Bölüm 16

606 44 0
                                    

Namjoon:

Jiminin kalın ve kiraz kırmızısı dudaklarını yavaş yavaş öpüyordum. Jimin ise yaptığımın etkisiyle şokta gibiydi. Kendimi kaybedip öpücüğü yumuşaktan serte çevirdim. Jiminin alt dudağını emiyordum. Dudakları enfesti. Hiç bırakmak istemiyordum dudaklarını. Ama Jimin şoktan çıkmış gibi göğsüme baskı uygulayıp zorda olsa beni itdi. Oturduğu yerden soluk soluğa kalkmıştı.

"Kralım odama gitmem gerek"

Bu sözleri diyip hemen odadan ayrılmıştı.

Ben ne yaptığımı anlamayarak şaşkınca arkasından bakıyordum. Demin ben onu öpmüştüm. Bunu yaptığıma inanamıyordum. O bir insandı ve ben hiç bu gerçeği düşünmeden onu öpmüştüm. Onun yanında niye böyle davranıyordum ki?O kaçtığında niye bu kadar endişelendim?Niye Yoongiye onu kurtardığı için bu kadar minnetdardım?Niye onu hep yanımda tutmak istiyordum ki?Niye bir insanı krallığıma soktum ki?Hem de bir gözde olarak.

Bu aşk değildi. Olamazdı. O bir insandı. Ona aşık olamazdım. O kadın yüzündendi. Onun yüzünden Jimine böyle davranıyordum. Başka açıklaması olamazdı. Jimin o kadına fazla benziyordu. Her Jimini gördüğümde o kadın  aklıma geliyordu. Acımı unutmak istesem de Jimin bana hatırlatıyordu. O kadını özlediğim için,bir daha elimden gitmesin diye Jimine bu değeri veriyordum. O basit bir insandı. Onun seviceğim bir özelliği yoktu. Sadece o kadına benziyordu o kadar. Basit bir insan...Evet sadece o kadar...

O kadın kim peki?

O kadın dediğim şahıs benim annemdi. Jimin anneme çok benziyordu. Jimine her baktığımda aklıma annemin acı hayatı ve ölümü gelirdi. Jimin ölen annemin yanımda olduğu hissini veriyordu bana. Hem canımı acıtıyor,hem de özlemimi gideriyordu.

Annem daha 19 yaşındayken babamın sarayında hizmetli olarak çalışıyordu. Çok güzel,naif ve göz kamaştıran bir kadındı. Zaten babamla burda tanışmıştılar. Babam annemi beğendiği için yakınlaşmaya çalışmış. Ama annem yüz vermiyormuş. Babam inatçı olduğu için istediğini almadan durmazmış. Annemi güzel hediyyeler ve gösterdiği ilgi ile kandırmıştı. Annemin babası ise annemi para karşılığında yaşlı, zengin bir betaya satmak istemiş. Annem o betaya istemediği için babama olanları anlatmış. Babam da annemi babasından almış. Kral istediği omegayı alırdı. Omeganın babası  bile karışamazdı.

Annem ve babamın düğünü olmuş. Annem babama inanmış. Onu bırakmıyıcağına,aldatmıyıcağına inanmış. Ama babam tam bir şerefsiz olduğu için sikini tutamayıp başka omega ve vitalarla beraber olmuş. Annemi de ayakta uyutmuş. Annem sonradan bu durumu öğrenmiş. Tabi çok yıkılmış. Güvendiği ve tüm sevgisini verdiği eşi onu aldatıyordu. Kraldan ayrılmak istediğinde ise bana hamile olduğunu öğrenmiş. Bu yüzden ayrılamamış. Kral çocuğu olduğunu öğrenince çok sevinmiş yine de şerefsizliğinden geri kalmamış. Karısı hamile ola ola onu aldatmış.

Bir süre sonra ben doğmuşum. Ben doğunca babam tüm ilgisini bana vermiş. Tek veliaht olduğum için eğitimime çok önem vermiş. Nede olsa onun için en önemli şeyler krallığı ve koca sikiymiş. Anneme bu yüzden olan küçük ilgisini de kaybetmiş.

Annem her gece benden gizlice ağlıyordu. Ben küçük olduğum için anlamıyordum niye ağladığını. Onu sakinleştirmeye çalışıyordum. Büyüdüğümde ise olanları anlamıştım. Annemin hep yanında oluyordum. Eğer babam ona ilgi vermiyorsa ben vericektim gerekli ilgiyi. Babama anneme döktürdüğü göz yaşları yüzünden nefret besliyordum. Her zaman anneme yakın babama uzaktım. Babam da bunun farkındaydı. Ama bir şey yapamıyordu. Annemin hep yanında olduğum için ona daha da bağlanıyordum. Büyüsem bile bana hala aynı küçük çocuk ilgisini veriyordu. Bu yüzden annemi çok seviyordum.

