Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.
Dudağımdaki sürekli gezinen fırça ile gözlerim kapanmış yanlızca sessizce bekleyişimi sürdürüyordum. Bugün bir ruj markasının reklam çekimi vardı ve kıyafetlerim çok özenilmemişti. Altımda beyaz bir pantolon ve üstümde nar çiçeği renginde şifon bir gömlek vardı. Tamam, bunlar benim gündelik kıyafetlerimdendi.
"Jimin, botoks yaptırmayı düşünüyorum."
Gözlerimi açarak işine odaklanmış Talya'ya göz ucuyla bakarken kaşlarımı anlamaz bir ifadeyle çatarak cevapladım. "Eee?"
Ufak bir bakışla bana baktıktan sonra kutudan biraz daha ruj almıştı fırçaya. "Eee'si sana danışıyorum Jimin!"
Koltuğumda geri giderek ürkekçe baktım suratına. Cidden anlamıyordum. "Kime danışırsan danış."
Yerimden kalkarak önümde ikiye ayrılmış saçlarımı geriye atarak konuştuğumda, gözlerini kısarak beni izleyen Talya'ya 'ne var?' dercesine kaş göz işareti yaptım.
"Senin dudakların botoks değil mi?"
Dudaklarını büzerek hayal kırıklığına uğramış gibi sorduğunda, birkaç saniye bakmış ardından ise dayanamayarak kahkahamı patlatmıştım. "Benim mi? Cidden çok komiksin!"
Karnımı tutarak gülmeme devam ederken, öksürük sesiyle gözyaşlarımı silerek o tarafa dönmüştüm. Taehyung, bir eli takım elbisesinin cebinde soru sorar bir şekilde bizi izliyordu.
"Ne oluyor burada?"
"Hiç."
Hızla yanıt verdiğimde, odada sessizlik hakim sürmüştü. Taehyung yavaşça bize yaklaşırken aynı zamanda sahne dekorasyonlarından abajur ve aynaya dokunarak inceliyordu. "Evet, Talya?"
"Efendim Jimin'le konuşuyorduk ve birden gülmeye başladı." Talya bir anda eliyle beni göstererek konuştuğunda, ağzım açık bir şekilde ona dönmüş ve elimle kendimi göstererek ağzımı 'ben mi?' anlamında oynatmıştım.
Taehyung bakışlarını bana çevirince, hızla savunma duvarlarımı önüme alarak işaret parmağım ile Talya'yı göstermiş ve omuz silkmiştim. "Bana dudaklarımın botoks olduğunu söyledi!"
Talya'ya öldürücü bakışlarımı şeytani gülümsememin ardından yollarken, Taehyung kaşlarını çatmış ve diğer elini de cebine yerleştirmişti. "Botoks değil mi ki?"
Gözlerim kocaman olmuş bir şekilde ona döndüğümde, herkes gülmesini tutmak amacıyla dudaklarını ısırıyordu. Ah cidden öyle mi düşünüyor?!
Aslında öyle çok da güzel dudaklarım yoktu.
"Değ-"
"Çekime başlıyoruz, Jimin buraya gel."
Kameraman eliyle bana işaret yaparak konuştuğunda kafamla onaylamış ve işaret parmağımı Talya'ya sallayarak sonra görüşeceğimizi işaret etmiş, sahnede yerimi almıştım.
"Ne yapacağını biliyorsun?" Woo Bin, kameranın ardına geçerek ışığı ayarlarken sorduğunda kafamla onaylamış ve yatağın üzerine oturmuştum. Ah.. Taehyung gitmemişti hâlâ.
"3..2..1.. Kayıt!"
Yatakta kollarımı arkaya yaslayarak kameraya baktım ve ezberlediğim metni okumaya koyuldum. "Kışın rujlarda en sevmediğimiz özellik, soğuk havayla bir olup dudaklarımızı kurutması olayı değil midir?" Yerimden kalkarak birkaç adım attım ve maket olan makyaj masasının yanına gelerek markaya ait olan ruju elime aldım. "İşte 'Fruilips' tam da burada devreye giriyor. İçerdiği nemlendirici özelliği ve avakado yağı ile dudaklarınızı hem nemlendirecek, hem de renklenmesine neden olacak. Üstelik gerçek meyve özüyle üretilen bu ürünü sürdükçe, fresh koku her zaman burnunuzda olacak." Son olarak rujun kapağını açarak reklam gereği alt dudağıma sürüp kameraya gülümsediğimde, yönetmenin sesi duyuldu. "Kestik!"
Elimdeki ruju masaya bırakarak herkeste gözümü gezdirdiğimde, Taehyung'un aynı pozisyonda tepkisiz bir şekilde hâlâ bana baktığını fark ettim.
"Harikaydın Jimin! Cidden çok iyi iş çıkarıyorsun, bugünki çekimler bitti dinlenebilirsin." Kameraman gülümseyerek konuşurken, aynı zamanda ışık ve kamera sistemlerinin kaldırılmasında görevlilere yardım ediyordu. Gülümseyerek teşekkür ettiğimdeyse, Talya beni makyajımı çıkarmak üzere koltuğa oturtmuştu.
"Bekle, çıkabilirsiniz siz odadan." Taehyung'un sesi gür bir şekilde herkesin dikkatini çektiğinde, anında boşalmıştı oda. Ben de aynı şekilde onların arkasından çıkacağım sırada, kolumdan tutarak buna engel olmuştu.
"Sen değil."
Kaşlarımı kaldırarak ona anlamayarak bakarken, o ardında olan kapıyı ayağıyla zahmetsiz bir şekilde ittirmiş ve kapanmasını sağlamıştı.
"Reklamın doğruluğunu test etmem gerekiyor." Kolumu tuttuğu elini bırakmadan gözlerini dudaklarıma indirdiğinde yanlızca onu izliyordum.
"Nasıl peki?"
Hafifçe gülümseyerek sorduğumda, yanıt vermeden yanlızca sertçe dudaklarıma yapışmıştı. Dudaklarımı ağzının içine alarak hızlı bir şekilde nefeslerinin arasında öpüyorken, beni duvara itmiş ve hemen önümde durarak bir elini duvara diğerini ise kalçama atmıştı. Ellerimi kullanmayarak sadece öpücüklerine karşılık verirken, soluksuz kalmamızla benden sesli bir şekilde ayrılmıştı.
Nefesi yüzüme çarparken, dudakları etrafında dilini gezdirmiş ardından ise vücudunu bedenimden ayırarak kapalı gözlerini açmıştı.
"Şeftali, güzelmiş. Demek gerçek meyve özleri.."
Gülerek ellerini tekrar ceplerine koyduğunda, hareketlerini izlemekten başka birşey yapmıyordum. Bugün kahverengi bir takım elbise giymişti ve yine her zamanki gibi çok yakışıklı görünüyordu.
"İyi gidiyorsun Jimin, sana güvenebileceğimi biliyordum."
Gülerek kapının önüne geldiğinde, son kez bedenimi süzmüş ardından ise kapıyı açarak çıkmıştı. Birkaç saniye arkasından baktıktan sonra, ellerimi arkamdaki duvara yaslamış ve kafamı geri atmıştım.
"Ah, Jimin! Rujunu çıkarmışsın, fotoğraf çekilecektim!"
Taehyung cidden bana iyi gelmiyordu.
▪
Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.
