HAREMWhere stories live. Discover now