-37-

31 2 0
                                    

"Bekler misin?"
"Ne oldu?"
"Bak, beni affetmeni istedim ama gönülden affetmeni istedim zoraki değil.
Ben her şeyin farkındayım Berçem. Senin bilmediklerini,hatta aklının ucundan dahi geçmeyenleri biliyorum."
"Neyden bahsediyorsun?"
"Boşver anlarsın zaten. Her neyse,Benden rahatsız olduğunu ve istemediğin apaçık ortada. Bu yüzden işten ayrılmaya karar verdim ve İstanbula dönücem 1 haftaya. O 1 hafta daha çalışıcam ama"
"Sen bilirsin"
"Kısa süreli de olsa Hayatını mahvettiğim için özür dilerim.. ben bir işe yaramazım"

Arkasını dönüp gitmeden önceden ağladığını fark ettim. İçim burkulmuştu.

\\\\\\\\

Yatakta uzanırken vicdan azabından geberiyordum. En sonunda dayanamayıp mesaj attım.

Berçem: Eğer seni kırdıysam özür dilerim

Emir arıyor..
Cevaplaya basıp kulağıma götürdüm.

"Alo?"
"Alo Berçem"
"Efendim Emine Teyze?"
"Emir kaza yapmış"
"NE?"
"Şuan hastaneye gidiyoruz ama Antalya sınırında yapmış bu yüzden bizim gelmemiz uzun sürer. Sen biz gelene kadar Emir'in yanına gitsen?"
"Tabiki de hastanenin adı ne?"
" **** "
"Tamam tamam ben hemen giderim yanına"

"Abla Emir kaza yapmış uanına gidiyorum"
"Dur bende geliyim"

—————

"Oğuz saçmalamayı KES"
"Ben mi saçmalıyorum?!"
"Evet saçmalıyorsun! Emir orada can çekişiyor,sen yanına gitme diyorsun! Bu kadar kalpsiz ve Bencil olamazsın!
"Bencil be kalpsiz olduk şimdi durup dururken! Anlamıyormusun ya istemiyorum diyorsam bir bildiğim var"
"Başlarım bildiğine ya! Ve şunu o aklına sok: ben bir şey istersem yaparım!"
"Güle güle o zaman!"

Sinirle telefonla konuşurken aynı zamandada hastaneye gidiyorduk.
Gerizekalı ya bu! Adam orada can çekişiyor bu burada kendini düşünüyor. Bencil herif!

______

Doktorla konuşup içeriye girdim. Emir'i o halde görünce paramparça oldum. Yaklaşık 2 saattir sadece camdan bakabiliyorduk şimdiyse kısa bir süreliğine girebilmeme izin verilmişti.
Arabaya yandan kamyon çarpmış. Bunu öğrenince şok olmuştum. Yaşaması şans eseriydi.
Heryerine cam kırıkları batmıştı ve kafasını yere çok kötü çarpmıştı. Hafıza kaybı yaşayabilirmiş.
Beyin kanaması geçirmiş ama atlatmış ama tekrar geçirme ihtimali varmış.
Sol kolu kırılmış.

Telefonum çalınca ne yapacağımı şaşırdım.
Nervin Teyze arıyordu! -hani şu Emir'in annesi olan kadın-

Telefonu açıp kulağıma götürdüm ve çekinerek konuşmaya başladım "Alo Nervin Teyzem?"
Kadın ağlıyordu ve zar zor konuşmaya başladı
"Emir'imm... O iyi mi?"
"O iyi. Merak etmeyin. Ben varım yanında biz varız. Biz hiç onu yalnız bırakırmıyız"
"Biliyorum,biliyorum ama içim hiç rahat değil kızım... benim yüzümden kaza yaptı! Benim suçum!"
"Sakın! Sakın Nervin Teyzem sakın kendinizi suçlamayın! Lütfen."
"Ama ne yapayım kızım, benim için düştü yollara,gelmek istedi."
"Tabiki isteyecek, annesisiniz. Kim Annesi bırakabilirki? Kendinizi üzmeyin lütfen. Ben şimdi yanına gireceğim. İnşAllah gözlerini açacak ve bir an önce iyileşecek"
"İnşAllah kuzum"

Telefonu kapatıp odaya girdim.
Sandalyeye oturup beklemeye başladım.
Yüzünü seyrettim bir süre.
Sonra elini tuttum.
"İyileşeceksin"
"İyileşmelisin. Kendini düşünmüyorsan beni düşün. Beni bırakıp gidemezsin"
"Gitmezsin değil mi?"

Sürem dolduğu için ayağa kalktım ve kapıya yöneldim tam çıkacakken fısıltıyla bir ses duydum.
"gitme"

Arkama baktığımda yarı açık gözlerle bana bakıyordu.
Sevinçle koridora çıkıp ablama seslendim
"Konuştu! Uyandı! Doltorlara söyle!"

________

"Sıkıldım" dedi boş gözlerle etrafa bakarken.
"Ne yapayim? Ne istersin? Açmısın? Televizyonu açayım mi? Koridora çıkalım mı?"
"Bi sakin olur musun? Eski Berçem'e ne oldu? Ona söyleseydim ne yapayim Amuda mı kalkayim derdi"
"Of ama ne yapayim Emir! Endişeleniyorum senin için"
"24 saat uyanık kalacakmışım! Kaç saat kaldı ya!? Benim gibi uykuya aşık birisini nasıl uyumadan
tutacaksınız ki!?"
"19 saat kaldı sabret"
"Ohooo"
"Bak şey getirmiştim sıkılırsın diye, tavla"
"Ciddimisin?"
"Evet"
-gerçekten de 24 saat uyumaması gerektiğini öğrenince koşa koşa gidip yakında ki bir yerden tavla almıştım"
"Hahahahahahaha iyi olur oynayalım"

"Kazandıığm!"
"Ya ama haksızlık bana ne! Şanslıydın sadece"
"Sence şu durumdayken şanslı gibi mi gözüküyorum?"
"B-ben, öyle demek istememiştim"
"Hahahahaha sadece şaka yapıyordum. Tabiikide şanslıyım yoksa çoktan ölmüştüm"
"Pislik!"

2. Oyunda bitince tavlayı toplayıp kenara koydum. Kafamı çevirince Emir'in uyumuş olduğunu gördüm. Gerçekten de uykucu biriydi!
Aslında benim uykum vardı ama eper ben uyursam Emir hayli hayli uyurdu.
"Kalk kalk! Uyku u seni"
"2dk daha"
"Kalk!"
"Hayır"
"Islatayim mi seni?"
"Kalktım kalktım"
"Hadi biraz koridora çıkalım."
"Tamam"

Onu tekerlekli sabdalyeye oturtup koridora çıktık. Yorulmaması lazımdı bu yüzden tekerlekli sandalyeye oturmuştu.

Koridorda biraz dolaşıp odaya geri döndük.

______
Sabaha karşı ablam gelince ben uyumuş nöbeti ona bırakmıştım.

Oğuz hiç yazmamış veya aramamıştı. Gücenmiştim açıkçası.
Ben ona sonra gösterirdim ama!

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

•Yeni kapağı nasıl buldunuz?
•Bölüm hoşunuza gitti mi?

YAZ AŞKI {𝑡𝑎𝑚𝑎𝑚𝑙𝑎𝑛𝑑𝚤}Where stories live. Discover now