yirmi yedi | düz yazı

496 62 46
                                    

cebinden telefonunu çıkartıp saati tekrar kontrol etti chaeyoung. yaklaşık on dakikadır kafenin önünde oturmuş bekliyordu. dahyun'un gecikeceğini tahmin etmişti aslında, konu kendisi olunca dahyun biraz sakarlaşıyordu sanki?

tam ayaklanıp dahyun'u arayacaktı ki gözlerinin önünde iki şirin kırmızı ayakkabı belirdi. yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamadı ve çapkın gülüşüyle küçük olana baktı. dahyun bu sefer özen göstermişti, son gördüğünde siyah olan saçlar şimdi sapsarıydı ve bu onu çok güzel gösteriyordu.

"sürpriz! saçlarım nasıl olmuş?"

dudaklarını diliyle ıslatarak cevapladı soruyu rose.

"şimdi tam anlamıyla bir tanrıça olmuşsun."

dahyun bunu kesinlikle, beklemiyordu. iki yandan topladığı sarı saçları, üzerindeki kırmızı diz üstü eteği ve elbisesiyle aynı renk çocuksu ayakkabılarıyla şirin olduğunu düşünmüştü, tanrıça olma fikri nefesini kesiyordu.

"t-teşekkürler," aklına gelen şeyle tüm utangaçlığını unuttu ve haince sırıttı. "unnie."

fakat yaptığı sadece chae'nin yüzündeki gülümsemenin büyümesine sebep olmuştu. bugün kendini sınırlamayacağına karar verdi ve elini diğerinin ince beline attı. dahyun'un bedeniyse istemsizce dikleşmişti.

"bugün unnienin mezuniyet alış verişine yardım etmelisin, ufaklık."

zorla gülümsedi şirin olan, kesinlikle akşamı görebileceğinden şüpheliydi.

---

"bu nasıl?"

elinde tuttuğu mor mini elbiseyi büyüğüne gösterdi dahyun, bu elbise ona çok yakışırdı.

"çok güzelmiş, deneyeyim."

chaeyoung ona en güzel gülümsemelerinden birini bahşetmiş ve kabine girmişti. o gözden kaybolur kaybolmaz yeni sarışın kendini dinlenme koltuğuna attı ve bedeninin gevşemesine izin verdi. tanrı aşkına, bu kız bir saniye bile yorulmuyor muydu? yaklaşık iki saattir mağaza mağaza gezmişlerdi ve dahyun'un ayakları iflas etmek üzereydi.

birkaç dakika boyunca koltukta soluklanırken duyduğu sesle başını kaldırdı, chaeyoung kabinden çıkmıştı.

göz göze geldiklerinde dünya ve hatta evren yavaşlayarak durma noktasına gelmişti küçük olan için. unniesi çok güzeldi. etek kısmı oldukça geniş olan elbise yukarıya doğru daralıyor ve göğüs kısmında dekolte veriyordu. saniyelerce gözünü ayırmadan pürüzsüz bedenini izlediğini fark eden dahyun öksürmeye başladı, şimdi chaeyoung onu dikizci bir sapık olarak görecekti!

"kedicik, iyi misin?"

ne ne ne? chaeyoung bunu iyi niyetle söylemiş olsa da dahyun'un aklında o sırada çok başka şeyler vardı ve düşüncelerinin gittiği yeri kontrol edemiyordu.

"dahyun iyi misin? kulaklarına kadar kızardın, boğazına bir şey mi takıldı?"

büyüğün endişeli sesi bir kulağından girip diğerinden çıkarken zar zor ona sorun yok anlamında işaret yaptı dahyun ve yutkundu.

"çok, çok güzel olmuşsun rosie." mağazadaki erkeklerin bakışlarının unniesinin üzerinde olduğunu fark edince birden sinirlendi. "ama bence bunu sadece bizim yanımızda giy!"

dediği şeyin farkına çok geç varmıştı ve şu an eliyle alnına vurmak istiyordu. ama diğerinin eski kıyafetlerini giymek için kabine dönerken yarım ağız gülümsediğini görünce aklı başından gitmişti işte.

wrong chaeyoung, dahsé ✓Where stories live. Discover now