Gİ 32

33 2 0
                                    

(Asi'nin ağzından)

Arabalar çok iyiydi. Ki benin en sevdiğim rengin siyah olmasına karşın arabam mat siyahtı. Arabanın yanına ilerledim elimi üstünde gezdirirken toprak
"Bırakın okulu yarışa var mısınız?" hepimiz sırıtıp kafa salladık. Herkes kendi arabasına binip trafiğe çıktı. Arabaların markaları falan herşeyi aynıydı. Sadece renk ve üstündeki motifleri farklıydı. İstanbulda hem araba öğrenmek hemde yarış yapılan bir alan vardı. Öğrenme ve yarış ayrıydı ama yan yanaydı. Yarış alanına doğru sürmeye başladık. Yarış alanına vardığımız zaman en başa atlas, onun yanına ben, benin yanıma barlas, barlasın yanıma da toprak geçti. Atlasa baktım bana bakıp sırıtıyordu barlasa baktığımda toprağa bakıyordu sonra bana dönüp meydan okuyan gözlerle baktı bende cevap olarak gaza bastım ibre en sona gidip geldi.

Yukarı ışıkta sarı yanınca arabayı hazırladım. Sürekli gaza basıyordum. Motorun alışaması için yeşil yandığında ayağımı frenden çekip gaza yükledim. İbre yavaşca değil aniden çıkmıştı. Şuan 230ı gösteriyordu atlas ve toprak arkandaydı. Atlas arabayı çok deli kullanıyordu evet ama ben boş alanda çok hızlı giderdim. Barlas yanıma gelip bana baktı ve göz kırpıp önüme geçti. Bende sırıtıp vitesi 5 attım ve gaza bastım. Barlasın yanında geçip nu sefer ben göz kırptım ve hızlandım. Barlasla kafa kafaya giderken son kozumu kullanıp aniden ayağımı gazdan çektim ve vitesi 6 ya attım normalde bu zararlıydı ama umurumda mı???? Sonra gaza tekrar yüklendim barlas bunu yapacağımı bildiği için aynısını yapmıştı ve barlasla berabere bitirmiştik. Arkamızdan saniye geçmeden arkas ve toprak geldi. Arabadan inip yan yana geldik. Zaten ilk 2 ders kaçmıştı gitsek mi? Gitmesek mi? Diye tartıştıltam sorna gitmeme kararı aldık.

Eve sürüp üzerimizi değiştirdik kahvaltıyı dışarda yapmak istemiştik. Saçım kıvırcık olduğu için hergün banyo yapıyordum buda genellikle okula gitmeden sabah yapıyordum. Siyah yüksek bel bilekten lastikli bi eşofman ile yine siyah düz asklılı bi crop giydim makyaj masasıma geçip rimelimi yeniledim ve lipglos sürdüm ve telefonumu alıp aşşağıya indim. Barlas koltukta oturmuş bizi bekliyordu. Yanına gidip oturdum. Bana bakınca yukarı kafasını kaldırıp sabır çekti

"kızım üstün nerde senin?"

"off kanka yine mi ya? Canım kankam ben kendimi koruyabilirim"

"ben sana koruyamazsın demiyorum ki bakacaklar diykrum ben dellenecem diyorum"
Yanaklarını sıkıp sulu sulu öptüm o sırada anlamış olacak ki

"hayır asi onun üzerine bişey giyilecek!"  oflayıp kafa salladım

Atlas ve toprak kavga ederek aşşağıya iniyordu
"Toprağım canım kankam bak tamam diyorum üstüne bişi giyicem diyorum"

"tamam uzun giy"

"offfff"

Görüş alanımıza girince anlamıştık kavganın nedenini anlamıştık atlas siyah yüksek bel tayt üzerine ince askılı crop giymişti. Barlas

"lan siz beni katil mi ediceksiniz? Atlas bu hal ne?"

"barlas kanka toprakdan yedim yeterince tamam üstüme giyicem hırka"

İkimizde oflayarak vestiyerde bulunan siyah hırkamızı giydik. Herkes kendi arabasına binip boğaza doğru sürmeye başladık. Boğazda bir bi restorona girdik. Artık öğlen saati olduğu için farklı bişiler isteyelim dedik. Atlasla ben hamburger istedik, barlas ve toprakda İskender istemişti. Yemekler gelince yemeye başladık. Karşı masamızda 2 tane erkek vardı. Biz atlasla yanyada oturuyorduk. Karşımızda da barlasla toprak oturuyor du. Ben karşı masadaki adama bakarken adam kafasını kaldırıp bana baktı adamla göz göze gelince gözlerimi kaçırdım. Bi kaç dakika sonra yeniden baktığımda karşılıklı oturduğu kişi yanına geçmişdi. Atlası dürttüm ve karşı masayı gösterdim. Barlas ve toprak zaten yemeğe gömülmüş etrafı görmüyordu. Atlas da diğer çocukla kesişmeye başladı. Yemeği yiyince kasaya doğru ilerledik arkamızda da çocuklar vardı. Bilerek barlas ve toprağa

"kankalarım biz Arabada yız" dedim sesli bir şekilde arakamızı döndüğümüzde iki erkek de memnum bi şekilde bakıyordu. Yanlarından geçerken benin kestiğim esmer çocuk göz kırpıp güldü. Allahım çok tatlıydı bende gülümseyip kafamı öne eydim. Bu flörtöz tarafımdı. Arabanın yanına geçip bizimkileri bekledik. Barlas lar çıkmadan diper erkekler çıktı. Nereye gittiklerine baktığımda az ilerdeki parkta doğru ilerledikkerini gördüm. Barlas ve toprak çıkınca
"kankaaa şu parka gidelim miii?"
Atlas anlamış olacak ki destek çıktı.
"eveet hadi gidelim"

