MESAJ 5.KISIM

267 39 42
                                    


Sahne yeniden değişmişti, Azuma aradan yaklaşık bir iki ay geçmiş olduğunu tahmin etti. Küçük Azuma'nın gece olmasını normalden daha heyecanla beklemeye başlamış olduğunu hissedebiliyordu. Yazın kavurucu sıcağında kılıç çalışmak çok iç açıcı olmasa onu görmezden gelmeyen biri sonunda vardı.

O gece de koşarak çalıştıkları alana gitti. Gece dışarı çıkmak yasak olduğundan onlardan başkaları olmuyordu, biri gelecek diye endişelenmelerine de gerek yoktu. Bahçedeki gaz lambalarından gelen ışık yeterli olduğundan mum yakmalarına da gerek kalmıyordu.

Martim'i her zamanki gibi onu beklerken buldu. Onun geldiğini görmesiyle gülümseyerek ayağa kalktı. "Bu aralar biraz uzadın sanki."

Azuma kafasını salladı. "Bilmem."

"Evet, evet kesinlikle uzamışsın." dedi Martim eliyle Azuma'nın boyunu ölçerek. "Eskiden omzuma kadar geliyordun ancak şimdi birazcık geçiyorsun."

Azuma düşündü. "Peki sen uzadın mı?"

"Bilmem." diyerek şaşkınlıkla cevap verdi Martim ve böylece o gülmeye başlarken Azuma'nın suratında genişçe bir tebessüm oluşmuştu.

Ardından Azuma beklemeden kenarda duran tahta kılıçlara doğru gitti ancak Martim onu durdurdu. "Bugün hava çok sıcak," üzerindeki kıyafeti çekiştirerek devam etti. "Başka bir şeyler yapalım."

Azuma ciddiyetle ona döndü. "Alıştırma yapmazsan daha iyi olamazsın."

Martim onun ciddiyetine hafifçe gülmüştü. "Biliyorum, biliyorum. Ama birkaç aydır her gece çalışıyoruz. Küçük bir tatili hak etmedik mi?"

Dediklerinde haksız sayılmazdı. Azuma tereddüt ederek elindeki tahta kılıcı yerine koydu ve Martim'in suratına kocaman bir gülümseme yerleşti. "Hadi gel, güzel bir yer biliyorum."

Böylece Azuma onu takip etti. Evlerin ve ağaçların arkasında kalan bir alana gittiler, daha önce bulundukları yerden daha serindi. Martim çalıların daha az olduğu bir alan bularak oturdu ve Azuma'ya da yanına gelmesini işaret etti. "Bu sene kaç yaşındasın?"

Azuma hesapladıktan sonra cevapladı. "On üç." On dörde girmesine de bir iki ayı kalmıştı.

"Ah, daha önünde uzun bir yol var."

Azuma, Martim'in yanına otururken ona neyi kastettiğini anlamazcasına bakmasıyla Martim daha fazlasını açıkladı. "Seneye on sekiz olacağım, evlenecek bir kız bulmam gerek."

"Oh." diye bir ses çıkardı Azuma anlarcasına. Sai ailesinde erkeklerin genelde on sekiz, on dokuz yaşlarında evlenmesi istenirdi. Kızlar içinse yaş sınırı on altı ile on sekiz arasıydı. Bu yaşları geçip de evlenmemiş olan nadir kişiler vardı. O kişiler genelde ya güçlü kişiler ya da güçlü kişilerin yakınları olurlardı. Böylece kimse onları zorlayamazdı ancak Martim'in o anki durumuyla karşı koyabilmesinin imkânı yoktu, Azuma'nın bildiğine göre onun anne babası söz sahibi olan bir konumda değillerdi ve kendisi de yeterince güçlü değildi. Martim Azuma'nın daha fazla yorum yapmaması üzerine heyecanla devam etti. "Gözüne kestirdiğin biri var mı?"

Azuma hayır anlamında başını salladı. Odasından çok az dışarı çıkıyordu ve insanlar genelde onunla konuşmuyorlardı. Bu yüzden birini gözüne kestirmiş olması imkânsızdı hem daha on üç yaşındaydı, değil mi? Martim'in söylediği gibi önünde uzun bir yol vardı.

HALF & HALF - Yarı Melek [BL]Where stories live. Discover now