1. Bölüm "Gözyaşı"

554 96 55
                                    

Deftere bişeyler yazmaya başladı ağlayarak sonra hıçkırıklara boğuldu ard arda çünkü oraya yazdığı her bir kelime onun canını bir kez daha acıtıyordu. Oraya yazdıklarını kabullenmesi çok zor olmuştu ama sonunda kabullenmişti yıllar bunu acı şekilde ispatlamıştı defalarca kez ona . Bu onun hayatındaki en büyük şanssızlıktı.

Sonuçta insanlar ailesini seçemezdi değil mi? O da seçememişti işte yıllarca bu yüzden gözyaşı döktü. Seçmeyi dilemişti hep ama olmadı, olamazdı işte.
Sonra daha da hırçın yazmaya başladı sonra yavaşladı, yavaşladı ve kalemi koydu masaya.

O ne zaman canı sıkılsa, üzülse, haksızlığa uğrasa yazardı çünkü bunu kimseye anlatamazdı sadece yazardı yazdıkça biraz olsun rahatlardı o defterin her bir sayfasına gözyaşları sel olup akardı. Mürekkep dağılırdı göz yaşlarıyla.

Sonra kolundaki morluğa baktı çok acıyordu. Hiçbir şey yapmamasına rağmen üzerine bir de dayak yemişti ailesini düşündü canı çok yandı kolunun acısını katlıyordu yüreğindeki yaranın acısı ne kadar ağlarsa o kadar açılıyordu o yara.

Hiçbir zaman sevilen bir evlat olmayı başaramamıştı ne annesine ne de babasına karşı hep hatanın kendisinde olduğunu söylerlerdi onlar. Kızkardeşi ve erkek kardeşi de bunu bilirdi. Her ne olursa olsun cezanın ona kesileceğini. Ne de olsa aralarındaki en büyük oydu onun canı acımazdı onun hakkı yoktu hiçbir şeye.

Tüm bunları düşünürken annesinin sesini duydu birden

"Kız kör olmayasıca kalk bir çay koy komşu gelecek çay içmeye kek falan bir şeyler yap."

"Tamam Anne. " dedi.

Elini yüzünü yıkadı aynadaki suratına baktı bir süre.
Bugüne dek ne haksızlıklara uğradı üvey evlat muamelesi gördü ama yine de buradaydı. Bazen başını alıp kaçmak isterdi ama yapamazdı işte çünkü buna imkanı yoktu.

GÖKYÜZÜ MAVİSİ Where stories live. Discover now