1.0

2.3K 187 16
                                    

×Selamlar! Yavaş soluklu hikaye artık buradan sonra gelişmeye başlıyor.
İyi okumalar!♡

"Seni nasıl gösteri sonrasındaki partiye sokacağız Jungkook? Gitar çalmayı bırakırken bunu da düşündün mü acaba?"

Taehyung yurttaki tüm arkadaşlarını bizim odaya toplamış gün sonu kritiği yapıyordu. Konumuz ise apaçık belliydi, partiye nasıl gireceğim?

"Çok da sorun değil," dedim hemen yanımda oturan Duk Hee'nin elinden kitabımı alırken -evde ne varsa her şeye dokunuyor, karıştırıyordu. "Katılmasam da olur."

"Ne demek katılmasam da olur! Etkinlikte olmama rağmen ben bile bir şekilde o partiye gireceğim!"

Duk Hee'nin bağırtısı kulaklarımı çınlatmıştı, bu kadar aksiyona ne gerek vardıysa.

"Ben de etkinlikte değilim." Dedim sırtımı arkaya yaslamaya çalışırken. Duk Hee'nin upuzadıya yayılmış kolu ve sırtım arasındaki saniyeler süren savaşı ben kazanmıştım.

"Daha Hee Yoon'un partisine gideceğiz. Okulun partisine gitmesek de olur."

"Aman tanrım, Hyung Dong. Sen şaka mısın? Ne demek önemli değil? Orada gitaristlerden biri benim, solom bile olabilir."

Solo mu? Her şey hazırlanmıştı. Daha doğru dürüst çalışmadığı akorların üzerine bir de solo çalması... pek de mümkün değildi.

Konu konuyu açsa da sonunda önemli noktaya gelinmiş daha etkinliği bile yapılmayan partiye nasıl gireceğim tartışılmaya başlanmıştı.

"Zorla girsek?" Ben konuşan kişiyi tanımaya çalışırken Taehyung direkt cevabı yapıştırdı.

"Saçmalama Song Hwa, okuldan atılmak mı istiyorsun?"

Bir anlığına yabancı bir yerde olduğumu hissettim, gördüğüm kimseyi tanımıyordum.

"En iyisi, sahte kimlik. Böylece farklı kampüslerden herkes girebilir!"

"Hadi ama, Jeong Sun. Sahte kimliği kim kaybetmiş de biz bulacağız." Dedi Taehyung yüzündeki komik ifadeyle. "Ayrıca illegal işlerden hiç hoşlanmam haberin olsun."

"Bence de çok saçma," dedi Duk Hee kendini bir anlığına Taehyung ile karıştırıp. Bu çocukta hoşuma gitmeyen bir şeyler vardı.

"Profesörün aklına girer, konsept parti yaparız. Herkes maskeli olsa, kim kimi tanır ki?" Bu ses de tanımadığım birinindi. Zaten odadaki kişilerin %70iyle alakam yoktu. Tanrım ben nereye düşmüştüm...

"Çok mantıklı Jung Sung." Taehyung sonunda bir fikri mantıklı bulmuştu. Derin bir nefes verdim. Kalabalık işkencesi son buluyordu.

"Ha bu arada," dedi cümlesinin ardından. "Adının tekerleme gibi olduğunu biliyor musun Sung Jung?"

*

Gösteri günü sonunda gelmişti. Ve ben hala etkinlik grubunda değildim. Taehyung tüm gece boyunca gitar çalmış, gram uyumama izin vermemişti. Zombi gibiydim, üstüne üstlük beni de peşinden sürükleyip etkinlik alanına getirmişti. Durumun tek iyi tarafı Lisa'yı izleyebilecek olmamdı.

Birkaç saatlik ön provanın ardından katılımcılar sahnedeki, ben de izleyiciler arasındaki yerimi almıştım. Taehyung'un iyi iş çıkarmasını istiyordum, sonuç olarak So Min sayesinde etkinliğe alınmıştı. İyi çalarak borcunu ödemeliydi.

Bu düşüncelerin hepsi kafamdaki baskın düşünceyi örtmek içindi, biliyordum. Gözlerim birini arıyordu. İçimde bastıramadığım garip bir heyecan vardı. Kalp atışlarım hızlanmıştı. Vücudumun içinde yaşanan kargaşa kafamı karıştırmıştı, ne içindi tüm bunlar? Ben performans sergilemeyecektim ki! Cevabı açıktı fakat ben, fazlasıyla kördüm.

