you cant even be my shit ༄ liskook

0.8 (Texting ❌)

"Gerçekten sabaha kadar böyle mi oturucaz?"

Jennie sinirle nefesini verip ayağa kaltı. Yukarı çıkmış şortunu düzeltirken masanın bir ucuna oturdu.

"Oturun"

Herkes masanın bir ucuna geçerken beni Jimin ve Chaeyoung arasına koymuşlardı, kısacası aralarına giren bir ot görevi görüyordum.

Jennie mutfakta aldığı şişeyi masaya koyarak herkesle göz kontağı kurdu.

"Doğruluk ve Cesaretlik gibi düşünün, tek farkı sadece doğruluk olacak. Yani daha iyi tanışmamız için"

Herkes memnuniyetle gülümserken bayılma taklidi yaparak kaçma planımı zihnimde 500. kez gerçekleştiriyordum.

"Jisoo ve Jungkook! Jisoo sor"

Jisoo bir süre etrafına bakıp Jungkook'u inceledi.

"Geldiğimizden beri tek kelime etmemenin sebebi ne?"

Önünde duran shota uzandı.

"Böyle olacaksa oynamayalım? ilk sorudan gittiysen ohoo"

Jennie beklemeden şişeyi çevirdi.

"Taehyung ve Lalisa"

"Dün neden ağladın?"

Öldürücü bakışlarımı Taehyung'a gönderirken Jungkook dirseğiyle midesine vuruyordu.

"Yani üzgündün, kusura bakma ben genelde dalgaya vurduğum için istemeden ağzımdan kaçtı"

önümdeki shotla bakıştım bir süre. Kimsenin ağzından bir kelime çıkmıyordu, duvarlar üstüme doğru geliyordu. Chaeyoung eliyle kolumu güven verircesine sıkınca ona doğru gülümsedim.

"Söyleyecek misin?"

Bakışlarım tekrardan Taehyung'a çıktığımda şişeyi elime alıp ona doğrulttum.

"Üstüne oturtma bak"

diğerli gülmeye başladığında öfkeyle önümdeki shota yöneldim.

"Diğer kızlar biliyorken bizim bilmememiz haksızlık"

diye sitem etti Jin.

"Jin, belki de anlatmaması gereken bir şeydir. Boş ver"

Namjoon'a gülümseyerek şişeyi çevirdim.

"Jennie ve Taehyung"

"İnsanları hep güldürmeye çalışma sebebin ne?"

derin nefes alarak doğruldu.

"Eee bari oyunun açılışını yapayım. Babam, hep mutlu ve güler yüzlü bir insandı fakat annem gittikten sonra eve çok geç gelirdi ve sıklıkla sarhoş olurdu"

"Başın sağolsun"

Gülerek cevap verdi "Ölmedi canım yurt dışına gitti iş için"

Jungkook elini Taehyung'ın boynuna geçirirken hafiften bağırdı. "Lan orospu bize niye yalan söylüyordun"

Taehyung koşarak Jennie'nin arkasına geçtiğinde Jennie'de bir kere vurdu.

"Bu niyeydi şimdi ya?"

Kapının zili duyulduğunda herkes şaşkınca kapıya bakıyordu.

"Daha yeni taşınmadınız mı?"

Jennie sorgular şekilde kapıya gittiğinde tanıdık sesin kulağımı doldurmasıyla yayvan bir şekilde gülümsedim.

"Şuna bak sevgilisi geldi galiba"

masada duran şişeyi Taehyung'un kafasına atarken ayağa kalktım.

"Sus lan şirine"

içerideki herkes gülmeye başlarken arkamdan hafifçe bağırdı.

"Saçlarımın mavi olması bu kadar mı hoşuna gitti"

"Ay yok artık bu konuda bile yavşıyor" diyerek içeri giren Jen'e gülümsedim.

"Bobby!"