20. Bölüm: "Kırmızı Elbise Giyen Çocuk"

3K 252 173
                                    

BUGÜN BU FICIN 1. YILI😭

salak saçma hareketlerime katlanıp bir ara fici kaldırmama falan rağmen hala okumaya devam eden herkese teşekkür ederim🥺💜

bölümü kontrol edemedim, garip yazım yanlışları olabilir haberiniz olsun :(

hepinize iyi okumalar~

{20}

"Belki bir kış tatili iyi olabilir, kalacağımız yerin parasını ben karşılarım." Jeongguk, her ne kadar ısrar etsem de tişörtünü giymeyi inkar ediyordu ve üzerinde yalnızca iç çamaşırı ile bilgisayara gömülmüştü.

"Bence biraz dışarı çıkıp dolaşsak eğlenceli olabilir, tatil işini daha sonraya erteleyebiliriz. Şimdiden bu kadar abartmamıza gerek yok, Jeongguk." her şeyi itiraf ettiği günün hemen ertesi günü, bir anda tatil planları ve birlikte vakit geçirebileceğimiz programlar ayarlamaya kalkmıştı. Ona kızamıyordum, ilişkiye bir şeyler katmak istemesini de sevimli buluyordum ancak şimdiden kendini bu kadar şartlamasına, acele etmesine gerek yoktu.

Benim sözümü kesinlikle dinlemediği için kucağındaki bilgisayarın ekranını yavaşça indirip dağınık saçlarına ellerimi daldırdım. "Her şey yavaş yavaş olacak Jeongguk."

"Kız kardeşim evlenmeden önce birlikte tatile gidebiliriz diye düşünmüştüm, kafamızı dinleriz ve sadece ikimiz oluruz diye. Sen bunu istemiyor musun yoksa?" çocuk gibi, çaresiz bir ifadeyle bana bakıp dudaklarını büzünce ona dayanamayacağımı bildiği için güldüm. "Çocuk gibisin," dedim gerçekleri itiraf edercesine. "Hatta koca bir bebek gibisin."

"O zaman bu bebek senin kıçına hayran diyebilir miyiz?"

Yüzündeki tatlı ifadeye karşı koyamadığımdan dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp burnumu burnuna sürttüm. "Sapıksın." dedim azarlar gibi bir tonda. Buna karşılık olarak sesli bir şekilde güldü ve bilgisayarı kenara koyarak beni kucağına çekti.

Bacaklarımı iki yana açıp kucağına yerleştiğimde ise, yüzündeki huzurlu ifadede ben de huzur buldum. Olayların bu hale geleceğini ve durumun bu denli değişeceğini asla tahmin etmezdim. Jeongguk'a güvenmekten başka çarem yoktu, onu seviyordum.

"Sürekli seni sevdiğimi söylemek istiyorum sana, beni delirtiyorsun." fısıldayarak söylediği bu tatlı cümle, kalbimin hızlanmasına sebep olurken dudaklarımda dilimi gezdirip kendimi konuşmaya hazırladım ancak söyleyecek herhangi bir kelime bulamadan yüzüne bakmaya devam ettim öylece. Uyku sersemi hali, öylesine etkileyiciydi ki, bu şekilde bile beni kendisine hayran bırakmayı başarabiliyordu.

"Aslında biliyor musun, yeni şeyler deneme kararımızı bence alışkanlıklarımızla da harmanlayabiliriz. Benim için bir şey yapmanı istiyorum." Jeongguk'un, seks sırasında gözlerine inen o karanlık perde birden ortaya çıktığında sertçe yutkunmak zorunda kaldım ve onun kucağında huzursuzca kıpırdandım. Bir önceki geceden dolayı yeniden seks yapacak halde değildim, yorgundum.

"Şu an seks yapacak havamda değilim," dedim kısık bir sesle, yüzümü buruşturarak kucağından inmeye çalıştım ancak buna izin vermedi ve tam olarak gözlerimin içine bakıp sırıttı.

"Benim için elbise giyer misin?"

Hiçbir zaman, kadın kıyafetlerine bir ilgim olmadığından, kendimi bir elbise içinde hayal etmekte zorlandım. Makyaja ya da elbiselere gram ilgim yoktu, kesinlikle böyle biri değildim bu nedenle "elbise" lafını duymak kanımı dondurdu.

Kekeleyerek konuşmaktan korktuğum için ağzımı açamadan öylece baktım Jeongguk'un suratına, bakışlarımdaki karmaşayı yakaladığını hissediyordum.

Psychological Play | JikookWhere stories live. Discover now