Bazı insanlar, olmaları gerektiği gibi doğduklarını söylerler. Kendilerini değiştiremezler. Yada değişmekten korkarlar, özellikle dışlanmaktan ve nefret edilmekten.
Ben Baekhyun. Mutlu bir şekilde büyüdüm. Annem ve babam her anımda yanımda oldular. Tam anlamıyla mükemmel bir Kore ailesiydik. Birbirimize son derece bağımlı ve sonsuz sevgi besliyorduk.
Ben ise... ailem gibi olmadığımı anladığımda 9 yaşındaydım. Teyzemin düğününde ilk defa o endişe veren hissi yaşamıştım.
Ben onlar gibi olmayacaktım.
Belki de... bazen o yakışıklı dev çocuğun bana verdiği hissi görmezden gelseydim ailem gibi olabilir miydim merak ediyorum. Bu çocuk olmasaydı karşı cinsime mi aşık olacaktım? Bir kız ile beraber olup hayatımı onunla mı sürdürecektim? İşte bu kaygılandığım şeyler bu kasabaya ve başta aileme göre normal deniyor buna.
Normal olmak, aileme ve bu kasabaya göre karşı cinsten birine aşık olmak ve yuva kurmak demek.
Onlara göre aşk... ruha değil bedene karşı hissedilen bir şey.
Ailenin büyüklerinin biri kadın diğeri ise erkek olmak zorunda bu kasabada.
Sahiden neden buradaydım? Tanrı beni neden bu kadar zor bir yere göndermişti? İstemediğim bir yer burası.. Aynı zamanda korktuğum.
Normal olmamaktan korkuyordum ama artık kabullendim.
Ama asıl konu ben bu dev çocuktan vazgeçmekten onu sevmemekten korkuyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Homofobik Kasaba ✔
Short Storyİhtiyacınız olan tek şey herkes tarafından oluşturulan küçük bir sevgi mi? Yoksa herkesi karşısına alabilecek cesaretinde olan bir aşk mı? ■ #Baekyeol ■ Kurgu, tamamen bana ait değildir. Ödüllü bir kısa filmden uyarlanmıştır.