1.7

2.6K 197 58
                                    

Masada herkes gülerek konuşurken ben, Taehyung ve Jungkook içecekleri konuşuyorduk.

Jin ve babannesi de masaya katıldığında birbirimize iyice yanaşmış sohbet daha da büyümüştü. Babannesi Jin'in küçüklüğünden bahsederek onu rezil etmeye çalışırken Jin de kafasını masaya gömüyordu.

"Ay ay yeni nesil de ne kadar nazik, kibar, yakışıklı ve güzel. Var mı bana gelin?"

"Hahah babanne var bak şuradaki ağacı görüyor musun? o"

Babannesi elindeki çantayı kafasına vurunca gülmelerimiz katıldı. Ellerini ellerimin üzerine koyup doğruca gözlerime baktı.

"Kaç yaşındasın sen güzel kızım"

"18 yaşındayım"

Geri çekilip masaya bakındı.

"Nasıl bu kadar genç olabilirsin? Hadi oradan en az yirmi vardır"

"Babaannem tontişim benim bak Jungkook ve Lalisa daha liseli veled ama Lalisa olgun bir veled"

"Veled ne demek oğlum sen nesin, eşşek?"

Tekrardan ellerimi okşamaya döndüğünde sinsice gülümsedi.

"Var mı birileri güzellik? ayarlıyım mı benim komşunun oğlunu. Çok zekidir kendisi"

Gülümseyip mahçupça başımı yere eğdim.

"Yok efendim, erkek arkadaş istemiyorum"

istemediğimden değil, kaybetme korkusundandı.

"Lezbiyen misin?"

Masadakiler bir daha gülmeye başladıklarında ellerimi hayır anlamında sallamaya başladım. Jungkook bir elini omzuma atıp beni kendine çekip dudaklarını aralayıp her cümlesinden ayrı bir melodi çıkan sesini bize bahşetti.

"istemiyor çünkü ben varım. Değil mi?"

Kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken masadakiler de aynı şekilde bize bakıyorlardı.

"Aahahah evet babaanne Jungkook ve Lalisa birlikteler ama bunu dile getirmekten pek hoşlanmıyorlar"

Zorla gülümseyip sohbete devam ettik.

"Taeyong gittiğine göre daha rahat olabilirsiniz?"

Jisoo ayağa kalkıp Namjoon'un arkasından gitti.

"Biz de mi yürüyüş yapsak?"

Dedim çenemle deniz kenarındaki yürüyüş yolunu göstererek.

"Olur" dedi Jungkook telefonu ve cüzdanını cebine koyarak.

Yürüyüş yolunda durup ayağımdaki ayakkabıyı çıkarıp elime aldım.

"Napıyorsun?"

Çıplak ayaklarım kumla birleşirken verdiği soğukluk beni rahatlatırken Jungkook'a döndüm.

"Sen de gelsene. Hadii!"

Gülerek ayakkabını alıp yanıma doğru yürüdü.

"Benden daha olgunmuşsun. Ay kıçım"

"Sus da anın keyfini çıkar. Yarın ne olacağını bilemeyiz"

Başını sallayıp birlikte sahil boyu yürümeye başladık. İnce kum taneleri ayağımı gıdıklayarak geçerken gün batımına karşıydık.

"Çok güzel değil mi?"

Başını sallayıp durdu.

"Denize girelim mi?"

you cant even be my shit  ༄ liskookOnde histórias criam vida. Descubra agora