Her Şeyi Fazlasıyla Anlamak Bir Hastalıktır; Gerçek, Tam Manasıyla Hastalık.

588 23 0
                                    

Babamın yanına geleli iki ay oluyordu. Hiçbir şey değişmemişti mekan dışında. Acılarım hafiflememişti, kabuk bağlamış gibi görünmüştü. Sadece üzerine yeni acılar eklenmemişti o kadar.

Babam iki yıl gelmememin üstüne bir anda çıkıp gelmemi garipsese de mutlu olmuştu. Beni özlediğini söylemiş ve hasret gidermişti. Klasik ebeveyn zırvalıklarıydı işte. Onları gerçekleştirmiştik.

Annemle konuşmuştuk. O bir hayli samimiyetle yaklaşmış olsa bile ben onu affetmemiştim. Her seferinde yaptığım gibi affetmiş taklidi yapmıştım. Abim aramamıştı. Hak ettiğime inanıyordu. Ona göre belki de aşüftenin tekiydim. En yakın arkadaşına vurulan bir aşüfte. Bu beni gülümsetti.

Selen ve Safiye teyzeyle de konuşmuştum. Vedalaşmadan gitmeme bozulduklarını söylemişler ama iki yıldır gitmememin üzerine bir anda habersiz gidişim bir şeyleri hissettirmiş olacaktı ki irdelememişlerdi.

En önemlisi Karan aramıştı. Neden söylemediğimi, beni götürebileceğini söylemiş ve uzun süredir sonbahar yaşayan gönlümde birkaç tohumun filizlenmesine sebep olmuştu.

İki ayın sonunda artık gitmeye karar vermiştim. Burada iki beden incelmiştim artık sıfır beden giyiyordum. Bir zamanlar hayalim olan zayıflık şimdi uyuşturucu ya da alkol bağımlısıymışım gibi çökük göstermişti beni. Saç rengimi ve şeklini değiştirmiştim.

Üzerime giydiğim siyah elbise ve botlar beni güzel gösteriyordu. Babam valizlerimi indirirken ben aynada kendimi inceliyordum. Karan'ın bu yeni halimi beğenmesini istiyordum. Bana aşık olmasını. Belki yosun tutmuş kalbim ancak o zaman iyileşebilirdi.

Aynaya son bir kez baktım ve gülümsedim. Karan'a kavuşmak için iki aydır bana yoldaşlık eden odayı terk ettim. 

Mutluluk MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin