B.H.-4

3.7K 83 0
                                    

Yüzüme dokunan ellerle gözlerimi açtım. Barışın elleri yüzümde dolaşıyordu. Turkuazlarını yüzüme dikmiş sevgiyle bakıyordu.

Sağ elimi kaldırıp sakallarına götürdüm. "Günaydın"
"Günaydın güzellik. Annem mesaj atmış geliyormuş yarım saate"
"Tamam o zaman kahvaltı hazırlayalım"
"Dur bı yaa kızıma günaydın demedim"
Gülerek karnıma baktım. Artık isim bulmamiz gerekiyordu

Barış karnımı severken konuştum." Artık isim bulmamız lazım her an gelebilir çünkü"
"Doğru ben isim bulamam sen bul beğendiğimizi koyarız." Gülümseyerek konuştum.

"Aslında aklımda bir isim var"
"Neymiş o isim?"
"Eslem. Neden bilmiyorum ama bana çok sıcak geliyor bu isim"
"Anlamı ne ki?" diyerek eline telefonunu alıp internete girdi. Arama motoruna Eslem isminin anlamını yazdı.

Çıkan sonucu sesli şekilde okudu" Allah'a teslim olan kimse, günahsız ve de değerli kişi demektir."
"Beğendim anlamını da "
"Ben de. E bu kolay oldu. Ben kavga ederiz diye düşünüyordum."
"Şahsen ben de ama benim anlayışlı kocacım hemen tamam dedi"dedim sırıtarak. Barışta sırıtıp karnıma döndü.
"Senin adın Eslem olsun mu ister misin bebeğim?" Karnıma gelen tekmeyle gülümsedim"beğendi galiba"dedim barış sevkatle gülümsedi ve kafasını salladı.

"Eee şey Eslemin canı simit istiyor"
"Hıhı eminim kızımız istiyordur" sinirle gözlerimi kıstım "tabiki kızımız istiyor"dedim çirkefçe barış güldü "tamam tamam gidiyorum" dedi ve ayağa kalktı sırıtarak ben de ayağa kalktım ve pijamalarımı çıkardım.

Barış simit almaya gidince ben de çayı koydum ve kahvaltılıkları masaya çıkardım. Düz tabaklardan üç tane de masaya kuydum. Çatalları da koyunca sofra hazırdı.

Kapı çalınca kapıyı açtım Barış içeri simitlerle girdi. Poşetleri tezgaha koyup küçük sepetin içine parçaladı.

Tekrar kapı çalınca bu sefer barış kapıyı açtı. Hülya anne tüm güzel enerjisiyle ve güler yüzüyle bizlere baktı.
"Günaydın benim canlarımmm" kıkırdayarak içeri giren Hülya anneye sarıldım. "Günaydın hoşgeldin annecimm"
"Hoşbuldum güzel kızım. Oh maşallah nasıl da büyümüş benim torunum"dedi karnımı severken.  Barışa dönünce harçlık sırasının kendisine gelmesini bekleyen suratsız cocuklar gibi annesine baktığını gördüm.
"Merhaba anne ben de Barış hani doğurduğun"
"Aman kıskanç oğlan gel sana da sarılayım."dedi kollarıyla Barışı sararken kafasını kaldırıp söylendi"Eğil de öpeyim sıpa"barış gülerek eğildi yanağını öptükten sonra çantasını ve birkaç poşeti salona koydu.

"Annecim kahvaltı hazır gel yiyelim. Hem Barış simitte aldı".
"Tamam kızım geliyorum. Bir ellerimi yıkayım siz başlayın." Kafamı salladıktan sonra mutfağa geçtim.

Sandalyeme oturup barışın çayları dökmesini izledim. Hülya anne de gelince kahvaltıya başladık. Çayından bir yudum alıp konuştu.

"Ben de birkaç eşya aldım"
"Anne ne gerek var ben zaten biraz abarttım galiba"
"Görünce dayanamadım napayım küçük küçük çok tatlılardı"
"Gerçekten öyleler geçen de Seda kaç poşet almış gelmiş. Kızınca da sanane sana mı aldım diyor"dedim gülerek Barış ta güldü "o kız tam çatlak ama gerçekten çok yardımcı oluyor"
"Öyledir o iyi ki tanışmışım onunla" hülya anne de onayladı.

"Hayatta bir sürü arkadaşınız olacağına bir tane dost yeter "dedi ikimiz de onaylayan sesler çıkarırken kahvaltımıza devam ettik.

Kahvaltımız bitince Barış ayağa kalktı." Ben gidiyorum güzeller akşama görüşürüz"deyip ikimizinde yanağından öptü karnıma da öpücük kondurup kızımızdan tekme yedikten sonra çıkıp işe gitti.

BEBEKLİ HAYATWo Geschichten leben. Entdecke jetzt