27

3.4K 225 1.1K
                                    

"Düğünleri varmış gidecek misin?"

"Hayır."

°°°

Topuklu ayakkabı giymese de attığı adımlardan zevk alıyordu. Biraz sert basıyordu ayakları kendini daha güçlü hissetmek için. Boynunda babasının bir kaç yıl önce aldığı kolye hâlâ duruyordu. Ceketinin cebinde bir mektup ile bugünün son günü olduğunu biliyordu. Hayatı boyunca bu anı düşlemiști. Ölmek. Onun en büyük korkusu değil miydi ölüm? Ne ara gelmişti bu raddeye? Eski arkadaşını görünce samimi bir gülümseme sundu arkadaşına. Tina ise oldukça endişeli

"Bak Ashley bu delilik! Sonuçta artık o evli üstelik seninle bile değil! Ve sen senin olmayan ve daha doğmamış olan bir çocuk için kendini mi feda ediyorsun?"

"Evet aynen öyle yapıyorum."

Tina, Ashley'in peşinden koşarken

"Ashley bu yaptığın tamamen delilik! Bir oturup konuşsak her şeyi çözebiliriz."

"Voldemort'da bunun peşinde biliyorum. Durmak için bir saniyem bile yok. Benimle misin yoksa değil misin sen bana onu söyle."

"Sen çıldırmışsın!"

"Cevabımı alamadım."

Tina, Ashley'in yanında yürümeye devam ederek tarafını belli etti. Ashley'in dudaklarında bir gülümseme belirdi. Çok sürmeden geri silindi. Ekibin de gelmiş olduğunu gördüğünde cebindeki mektubu son kez yoklayıp başı ile onay verdi. Grupça cisimlendiler.

Bir kaç saat gibi gelen süreden sonra sonunda kehanetlerin olduğu yönü bulabildiler. Ashley kafası ile işaret verdiğinde herkes farklı yönlere dağıldı. Biri sessizce

"onu buldum!"

Diye fısıldadı. Ashley kehaneti onun elinden alıp başı ile kapıyı işaret etti. Adam onu başı ile onaylayıp bir adım attı. Birden kapılar yüksek bir gürültü ile açıldı. Bir kaç ölüm yiyen basmıştı bulundukları yeri. Ashley ve Tina hemen sırt sırta gelip savaşmaya başladılar. Az önce dışarıya çıkmasını işaret ettiği adam, Jack King, Severus Snape tarafından öldürülmüştü.

Ashley, kehaneti sıkıca kavrayıp bir ölüm yiyene sersemlet yaptı. Tina, nişanlısının öldüğünü gördüğünde intikam ateşi ile Severus'a büyüler atıyordu. Severus ise sakin bir şekilde büyüleri savușturuyordu. Ama Ashley onun da içten içe sinirlendiğini biliyordu. Ashley karşısında ismini bilmediği adamı bayılttıktan sonra Tina'ya yardım etti. Tina o sırada başka ölüm yiyenler ile uğraşıyordu. Ashley alayla

"Vay vay vay eski biricik arkadaşım Severus Tobias Snape değil mi bu? Beni öldürecek misin yoksa Sev?"

Severus sesindeki alaydan dolayı sinirlenmiş olacak ki adeta tıslarcasına

"kes sesini!"

Dedi. Ashley ise onu takmadan alaylı gülümsemesi ile

"Neden yoksa artık ona ilgi verecek eski bir arkadaşı yok mu? Ya da sevdiği kıza ne demeli? O evlenmişti ama değil mi? Hem de senin biricik düşmanın ile. Kıyamam."

Yalandan dudaklarını büzdüğünde Severus artık hiddetle bildiği bütün kara büyüleri savurmaya başlamıştı. Ashley de aynı hız ile Severus'a karşılık vermeye başladı. Tina, Bellatrix'i sersemletip, Jack'in yanına koştu. Ashley, Tina'nın Jack'e koştuğu an anlık olarak arkasını döndü. Tina'ya kehaneti fırlattı.

"Tina sen onu al ve kaç ben onu oyala-"

Severus bu anı fırsat bilip şu iki sözü söyledi.

"Avada Kedavra."

Ay YüzlüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin