SİMİT ✔️

12.2K 828 116
                                    


Hamile olduğu için görevde geri plandaydı ama yine de takım arkadaşlarının girdiği binayı görebilecek yerde oturuyordu. Bir yandan Ugandalı polisleri izleyerek şüpheli olabilecek hareketleri telsizden bildiriyordu. Dışarıdan bakan birinin gördüğü ise elindeki simidi büyük bir açlıkla yiyen karnı burnunda hamile bir kadındı. Etrafta dolanan yaklaşık 23 yaşındaki siyahi bir genç kadının dikkatini çekince onu da  telsizden bildirdi.

" Dikkatli olun. Yılanın kuyruğu geldi."

Siyahi adam kadını görünce tanımış olmalı ki panikle cebinden bir  kumanda çıkararak düğmeye bastı.

Gerisi ise belliydi. Patlayan binanın içinde kalan bir takım dışarda çığlık atarak kaçışan bir sürü insan. Kadın ise olayın etkisinden orada doğum yapmak üzereydi. Etrafa dolan NATO askerlerinden biri ise kadına acımış olacak ki kim olduğunu bilmeden birleşmiş milletlerin sağlık çadırına kucağında götürdü. Bu kadının öbür çocuğunun Türklerin büyük yıldızı olacağını bırak Türk olduğunu bilseydi acaba o kadına ve bebeğine acır mıydı?

BARLAS'TAN :

Tigin'in  yarınki toy için hazırlıkları devam ederken gözümün önüne bozkurtlar kadar asi olan kız geldi. Türk'e benzemiyordu ama yüzünü görmesem sadece hareketlerini izlesem kesinlikle bir Türk derdim. Sanki o kızın orada olduğunu bilmiyormuş gibi bulundukları çadıra yürümeye başladım.

Bahadır Tigin genelde işi tam yapmadan bırakmayan biri olsa da oda benimle geldi. Her zamanki gibi etrafı izleyerek konuşmaya başladık.

- Şu gökten gelen kızlar hakkında ne düşünüyorsunuz Tiginim? Bana çok yalan gibi geldi.

Bahadır Tigin belindeki pusatın kazasını tutarak derin nefes aldı.

- Akay işte. abartmak onun olmazsa olmazı. Ama kızlar herkesin gözü önünde düşüverdi. kafam almaz ama yine de araştırılmalı.

Bahadır Tigin ile beraber büyümüştük ama en yakın alplarından olsam da bana güvenmiyordu. Babamdan dolayı hep şüpheyle yaklaşıyordu ama yakınından da ayırmazdı. Anlamak çok zordu.

ikimizin de ortak kararı olarak yol boyu konuşmadan hasta çadırına doğru ilerledik. biraz yaklaşınca şu Hıncal Tigin ve asi kurdu gördüm. Hıncal kızın kolunu kavradığı anda Bahadır Tigin'i arkamda bırakarak hızlanmaya başladım.  Beklediğim aksine  Hıncal biranda yere uzanınca asi kurtla karşı karşıya geldim. Ne yapacağımı bilemeden kalakaldım. Koşmaya başlayan kalbimin sesini kimse duymasın diye biraz soluklandım.  varlığını hatırladığım Bahadır Tigin ile İle beraber Hıncal'ın kollarından tutup kaldırdık. Biraz kendine gelince kim olduğumuzu anladığında  duraksasa da sinirden arkasına dönüp hızla uzaklaşmaya başladı. Metehan konuşurken ona odaklanamamıştım bile. yani ne dediğini duyabiliyordum ama benim aklım hala çadıra giren asideydi. en son omzuma konulan elle Bahadır  Tigin'e baktım. Verdiğim tepkilerden anlamamış olması imkansızdı. Umarım büyük gün geldiğinde bunu bana karşı kullanmazdı.




BOL BOL YORUM YAPINIZ...

EVET BU BÖLÜM BİRAZ KISA OLDU AMA KİTABIMIN OKUNDUĞUNU GÖRMEK BENİ ÇOK MUTLU ETTİ. YAPTIĞINIZ YORUMLARI OKURKEN EVDE RESMEN ANIRIYORUM. SİZİ SEVİYORUM.

ZAMAN İPLİĞİWhere stories live. Discover now