Onu görmemle birlikte midemde uçuşan kelebekler kanat çırpışlarını fırtına oluşturmak istiyorlarmışcasına hızlandırdı. Buraya geliş sebebim oydu işte, ne kadar inkar etsem de oydu.

Arkama yaslanıp gülümsedim. Gözlerim, gözleriyle buluşunca gülen yüzünü görmek içime tarifi imkansız bir his yaymıştı. Sürekli ona bakmak istiyor, etrafımda gelişen diğer şeyleri önemsemiyordum. Bu hislere çok yabancıydım ben, daha önce hiç böyle hissetmemiştim. Bu duyguyla ne yapılırdı bilmiyordum.

Lisa'nın dansının arkadaki müzikle uyumu, oldukça zarifti. Yerçekimine resmen meydan okuyor, havada süzülüyordu. Kelimenin tam anlamıyla hayran kalmıştım. O mükemmeldi.

*

"JK nasıldım ama?"

"Dünyadan Jungkook'a!"

"Aloo beni duyuyor musun?"

"Jeon Jungkook?!"

Sözlerin de bulanığını olur muymuş diye düşünürken kendime geldim. "Ha, efendim?"

"Resmen transa geçmiştin." Taehyung'un canlı sesini duymamla beraber kendimi tamamen topladım. En son buraya geldiğimi hatırlıyordum, muhtelemen uyuyakalmış olmalıydım.

"Nasıldım? Hadi çekinmeden doğruları söyle!"

Bir şeyler geveledim, çünkü ne bir şeyi izlemiş ne de dinleyebilmiştim. Uyuduğumu da hatırlamıyordum, aşırı yorgunlukta böyle garip şeyler oluyordu demek ki.

"Sana inanamıyorum!" Dedi Taehyung yanında getirdiği diğer kişilere dönerek -tabii ki Hee Yoon da vardı. "Nasıl olur da uyursun!"

"Hem ben de baş dansçıydım Kook! İzlediğini sanıyordum!" Hee Yoon'un rahatsız edici sesi sabrımın son noktasıydı. Aniden ayağa kalkıp kimseye bir şey söylemeden tuvaletlere doğru ilerledim. Burası aynı fuar alanı gibi bir yerdi ya da kır düğünlerinin yapıldığı mekanlar gibi. O sebeple tuvaletleri bulmam hiç de zor olmamıştı.

İçeri girer girmez yüzümü yıkadım. Taehyung'un dediği gibi transa geçmiş olmalıydım, tüm bunların başka bir açıklaması olamazdı. Birkaç kez art arda yüzümü yıkadım. Aklıma ansızın Lisa geldi, sarı saçları rüzgarda ahenkle hareket ederken bana gülümsüyordu. Kendime hayret ettim. Bana ne oluyordu böyle? Kafamı toparlamak adına yüzüme bir kez daha su çarptım. Hiçbir faydası olmadı, Lisa'nın gülen yüzü beynimden bir dakikalığına olsun gitmiyordu. Delirecektim.

"Jungkook, iyi misin?" Kapının tıklatılmasının ardından So Min'in sesini duydum. Yüzümü birkaç peçeteyi art arda çekip hızla kuruladım.

"İyiyim," dedim dışarı çıkarken. "Biraz uykum geldi de."

"Anladım." Bana bakıp gülümsedi. Bir şeyler ima etmek istiyormuş gibi gözüküyordu. So Min'den bahsediyoruz. O hep bir şeyleri ima ederdi.

"Bir şey mi var?" Sorumun üzerine omuzlarını silkti.

"Hiiç." Yeniden gülümsedi. "Sadece seni böyle görmek çok ilginç."

Anlayamamıştım, zombi gibi gözüktüğümü biliyordum ama ben genel olarak uykusuz bir zombiydim. Bugün kendimde ekstra bir şey göremiyordum.

"Nasıl?" Diye sordum merakla.

O, kesin cevabı biliyormuş gibi sırıtarak bana baktı. "Aşık!"

xoxo

xoxo

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
the mood ✘ liskookWhere stories live. Discover now