'13

3.8K 342 97
                                    


"Sevgilisiniz yani şimdi?" gözlerini kaçırdı.

"Duruuu kıpkırmızı oldun" gülmeye başladım. Hep Duru mu benimle dalga geçecekti?

"Hey, siz çok çabuk oldunuz ama. Bu haksızlık" göz devirdi.

"Senin suçun. Kıza aptal aptal bakmaktan başka hiçbir şey yapmıyorsun" sanki sen çok şey yaptın Duru?

"Başka ne yapabilir?" yanımda çekilden sandalyeyle irkildim.

Ceren yanıma otururken önüme döndüm. Yüzümdeki aptal gülümsemeyi derhal silmeliydim. Beni öptüğünü de aklımdan çıkarmalıydım. Çünkü ne zaman düşünsem çığlık atasım geliyordu.

"Kime aptal aptal bakıyor Ayça?" diye sordu masadaki çubuk krakerlerden birini alıp ağzına koyarken.

"K-kimseye" dedim. Tek kaşını kaldırmış çubuk kraker iki dudağı arasında dururken fazla tatlıydı.

"Duru, Ulaş seni çağırıyor" dedi umursamazca. Duru'nun yüzünde büyük bir gülümseme oluşurken ayağa kalktı.

Duru "Nerede? diye sorduğunda "Fotokopi odasında" dedi. "Buluşmak için ne romantik ortam ama" diye de ekledi.

"Bence romantik" kafasını çevirip bana baktı.

"Sen de git o zaman?" arkasına yaslanıp ağzına üç tane çubuk kraker birden attı.

"Bugün fazla enerjik ve mutlu gibisin" Ceren normalde gelip masamıza oturacak ve Ulaş'ın isteğini yerine getirecek biri değildi. Sol elime bakıyordu, beni dinlemediği belliydi.

"Eline ne oldu?"

"Düştüm" hem sana hem de yere.

"Dün mü oldu?" kafamı salladım.

"Sen gittikten hemen sonra" beni öptükten hemen sonra.

"Biraz dikkatli ol" karşımızdaki sandalye çekildi ve Beyza oturdu.

"Kimyacının tipini sikeyim" demesiyle Ceren gülümsedi.

Ne yani Ceren'in nadir gülümsemelerinin sebeplerinden biri de Beyza'nın küfür etmesi miydi?

Beyza'nın gözleri beni bulunca alt dudağını ısırdı. "Pardon" demesi üzerine umursamazca omuz silktim.

Beyza "Ulaş nerde?" diye sorunca Ceren "Fatih ile dışarı çıktılar" dedi.

"Ama sen Duru'ya fotokopi odasında demiştin"

Beyza gülerek "Çok şerefsizsin" dedi.

"Boş konuşma da kalk bana kahve al" Ceren masadaki çubuk krakeri eline almış tek tek yemeye başlamıştı.

"Ayça'ya da al" kafasını çevirip bana baktı. "İçersin, değil mi?" kafamı salladım, fazla düşünceli.

"Hadi kalk" Beyza göz devirip ayağa kalktı. "Ceren bana dün ki hesabı da kitledin zaten. Bunları yazıyorum bi kenera. Unuttum sanma"

Ceren kafasını sallayıp çubuk kraker yemeye devam etmişti. Ve o an anlamıştım ki Ceren beleşçiydi.

"Ulaş yoktu" Duru Beyza'nın yanına oturdu. Kahvemden bir yudum alıp göz ucuyla Ceren'e baktım, ilgisi biz de değildi. Telefonuyla uğraşıyordu.

Ceren "Beyza, sen takip ediyorsun. Sude kim?" diye sordu kafasını kaldırırken.

"Soyadı ne?"

Duru'ya baktığımda gözlerini kısmış bana bakıyordu.

"Yılmaz" telefonunu kilitleyip cebine koydu. "Karşı okulda" diye de ekledi.

"Ne alaka?" diye sormamla hepsi bana doğru döndü. Yersiz bir soru olabilirdi.

"Diğer hafta onlarla maçımız var. Takım kaptanları o galiba" önceden bana cevap bile vermezken şimdi geldiğimiz nokta beni fazlasıyla mutlu ediyordu.

"Hiç bilmiyorum" Beyza ve birini bilmemek? Duru ve Beyza fazlasıyla birbirine benziyordu, dış görünüşleri ne kadar farklı olsa da.

"İstersen öğrenebilirim" istemesin.

"Gerek yok. Öylesine sormuştum" Ceren birden ayağa kalktı.

Hiçbir şey demeden kantinden çıkarken şaşkınca arkasından baktım.

"Basketbol antrenmanına gitti galiba" kafamı çevirip Beyza'ya baktım, biliyordum antrenmana gittiğini. Ama en azından bi görüşürüz deseydi.

En arkadaki oturaklardan birine oturdum. Daire şeklini oluşturmuşlardı ve ortalarında Ceren vardı. Bir şeyler söylüyordu bağırarak ama uzakta olduğum için anlamıyordum. En son ellerini birbine vurdu ve herkes dağıldı. O el işaretleri ile derdini anlatırken ben cebimden cipsimi ve kolamı çıkardım.

Tek pota maç yapmaya başladıklarında cipsimi ve kolamı sakat elim sağol olsun zoraki açtım. Saçlarını topuz yapmıştı ve koşdukça topuzunun sallanması tatlıydı. Üç cipsi birden ağzıma atıp arkama yaslandım.

Salaklardan biri topu yanlışlıkla oturaklara doğru hayvan gibi atınca tüm takım bana doğru dönmüştü. Ağzım ful dolu cips ve sağ elimde kolayla onlara el salladım. Ceren kafasını başka tarafa çevirdi. Yüzünü göremiyordum.

"Hey, topu atsana" dedi en kısa boylu olan. Başka emrin? Zaten oynarken hiç pas vermiyordu, ona gıcık olmuştum.

Ayağa kalkıp kolayı yandaki oturağın üzerine bıraktım. Merdivenlerden dikkatlice inip en başlardaki oturakların arasına düşen topu tek elimle zoraki aldım.

"Daha bekleyecek miyiz?" kafamı kaldırıp kıza baktım.

"Ayça topu yere bırak" Ceren'in sesi fazla ciddiydi, korkutucu.

"Dilan topu git getir" diğer kızlar kendi aralarındaki muhabbeti kesmiş sırayla üçümüze bakıyordu.

"Sorun değil Ceren. Ben getir-"

"Benim için sorun" diyerek cümlemi böldü.

"Sen ciddi misin?" dedi kız bakışlarını üzerimden çekip Ceren'e doğru döndü.

Ceren bir şey demeden kıza bakmayı sürdürdü. Topu yanlışlıkla elimden düşürmemle Ceren ve adının Dilan olduğunu öğrendiğim kız dışında herkes kısa süreli bana bakmıştı.

"Dilan uzatma, kaptan ne diyorsa yap" diyerek bir kız aralarına girdi.

"Sen ne karışıyorsun?" diyerek Dilan o kızı itti.

Sonrasında her şey sistematik olarak ilerledi ve müdürün odasında bitti.

İmkansız |gxg|Donde viven las historias. Descúbrelo ahora