Barlas ve toprak kafa sallayınca arabaları parkın önüne koyup içeri geçtik. Hemen erkeklerin oturduğu bankın yan bakına geçip oturdum. Barlas ve toprak karşımıza oturmuş okey oynuyordu. Bizde atlasla çocukları konuşuyorduk.
"kanka esmer olan benim"
"kanka zatem ben sarıyla kesişiyom"
"tamam kanka baksana onlarda bize bakıyor olur mu bu iş?"
"kanka barlas ve toprak var sence olur mu?"
"atlas bütün sevincimi varya"
Atlas kırkırdayıp kesişmeye devam etti. O arada toprak ve barlas kafasını kaldırıp bize baktı. Hemen toparlanmıştık ama fark etmişlerdi. Arkaya bakınca çocuklar önüne dönmüştü. Barlas benim yanıma, toprakda atlasın yanına gelip oturdu. Sonra oyunlarına geri dönmüşlerdi. Biraz daha bakışınca çocuk göz kırptı bende gülüp kafamı eydim. Aynı kasadaki gibi. Barlas fark edince belimden tutup kendisine çekti ve belime sarıldı. Toprakda atlasın omzuna kolunu atıp çocuğa dik dik baktı Barlas da çocuğa kafasını dön önüne der gibi sallayınca çocuklar kalkıp gittiler. Barlas kollarını belimden çekmeden kafasını omzuma koydu. Toprak da kolunu daha çok çekiştirip atlası omzuma yatırdı. Atlasla ikimiz birden elimiz anlımıza dayayıp kafamızı salladık. Atlas

"kankalarım ama kısmetimizi kapatıyorsunuz"

Toprak "boşverin kısmeti kanka siz bizim kardeşlerimizsiniz paylaşmayı sevmiyoruz biliyorsunuz"

Kalkıp eve giddik. Yemeği yeni yemiştik zatem içeri geçip oturduk. Gece gelen adamı konuşmaya başladık.

"size neden geldi deniz in abisi?"
"sence neden asi ya intikam ya da yaptıkları işi bitirmek için." dedi atlas
Atlasa hak verip sustum. Sonra aklıma gelen ani fikir ile

"kalkın hadi gidiyoruz" dedim hepsi bana soran gözlerle bakarken bunu Barlas dile getirip " nereye?" ye sordu. Bende "süpriz hadi" dedim dışarı çıkınca herkes kendi arabasında bindi ve ilerlemeye başladı ana yolda madar herkes kendi halinle giderken ana yola çıkınca en öne geçtim ve gidiceğimiz yere doğru sürmeye başladım atlas arkamda, onun arkasına barlas ve toprak vardı. Tanıdığımın mekanı olan araba modifiyecisine geldipimizde hepsi bana "aklın da ne var asi?" bakışı atınca açıklama gereği duydum ve "farlarımıza lakaplarımızı modifiye ettiricez" hepsi bana anlamyan gözlerle bakınca daha açık bir şekilde anlattım. "benim farıma ejder motifi yapıştırılacak ve geri kalan yerleri opak (ışık geçirmeyen) bir siyahla boyanacak. Herkesin kendi arabasının farına lakabınım motifi yapıltırılacak ve geri kalanı araba ile aynı renge boyanacak anladınız mı?" dedim hepsi kafasını sallayıp içeri geçti. Eski bir arkadaşımın abisinin mekanıydı burası. Ustanın yaına gidip

"ustam merhaba. Çağtay buralarda mı acaba" 

usta bana bakıp "yukarıda kızım" dedi. Merdivenlerden yukarı çıkıp ofise girdim. Başını masaya koymuş uyuyan bir çağtay beklemiyordum. Yavaşca içeri girip kapıyı kapattım. Askılıkta bulunan montu alıp üstüne örtünce uyanmıştı.
"ayy çağtay ben üstünü örtücektim. Yat sen geri hadi"  çağtay kafasını hayır anlamında sallayıp ayağa kalktı. Erkek gibi selamlaştık. Çağtay
"hoşgeldin. Hayırdır hangi rüzgar attı seni buraya?"
"ya bizim bi modifiye işi var da halledebilir miyiz?"
"tabi ki hadi bakalım"  barlas, toprak, ayaz (kardeşim), babam ve bir kaç yakın kuzenim dışında hiçbir erkeğe sarılmazdım. Bazen bizimkilerin babasına sarılıyorum onları pas geçmeyelim. Aşşağıya indince bizimkilerle tanıştırdım "arkadaşlarım bu çağtay benim taaa ilkokul arkadaşımın abisi" hepsi başıyla selam verdi. Barlas ve toprak çağtaya soğuk soğuk bakarken atlas boş bakıyordu. Barlas ve toprağa uyarıcı bakışlarımı gönderip çağtaya döndüm. Çağtay
"evet işlem ne olacaktı?"
"farlarımıza motif işlenicek"
"tamam ne motifi ve arabalar nerde?" hepimiz kapıdan dışarıyı gösterince çağtay dışarı ilerledi. Bizde dışarı çıktık. Çağtay biraz şaşırmış gibi arabalara bakarken kendini toplayıp
"evet ne motifi işlenicek?"
"siyah olana ejder, kırmızıya box eldiveni, laciverte haker, ve bronza da kurşun" dedim çağtay bana şaşkınca bakarken
"asi yoksa siz-" sorunun gerisini anladığım için lafını bölüp
"evet çağtay cehennem çetesi biziz" dedim gurula. Çünkü cehennem çetesi gurur demekti...

GEÇMİŞİN İZLERİWhere stories live. Discover now