•}[16]{•

151 20 14
                                    


02072022 ~ 0124

~~~

"İyi misin sen?"

Jisung omzunda hissettiği elle irkilirken Hyunjin'in sorusuyla derince bir nefes alarak kafasını olumsuz anlamda sallamıştı.

"Sorun ne?"

Hyunjin uykulu görünüyordu fakat neden gecenin bu saatinde kuymetli uykusunu bölüp bahçeye, yanına geldiğini anlayamamıştı.

"Sen uykuya bayılırsın lan neden buradasın?"

Omuz silkerek yanına oturan beyaz tenli beden hafif uzamış saçlarını geriye doğru tararken esneyerek yanıt vermişti sorusuna. Jisung gözlerini alamazken ondan.

"Cam açık uyumuşum üşüdüğüm için kalktım pencereyi örterkende seni gördüm."

Üzerlerine doğru esen rüzgarla Hyunjin kızaran burnunu çekerek ellerini pijamasının cebine sıkıştırmış, Jisung ise ses etmeden önüne dönmüştü.

"Sorun yok. Git uyu."

"Durma dışarıda. Soğuk hava."

"Seviyorum soğuğu?"

"Üzgünüm Han ama ben sorunlu bir manyağım ve şu an burada tek başına kalmana taktım. Ayrıca bir sorun var."

Gülerek pes etmişti gencin kurduğu cümleyle.

"Hyunjin."

Seslenişinin ardından ilgiyle gözleriyle buluşan gözlerle dudaklarını aralamıştı.

"Bugün biraz üzgünüm"

Hyunjin bunu zaten anlayabilmişti. Jisung gün boyu sınıftan dışarı çıkmamış ve hatta yemek bile yememişti. Uyuklayıp durmuştu. Hyunjin'in ona bulaşmasına bilr karşılık vermemişti. Tuhaftı.

"Belli."

"Zorbanın tekiymiş."

"Kim?"

Güldü Jisung. Cevap vermek istemiyordu. Sessiz kalıp kafasını eğdiğinde Hyunjin olayı çoktan anlamıştı.

"Ha o kız mı? gerçekten çok üzgünüm."

"Biliyorum ondan hoşlanmamıştın ama inan konuşmak bile istemiyorum."

"O konuyu açmayacağım endişelenme. Seni anlıyorum. Gerçekten üzgünüm."

Ciddi olduğunu belirtmek istercesine üzgün olduğunu yinelerken Jisung herhangi bir cevap vermemişti. Hyunjin yanındakinin içten bir hayal kırıklığı içinde kaybolduğunu anlayabiliyordu. Konuyu değiştirmek istemişti.

"Elini ver geleceğine bakayım."

Jisung derince bir nefes almıştı elini uzatırken. İtiraz edip onu kovmaya bile mecali yokmuş gibiydi. Dalga bile geçse en azından kafası dağılırdı. Bedenini bankta geriye doğru yaslayıp elini öylece açmıştı.

İtiraz etmemesine ve sakin kalmasına şaşıran Hyunjin ise gülümsemesine mani olamadan uzattığı sıcak eli soğuk parmakları arasına almıştı. Gözlerini kapatan Jisung hissettiği soğuklukla çatarken kaşlarını söylenmişti.

"Tanrım elin çok soğuk."

"Boşver orasını beni dinle."

İkiside Hyunjin'in fal bakmayı bilmediğini çok iyi biliyordu. Buna rağmen ciddiyetle dinleyen Jisung'a Ciddiyetle anlatıyordu elleri soğuk olan.

"Kırgınlıklarla dolu ağırlaşmış ruhun. Ama geleceğinde o kadar da büyük kırgınlıklar görmüyorum."

"Sevindim."

"Geleceğin çok parlark. Sanırım bol bol gülümseyeceksin. Ve huzurlu olacaksın. Sıkı çalışmanın karşılığını alacaksın."

"Hiç mutsuzluk ve olumsuzluk yok mu?"

"Mutluluklar kadar onlarda var tabi. Ama yanında mutsuzluğunu ve olumsuzlukarını paylaşan biri olacak. Elini sıkı sıkıya tutan biri."

Sonunda ciddiyetini bozarak gülmüştü Jisung gözlerini aralayıp doğrulurken.

"Üç vakte kadar mı yoksa?"

Sakinliğini koruyarak kafasını olumsuz anlamda sallamıştı Hyunjin. Parmakları arasındaki sıcak eli daha sıkı tutarak vermişti cevabını.

"Hayır. O kişinin gelip, ruhunun elinden sıkıca tuttuğu vakte kadar."

"O zamana kadar  kalır mı ruhum bilemem çakma falcı ama umarım ki söylediklerin tutar çünkü buna inanmak istiyorum."

~~~
23092022 ~ 1049
Syglr
Svglr

Oo selam naber

kırılan camımız, kapımız, penceremiz ve kaybolan çöp kutumuz. / Hyunsung Where stories live. Discover now