26

1.2K 87 10
                                    

Sekreter kapıyı tıklatıp içeri geldi. "Merhabalar Bay Park. Adının Chaeyoung olduğunu söyleyen bir kadın sizinle görüşmek istediğini söylüyor ama randevusu yok. Yine de içeri almamı ister misiniz?"

Jimin sevgilisinin adını duyunca gözleri parladı ve kafasıyla onayladı. Sekreter dışarı çıktığında gülümsemeden edemedi. O kadar özlemişti ki. Saçını elleriyle düzenledi. Kapı açıldığında Chaeyoung kaşları çatık bir şekilde içeri girdi.

"Bayan sensin hayvan!" diyerek dışarı bağırdıktan sonra kapıyı kapatıp içeri girdi. Jimin bu haline gülümsemeden edemedi.

"Öncelikle buraya gelmemin sebebi sana olan özlemimden değil sadece çok önemli bir konuyu acilen konuşmamız gerektiği." Kız gözlerini karşısındakine dikti. Jimin'in gülümsemesi anında soldu.

"Otur istersen ayakta kalma." Kız oturunca sözüne devam etti. "Bir şeyler içmek ister misin?"

"İşim o kadar uzun değil." Chaeyoung çantasını önünde duran sehpaya koydu. "Jimin ben çok düşündüm ve bir sonuca vardım. Lütfen sözümü hiçbir şekilde kesme. Sözüm bittiğinde istediğini söyleyebilirsin. Sonra da giderim zaten." Jimin kafasıyla onaylayınca devam etti. "Ben senden ayrılıyorum. İçimdeki bir şeyleri tam anlamıyla hallettiğimi düşünmüştüm senin sayende. Nefret etmediğim sayılı erkeklerdendin. Seni seviyordum ama dediğim gibi içimdeki bazı şeyleri yoluna koyamadım. Umarım anlamışsındır."

Chaeyoung söylediklerinden sonra oğlanın tepkisini ölçmek istedi ama ne hissettiğini anlamadı. Sinirlendi mi? Üzüldü mü? Hiçbir şey anlaşmamıştı.

"Öncelikle fikrine saygı duyuyorum Chaeyoung. İstediğini düşünebilirsin. Sadece bizim aramızdaki ilişki değil diğer ilişkilerin içinde söylüyorum eğer bir söz verdiysen veya vereceksen bunu tam anlamıyla düşünüp layıkıyla yerine getirmelisin. Ayrıca ilişkiler asla tek taraflı değildir. Sen ayrılıyoruz deyince olmaz. Bu ilişkide bende varım. Bana da sorman gerekli. Sonuçta ilişki dediğin şey iki kişi arasında olur değil mi?" Jimin derin nefes alıp verdi.

"Ama sen benden vazgeçmişken seni zorla burada yanımda tutamam değil mi güzelim? Umarım bundan sonra hayatını istediğin şekilde yaşayıp içindekileri yoluna koyabilirsin."

Kapı tıklatılıp sekreter içeri girdi. "Bay Park çok üzgünüm bölmek istemezdim ama HLM Holding ile olan toplantınız yarım saat içerisinde başlayacak."

"Tamam beş dakikaya geliyorum. Çıkabilirsin."

Chaeyoung çantasını alıp kalktı. "Ben gidiyorum o halde."

"Git madem. Eğer herhangi bir şeye ihtiyacın olursa ara. Ben her zaman senin için bekliyor olacağım. Hoşçakal."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Seokjin!" Jisoo hızlıca koşup sevgilisine sarıldı. Araları bozuk olmayan tek çift onlardı.

"Sevgilim. Seni o kadar çok özledim ki. Sen gittikten sonra iki saat ağlarım şu sarılmamıza." Seokjin'in dediği şeyle Jisoo kıkırdadı.

"Bende seni çok özledim. Artık dayanamadım geldim yanına. Yalnız kimse aramızın iyi olduğunu bilmiyor. Kimseye çaktırma tamam mı?"

"Peki. Bir şeyler ister misin? Sevdiğin kahveden söyleyeyim mi sevgilim?" Eliyle Jisoo'nun yüzünü okşarken. Jisoo kafasıyla onaylayınca Jin telefonunu alıp kısa bir mesaj atıp tekrardan döndü bakmaya bile kıyamadığı sevgilisine.

Jisoo başını Seokjin'in omzuna koydu. Seokjin'se ellerini Jisoo'nun incecik beline doladı. Başının üstüne minik minik öpücükler kondurdu. Jisoo ona sabah İran beridir yaşadığı bütün sinirini stresini unutturmuştu.

Jisoo bir anda kafasını kaldırıp hızla kapıya doğru gidip kapıyı kitledi. Sevgilisinin yanına oturup ona doğru döndü. "Seni çok özledim." dedi ve hızla karşısındakinin dudaklarını öpmeye başladı.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Şerro Soo. Arkadaşların ne halde sen ne peşindesin. Yazıklar olsun.

Ice cream chillin'

Chanel Girl || BTS x BPWhere stories live. Discover now