21.Bölüm|Aile

636 85 131
                                    

Jimin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jimin

Aile dünyaya geldiğimiz ilk andan itibaren yaşamımızdaki en önemli etkendir. Bir bebek ilk dönemlerini ailesinin bilgisi doğrultusunda geliştirir, onların verdiği kadarını alırdı. Bu bilgiler sadece analitikle sınırlı kalmaz aynı zamanda hayat hakkında da bir şeyleri öğretirdi. En basitinden ailenin konuştuğu dili öğrenir, ilk sana tekrar ettirdikleri kelimeyi telaffuz ederdin. Seni hayata hazırlar, hazır oluncaya kadar savunmasız bedenini korurlardı.
Ancak bu doğan her bebeğin şanslı olacağı anlamına gelmezdi. Bazen aileler biyolojik birer etken olmanın ötesine geçemezdi.

Derin bir iç çektim ve kafamın içerisinde dönüp duran düşüncelere son verebilmek umuduyla bakışlarımı duvardaki saate çevirdim. Neredeyse dokuza gelmek üzereydi ve ben son telefon konuşmamın üzerinden tam bir saat geçmiş olmasına rağmen oturmuş, düşüncelerle boğuşuyordum.

"Babacığım..."

"Efendim koca adamım?" Koltukta yanıma tırmanan bedenine uzanıp, koltuk altlarından kavrarken kolaylıkla yanıma çekmiştim.

"Canın mı sıkkın?" Diye sordu. Ne zaman kötü hissetsem bir şekilde anlar ve minik bedeniyle kollarım arasına sığınırdı. Bu şekilde tüm sıkıntıları paylaştığımıza inanıyordu.

Başımı iki yana sallarken yorgun bir gülümseme sundum. "Sadece biraz yorgunum." Yalan değildi. Bedenen olmasa da zihinsel bir yorgunluğa sahiptim ve bu beni çok daha fazla zorluyordu. Kalbim sıkışıyor, nefesim kesiliyordu. Sanki en ufak bir zorlukta yıkılacak ya da olduğum yere çöküp göz pınarlarım kuruyana kadar ağlayacak gibiydim.

"O zaman sevgi saati!" Oturduğu yerde ayağa kalktı ve iki yana açtığı kollarıyla olduğu yerde zıplamaya başladı. Bu 'beni hemen kucakla yoksa üzerine atlayacağım' demenin bir başka yoluydu.
Onunki kadar büyük bir gülümseme eşliğinde kollarımı iki yana açtım. Koltuğun üzerinde iki kez zıplamış üçüncü de ise kucağıma atlamıştı.

"Yavaş ol bakalım, ben yaşlı bir adamım." Boynuma gizlediği başını kaldırmış çattığı kaşlarıyla yüzüme bakıyordu.
"Yaşlı değilsin." Verdiği sevimli tepki karşısında daha fazla dayanamamış ufak bir kahkaha atarak kollarımı beline dolamıştım. Yaşlı olmadığımı biliyordum ama bu konu nedensizce sinirlenmesine ve onu sıkıca sarmalamak isteyeceğim kadar tatlı tepkiler vermesine neden oluyordu.

"Çok genç de sayılmam ama." İri gözleri kısılarak bakmaya başladığında düşündüğünü anlamıştım. Kendisinin, aslında davranışlarının farkına vardığında ve gelişip kendi başına düşünmeye, bir şeylere karar vermeye başladığından beri bu hareketi sıklıkla yapar olmuştu. Önce iri gözleri kısılıyor ve sorunun ne olduğunu algılamaya çalışıyor, eğer hesaplama yapması gereken bir şeyse ona öğrettiğimiz sınırlı matematik bilgisiyle çözüme ulaşmaya çalışıyordu. Hatta birazdan o küçük parmaklarını da devreye sokacağına emindim.

Caligo メ JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin