5

4.9K 325 209
                                    

"günaydın."

bakışlarımı telefonumdan kafasını kapıya yaslamış, yeni uyanmasına rağmen yorgun gözüken lisa'ya çevirdiğimde gülümsemiş ve onu cevaplamıştım. "günaydın. dışarda yeriz diye düşündüm."

"ağrı kesici almalıyım." dünkü hareketlerine tezat bugün yine aynı lisa'ydı. böyle olacağını her ne kadar bilsem de hiçbir şey belli etmemeliydim. en azından hatırlayıp hatırlamadığını anlayana kadar. "evde yok. dışarda yer, şirkete gitmeden alırız olur mu?" kafa sallayıp gözlerini ovuşturduğunda karşıma oturmuş ve bana bakmıştı. "dün fazla rezillik çıkarmış olmalıyım,"

"önemli değil. gerçekten." özür konuşmasını hızla kestiğimde bana şaşkınca bakmıştı. "özür dilerim ve ne yaptığımı soracaktım." onu kesmemi önemsemeden devam ettiğinde derin bir nefes aldım. "klasik şeylerdi işte."

"beraber uyumuşuz. gerçi gözlerine bakılırsa uyumamış gibisin." ikinci cümlesindeki sesinin kısıklığına rağmen onu gayet net bir şekilde duymuştum. "bir şey olur diye uyumadım. mesela kusmak için kalktın ve ben senden önce ayaktaydım." gülerek konuştuğumda kafa sallamış ve ayağa kalkmıştı. "teşekkür ederim." aynı soğuktu, dün gece saçını kurutan, ona kıyafet veren, yanında uyuyan ben değilmişim gibi soğuktu. öptüğü kişi ben değilmişim gibi soğuktu bana karşı. "önemli değil. hiçbir şey hatırlamıyorsun sanırım."

"evet. buraya nasıl geldiğim dahi yok. sadece kusmaya kalktığımı hatırlıyorum." o uyanmadan önce bana nasıl sarıldığını hatırlamamla istemeden bir gülümseme oluştu dudaklarımda. bana yapışmaya çalışır gibi sarılmıştı bana. "sen neden yorgun değilsin ki?" dolapları karıştırıp bir şeyler ararken bardakları bulmasıyla hedefine ulaşmış olacak ki rastgele bir bardak alıp su doldurmaya başlamıştı. "uykusuz kalmaya alışığım. mark burada olduğunu biliyor mu?"

"hayır."

"ona burada olduğunu söyleyecek misin?"

"evet." şaşkınca ona baktığımda bakışlarımı üstünde hissetmiş olacak ki o da bana döndü ve gülümsedi. "yanlış bir şey mi yaptık? neden söylemeyeyim ki?" öpüşmemiz o öğreninceye kadar bana göre yanlış olmadığına göre yanlış bir şey yapmamıştık ve mark umurumda değildi. "yanlış ne yapabilir ki lisa?"

"bilmem belki ıslak dudaklarıma dayanamayıp öpmüşsündür beni." dalga geçtiğini biliyordum fakat bir yandan da buna benzer bir şeyin yaşanması yüzünden stres içindeydim. "belki sen beni öpmüşsündür?" dalga geçercesine güldüğünde ben de ona gülmüş ve ayağa kalkmıştım. tezgaha yaslanmış beni ve hareketlerimi izlerken tam olarak karşısında durmamla onu tezgahla arama almış oldum. onun bakışlarındaki dalga geçme yerini korkuya bıraktığında onu öpeceğimi falan sanıyor olmalı ki bir yandan kaçmaya çalışıyordu. "hazır sen hatırlarken istersen öpebilirim seni."

"hayır chaeyoung saçmalama ne öpüşmesinden bah-"

hayır öpmemiştim. o kendisi durduğunda birkaç saniye duraksamış ve sonra omzuma vurup beni itmişti. "benimle dalga geçmeyi bırak artık." sesindeki sinir benim gülmelerimle yok olurken onun da yüzünde istemsiz bir gülümseme oluşmuştu. "seni neden öpeyim lalisa, o kadar ileri gitmem."

"lisa."

"lalisa."

"adım lisa."

"adın lalisa, neden yalan söylüyorsun?" bu sefer tezgahla arasına alınan ben olduğumda saçma sapan heyecanlanmıştım. dün beni öptüğü gerçeği zihnimden bir saniye bile çıkmazken yeniden dudaklarıma kapanma ihtimali olmasa bile beni çıldırtıyordu. ellerini iki yanıma koyup iyice bana yaklaştığında yüzlerimiz de yaklaşmıştı ve gözlerim açılabildiği kadar açılmıştı. yaşadığım şeyin adı dejavu muydu bir fikrim yoktu fakat en son lisa'yla bu kadar yakınlaştığımda lisa beni 10 saniye boyunca öpmüş 7 saniye alt dudağımı emmişti. "adım lalisa olsa bile lisa de." en sonunda konuştuğunda sırıtmış ve ellerimi onun beline dolamıştım. böyle bir şey yapacağımı tahmin etmiyor olacak ki şaşırdığında bu sefer konuşan ben oldum. "incecik belin kollarım arasındayken, yüzlerimiz bu kadar yakınken de bana emir verebilir misin? yoksa sesin mi titrer? cevapla beni lalisa."

ysl's model [chaelisa]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin