yağmur

234 139 7
                                    

odamın kapısı açılarak uyan" Maral işe geç kaldın uyan " uykulu sesle " hııı ben bugün izinliyim biraz daha uyuyacağım hadi sen git " " bende gitmiyorum maral izin aldım bugün senle takılacağım böyle fırsatı bir daha yakalayamayız o yüzden kalk " "biraz daha uyumak istiyorum zaten dün mesai kaldım lütfen yarım saat tek " tamam maral sadece yarım saat ben çıkıyorum yarım saate burada olurum haberin olsun" "tamam hadi gittt" kapıyı kapatarak odadan çıktı yarım saat beklediğimden kısa sürdü ablam yine odaya daldı "uyan uykucu uyann kalk yoksa ben seni kaldırmasını bilirim " gözlerimi yavaşça açarak" biraz daha lütfen " "hayır olmaz kalk bak ne güzel yağmur yağıyor kalk bak" uykulu bir şekilde pencereye doğru yavaş yavaş adım attım ve yağmurun o güzel sesini dinlemek için pencereyi açtım o kadar şiddetli yağıyordu ki buraları sel alacakmış gibi hiç tereddüt etmeden elimi pencereden dışarı çıkardım tenime değen yağmur damlacıkları beni benden alıyordu ve hemen pencereden ayrılıp merdivenlerden aşağıya doğru koşarak indim . ablam arkamdan" nereye deli kız " diye bağırmaya başladı onu aldırış etmeden Kapıyı açıp dışarıya attım kendimi yağmurun sesi ile sessizlik çöktü sokaklara yağmur damlacıkları bana melodi gibi geliyordu ki ablam sessizliği bozdu . gel içeriye deli kız hasta olacaksın şimdi
_bir şey olmaz abla aslan gibi kızım hastalık nedir bilmem ben
Hadi sen içeriye gir abla dedim pencereyi kapatıp içeri girdi ve ben yine o sessizliği dinlemek üzere gözlerimi kapattım o sessizlikte kısa sürdü merhaba diye bir ses duydum gözlerimi yavaşça açarak karşımda yakışıklı bir melek vardı sanki melül melül ona bakarak sen melek misin acaba pardon anlamadım " Şey dedim şey buyurun dedim "

"Aa ben bir sokak arıyorum acaba yardım eder misiniz "
"Ta-bi "diye kekeledim "kusura bakmayın hava soğuk diye kekeliyorum "adresi gösterin yanıma yaklaştı yavaşça gözlerini dikip bana bakıyordu . "Niye bakıyorsunuz acaba açıkta kalan bir yerimi var dik dik bakıyorsunuz bana". " var bacaklarınız şaka şaka sadece bu yağmurlu havada niye dışardasınız diye, "Merak ettim"" merak etmeyin neden her şeyi merak eder insan bir türlü an" cümlemi tamamlamadan sözümü kesti "neden böyle çamurda içine duruyorsunuz ?"" çok mu merak ettiniz ?"" evet" diyerek cevapladı" bu çamur bizim kirimiz yağmur o kiri üstümüzden atıp çamura dönüştürüyor bu yüzden çamurdan heykel yapıyorlar çünkü o bizim küçük minyatürlerimiz" diyerek sözümü kestim hayran hayran bana bakıyordu ki" şey" adres dedim "sağdan dönün on kilometre düz yürü karşına çıkacak zaten "der demez arkasına dönüp gitti " h ey bir teşekkür etseydin nankör adam "diye arkasından bağırdım . durdu yerde bana baktı sırıtarak" görüşmek üzere hanım efendi "deyiverdi "görüşmemek üzere ahmak herif "diyerek ev girdim ıslak kıyafetlerimi aldırış etmeden önce ki olayı düşünüyordum sinirlerim tavan yapmıştı hapşurdum inşallah hasta olmam hap-şu hap-şu şifayı kaptım galiba
1 gün sonra:

ha ha -pşu. bütün mikroplarını odayı sardı şimdi sen iyileşince odayı baştan sona temizlemek lazım yoksa içim rahatlamaz. al bu çorbayı iç iyileşirsin. ha ha -pşu al , al gidip kıyafetlerimi çıkarıyım yoksa rahatlamam ya da .kendime sirkeli suyla siliyim hee ne diyorsun  . "ne yapıyorsan. yap yeterli başımdan git abla sen kime diyorsun başımdan git mikrop terlik geliyor . hadi sen biraz dinlen. tamam herkesin ablası böylemi evi baştan sona temizler. sizinle kavga eder. annem keşke burada olsaydı onun yufka yüreği hiçbir şeye dayanamaz benim dizim kanasa onun dizi kanamış gibi davranması beni benden alıyor ne kadar da kızsa. ne kadar sevse hepsi bizim için bunu unutmayın çorbamı içmemek için oturuma pozisyonu aldım içmeye başlayacaktım ki kapı açıldı birde ne göreyim Rüzgar buradaydı ben şok benim için mi gelmişti buraya yok sanmam beni azalmaya gelmiştir sana bir gün  izin verdim onda da hasta oldun der rüzgardan beklerim

"Geçmiş olsun Maral hanım " sakin bir sesle acaba kafasına saksımı düştü bu adamın

" teşekkürler Rüzgar Bey düşünmeniz bile beni mutlu etti " hafif sırıtım ne sırıtıyorum ki

" rica ederim Maral hanım siz bir an önce iyileşmeye bakın" ALLAHHALA kesin adama bir şey oldu aman böyle kalsın melek gibi olmuş Muazzam şok içinde Yüzüne bakarken
" ne bakıyorsunuz yüzüme bir şey mi var He "
kafamı sağa sola sağlayarak "Hayır" deyiverdim birde söyle seni nasıl sözleriyle dövüyor.

" dökül Maral" kaşını havaya kaldırıp bana baktı .

                " niye ki, ne oldu, yine ne yap... cümlemi tamamlamadan kuru öksürük bedenimi ele geçirdi . suyu işaret edecektim ki Rüzgar benden önce davranıp suyu bana uzattı bardakla buluşan dudağım ile suyu içmeye başladım aldım yudum boğazımı hem yakıp hem de biraz rahatlamasını sağlıyordu . bardağı Rüzgar 'a uzatıp karşımda duran duvara boş boş bakmaya başladım . Rüzgarda başını benim oldum yöne cevirdi " neden boş olan duvara bakıyorsun ?" derin nefes alıp yine aynı hızla nefesimi bıraktım . "bilmiyorum ama sanki birinin orda olduğunu hissediyorum bulun beni diyor kurtarın diyor duymuyor musun sesini? " Rüzgar hiç bir şeyi anlamamış şekilde bana baktı ." sende benim delirdi mi düşünüyorsun " " yani" deyip gülmeye başladı "neden gülüyorsun ben ciddiyim " hasta halimle hallen benimle uğraşıyor " ben seni ilk gördüm de ne demiştim sana delirdin mi diye sormuştum şu an tam da dedim oluyor " gülmemek için dudaklarını dudaklarına bastırıp etrafa bakınıyordu kendisini tutamayıp gülmeye başladı. kahkahaları odanın her tarafını sarmıştı onu öyle görünce dayanamayıp bende gülmeye başladım saatlerce o odada güldük ben durup onu inceledim gülüş bir insana bu kadar mı yakışır ? yanağında oluşan gamzesinde gömün diye isyan ediyor bedenim içimde kıpır kıpır olan duygu ne ? her şeyin neden bir cevabı yok sorular içinde kaybolup gidiyoruz bir günde cevaplar içinde boğulup gidelim . kendimi tutamayıp konuşmaya başladım " sizi ilk defa böyle görüyor !" gülmeyi bırakıp konuşmaya başladı " birincisi şirkete değiliz benle sizli bizli konuşma maral ben sana maral diye hitap ediyorum sende bana isimle hitap et sonuna bey getirme zor olan bir şey değil ikincisi ben ilk defa senin yanındayken böyle içten gülebiliyorum " hıııı ben mi yanlış duydum yoksa bir rüyadayım mı biri beni cimciklesin " ayyyy neyi cimcikliyorsun he" küstahça bir bakış atıp "sen dedi ya biri beni cimciklesin diye kaşını yukarı aşağı indirip "he " iyi halt yedim " ben onu dıştan mı söyledim " utanarak "evet " " hadi çok konuştun çorban soğudu istersen yeniden ısıtalım " "hayır hayır çok soğuk değil içebilirim " sen bilirsin " kaşı tam elime alacaktım ki Rüzgar elimden aldı " hey ne yapıyorsun kendim içebilirim " "biliyoruz içebildiğini ama bugün olmaz Maral ben içireceğim "" hı sen Rüzgar Atalay duyda inanma " sert ve sakin karışımı sesiyle "duymayacaksın göreceksin " "he" niye şaşırmış gibi davranıyorum her şeyi beklerim ondan şimdi kendine gel çorbayı bana içirirken bam ablam odaya girdi . şaşırmışçasına bize bakarken kendini topladı "ne yapıyorsunuz Rüzgar Bey kendisi içebilir siz kendinizi yormayın " Rüzgar sakin ses tonuyla " ne yorulması Maral iyi olsun yeter " ayy bu adamın ağzından bugün bal dökülüyor toplayın ziyan olmasın ablamda gördü zengin patronu yağ çekiyor ay soz ne yapyonuz Rüzgar bay soz yorulmayon pis abla ama ne cevap verdi ablama oh içimin yağları eridi . vakit çok geçmeden rüzgar evden ayrıldı o gidince de ablam başıma geldi . "kız maral hayırdır koskoca Rüzgar Atalay sana kendi eliyle çorba veriyor anlat  " abla buna mı taktın bizim aramızda bir şey yok olamazda" ablam mutlu bir şekilde " yoksa da  olacak gibi görünüyor ." saçmalama  Rüzgar benim gibi bir kıza bakmaz tamamı " doğruları  söylüyorum benim gibi kızla ne işi olabilir ki onun gibi tanınmış iş adamı benim gibi orta statü  bir kızı ne  yapsın   kendi mecrasındaki kızlar onunla çıkar ben ne düşünüyorum ben ve Rüzgar imkansız aşık olmak ikimizin yanından bile geçmez  daldığım konudan ablam bir lafla çekip kurtardı "  senin ne farkın var ki  diğer kızlardan taş gibisin tüh tüh nazar değmesin "" yine tükürüyorsun yüzüme " ablam kıkırdayarak " bu sabah yüzünü yıkamamıştın ya " "eee" deyiverdim  " onun yerine tükürdüm   işte " halen  gülüyordu ya " merak etme artık her sabah yıkayacağım oldu mu yeter ki yüzüme tükürme " masum bir bakış attım .  "  tamam hadi  bugün seninle çok eğlendim  tatlı kardeşim  "  " benimle uğraşmaktan başka işin yok ki zaten "  gerçekten de  iş yerinde olunca işi olabilir ama evde işi olmayınca bana sataşıyordu  işte tüm  herkesin  ablası   böyle işte  ne yapalım küçük kardeş olmak çok zor   ama yine de  başımın tatlı belası   

Geçmişimin Kırıntıları (Ara Verildi Ve Düzenlenecek)Where stories live. Discover now