Her şey harika giderken bir sorun oluştu tabi. Babamla  bir topluluk arasında kavga olmuştu. Babam onlarla bir konuda anlaşamıyordu ve bu da onun sonu oldu. Bu topluluk sinsi bir plan kurup babama suikast yapmıştı. Üzülmüştüm mü buna? Hayır. Hak ediyordu bunu. İyi bir kral ola bilirdi. Ama şerefsiz bir insandı. Zaten babamı değil de annem ve kendi canımı düşünüyordum. Çünki sıra bize gelicekti. Krallığın tüm varis ve veliahtlarını öldürmek istiyorlardı. Sonra da çevriliş yapıp başa geçicektiler. Kendi kuralları hüküm sürücekti.

Beni en çok yaralayan olaysa annemin ölümüydü. Annemi yakalamıştılar. Ben saklanmıştım ve ne yapıcaklarını izliyordum. Onlar annemi gözlerimin önününde yaktılar. Tek başıma bir şey yapamıyıcaktım. Ben olaya karışırsam beni de annemle beraber öldürüceklerdi. Ne kadar yüreğim parça parça olsa da kaderime razı oldum ve annemin yardım ve haykırışlarla dolu yanmasını izledim. O gün hayatımın en kötü günüydü. O gün intikam alıp krallığın başına geçiceğime ve hak etdiğim gibi halkımı yöneteceğime söz verdim.

Adamlar beni her yerde arıyordular. Ben canımı korumak için yakın arkadaşım Taehyungun evine gitdim. Kendisi halktan bir insandı. Babamla krallığı gezerken tanışmıştık onunla. Sonrasında ise arkadaş olmuştuk. Babam halktan biri ile arkadaş olamama izin vermese de onu dinlememiştim. Taehyung ile sık sık görüşürdük gizlice. İyi ki de babamın aptal sözlerini dinlemeyip onunla arkadaş olmuştum. O benim hayatımı kurtarmıştı. Beni bulup öldürmesinler diye insanların olduğu yerde saklamıştı. O topluluk benim insanların olduğu yerde ola bilmemi düşünmemiştiler.

Halk başlarında kral olmadığı için ayağa kalkmıştı. Topluluk halka onların peşinden gitmelerini söylemişti. Halk krala sadık olduğu için bunu redd etmiş ve onlarla savaş başlatmıştı. Adalet yerini bulmuş ve halkın çoğunluğu yüzünden topluluk üyeleri öldürülmüştü.

Ortalık iyice sakinleşince Taehyung beni insanların olduğu yerden çıkarmış ve krallığa geri getirmişti. İnsanlar beni görünce şaşırmıştılar. Çünki öldüğümü düşünüyordular. Tek veliaht olduğum ve taht boş kalamayacağı için genç yaşımda kral olmuştum. Kral olunca düzeni değişmiştim. Taehyungu ordu komutanı yapmıştım. Normalde Taehyung gibi halktan insanlar krallığın kanunlarına göre ordu komutanı olamazdı. Ama bana karşı yaptıklarını başka bir şekilde ödeyemezdim. O bana gerçek arkadaşım olduğunu göstermişti. Bu cesareti kimse göstermezdi. Onu ordu komutanı yapmam bile yaptıklarını ödeyemez. O bana gerçek arkadaşlığın var olduğunu gösterdi.

Yani hikayem böyle benim. Jimini sevmemin sebebi de annemdi. Annemi hala özlüyordum. Sanki Jimin gelip bu özlemimi azaltmıştı. Onu hiç bir yere bırakmak istemiyordum. Ben git diyene kadar Jimin burda kalıcaktı. O benim gözdemdi ve benim yanımda olucaktı. Bu yüzden kaçınca çok endişelenmiştim. Ben Jimini sevmiyordum gerçekten. Sadece anneme benzediği için bu kadar ilgi gösteriyordum. Onu hiç bir zaman sevmemiştim ve sevmiyicektim. En azından ben öyle sanıyordum.






Merhaba arkadaşlar. Aslında pek istemesem de vote sınırı koymak kararı aldım hikayeye. Lütfen bu yüzden bana kızmayın.

Vote sınırı:13

Yorum yapmanızı da rica ediyorum. Fikirlerinizi öğrenmek istiyorum. Lütfen sözlerime saygı duyun. Hoşçakalın.

My AlphaWhere stories live. Discover now