'31

3.5K 310 179
                                    


"Seni sevdiğimi fark etmiş miydin?"

Kafasını eğip bana baktığında göz göze geldik. "Fark etmemek elde değildi" dediğinde güldüm.

"Ne zamandan beridir farkındasın?"

"Onuncu sınıfta soyunma odasına birden girip beni sütyenle gördüğünde bayıldığından beri"

Dediği daha çok gülmeme neden olurken kafamı omuzundan kaldırdım. Acayip rezil olduğum bir andı. Soyunma odasında kıyafetimi unutup geri dönmüştüm ve Ceren'i o halde görünce fenalaşmıştım. O zamanlar bayıldığım için kendime küfürler ederken şimdi iyi ki diyordum. Ceren gülümseyerek bana bakarken duvara yaslandım. Sayesinde artık her şeye gülerek tepki veriyordum, fazla mutluydum.

"Seni revire kadar tek başıma taşıdığım için sana gıcık olup sürekli bakmaya başladım. Öyle öyle bir süre sonra anladım"

Beni revire onun taşıdığını bilmiyordum, bilseydim bidaha bayılırdım.

"Seni sevdiğimi bilmene rağmen ve beni sevmene rağmen neden bana o kadar kaba davranıyordun?"

"Sorguda mıyım?" diye sorduğunda göz devirdim. Sadece en başından beri merak ettiğim şeyleri soruyordum.

Ellerini başının altından çekip gözlerini tavana dikti. Sessizlik uzayıp giderken derince nefes alıp verdim.

"Seni kazanmadan kaybetmekten korktum"

Dediğini anlamamıştım. Bakışlarım bunu belli etmiş olacak ki güldü.

"Bu çok farklı bir kafa yapısı Ayça. Çok mutlu olup sonrasında mutsuz olmayı seçmek yerine stabil hayatı seçiyorsun. Çevrendeki herkesi kendinden uzak tutuyorsun ve senden nefret etmelerini sağlıyorsun. Böylece güvenli bölgede kalıyorsun"

"Kısaca boktan" dememle gülümseyip "Evet, boktan" dedi.

"Ben stabil yaşarken Güneş'in seninle çok mutlu olmasını izleyemezdim"

İç çektim. Ne zaman Güneş'in adı geçse üzülüyordum. O şu ana kadar sahip olduğum en iyi arkadaşlarımdan biriydi. Daha önce onun kadar iyi birini tanımamıştım ve ben öyle bir insanı üzmüştüm.

"Bu dediklerim bencilce gelebilir, haklısın. Ama her insanın kendini koruma sınırı vardır. Sadece benimki biraz fazlaydı. Bu beni sevmene engel olmasın"

Eğilip alnını öptüm. "Seni her şeyinle zaten seviyorum Ceren"

Geri çekildiğimde beni tekrardan öpmesine izin vermeden tekrardan duvara yaslandım. Sorularım daha bitmemişti.

"Sen beni ne zaman sevmeye başladın?"

Kafasını kaşıyıp düşündü. Bu düşünme süresi biraz uzundu. "Başlarda kabul etmedim de sonrasında emin olup seni görmemek için fazlasıyla çaba gösterdim. Sanırım on birinci sınıfın başları gibiydi"

Platonik olduğum kişi bana platonikmiş, inanılmaz. Acaba Ceren hangi iyiliğimin karşılığıydı?

"Neden senin sınırların herkesinkinden biraz fazla?"

"Derin mevzular" kısaca anlatmak istemiyorum demişti.

Ona dik bir şekilde bakmamla güldü. "Ne bu? Psikolojik baskı mı?"

Psikolojik baskım işe yaramadığı gibi bir de fark edilmişti. "Yoo"

Nefesini sertçe dışarı verdi. "Tüm mesele şu Ayça, ben bir hayal kırıklığı daha yaşamak istemiyorum"

"Seni hayal kırıklığı uğratmam Ceren" dediğimde gülüp "Aynen" dedi.

Ayneni dalga geçerek söylemişti. "Bu tavrın hoş değil"

Yüzü ciddileşirken uzandığı yerden doğruldu. "Bu hayat sandığından uzun ve duygular sandığından çok daha değişken"

"Dört yıldır bana boktan davranmana rağmen seni sevdim Ceren"

"Bitmeyen şey yoktur" dediğinde güldüm. İkimizin de birbirimizi sevdiği ve mutlu olduğu şu zamanda bitmesinden bahsediyordu. Bu, çok saçmaydı.

"Bir şeyin sürekli biteceğini düşünerek yaşayamazsın"

Ağzını açtı ama bir şey diyemeden kapattı. Dört yılın sonunda hayal bile edemeyeceğim yerdeydim. Onun evinde, onun yatağında, onun karışısındaydım. Buna rağmen o hala da bitmesinden bahsediyordu. Ben bunların hayalini kurarken o sadece biteceğini düşünmüştü, bu düşünce biraz hastalıklıydı.

"Tamam, haklısın" dedikten sonra burukça gülümsedi. Birden bire bu anlamsız tartışmanın içine girmemiz çok aptalcaydı.

"Sonunu düşünen kahraman olamaz sevgilim" dediğimde güldü.

Bana yaklaşırken "Nasıl olamaz sevgilim?" diye sordu.

Yakınlığı artarken "Olamaz işte" diye mırıldandım.

Burnunu burnuma değdirdiğinde gözlerimi kapattım. Nefesini dudaklarımın üstünde hissediyordum, bu tarif edilemeyecek kadar büyüleyiciydi.

Beni öpmek yerine belimden tutup uzanmama sebep oldu. Sonrasında bir şey hissetmememle gözlerimi açtım. Kapıyı kitlediğini gördüğümde kahkaha attım.

"Ne? Yakalanmak mı istiyorsun?"

Onun sitemi beni daha çok güldürürken o olduğu yerde gülümseyerek bana bakıyordu. Gülüşüm sonunda durmuştu  ve geriye kalan sessizce birbirimize gülümseyerek bakmamız olmuştu.

"Daha ne kadar süre bakışacağız?" diye sorduğunda bakışlarımı kaçırdım.

Ceren Atay benimle sevişmek için kapıyı kitlemişti, bunun farkına yeni varmıştım.

"Yatağımda terlemeni istiyorum" derken üzerindeki tişörtü çıkarmış bana doğru gelmişti.

Bu sefer bayılmamıştım.

İmkansız |gxg|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin