Sevgilim, dinle. Bu, Adem'in küçük hilesi. Havva'nın doğurduğu meleğin parmak izi. İblislerin yuva yaptığı kuyunun dibi. Bu, ölümün gerdanında meleğin ninnisi.
06.07.2021 tarihinde yazılmaya başlanıp, 31.07.2021 tarihinde yazımı tamamlanmıştır. 01...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ShamRain, Usvameri
Cigarettes After Sex, Dreaming Of You
I. Bölüm: "Beyaz Duvarlar"
Ölüm, bir nefes kadar bile uzağımızda değildi.
Perdenin arkasında ölüm oynamaya devam etti. Figüranların kollarında gezindi, enselerine dokundu. Perdeyi kopardı ve hayata sokuldu. Takvim yapraklarına nefesini üfledi. Mezarlıklara uzandı, toprakları ala boyadı.
Geçmiş ve gelecek, zamanın katilinin karşısında eğildi.
Tanrı, Azrail ile kalpleri lekeledi. Azrail pençesini ölüme geçirdi.
Perde kapandı. Sahnedeki ölüm, yarattığı kargaşayı izlemek istemedi. İniltiler çoğaldı. Anadan üryan bedenler bir yarık içinde toplandı. Yarık açıldı, şeytan hayata karıştı.
Yarık kapandı, şeytan ilk canını aldı.
Geçmiş, gelecekle birlikte kayboldu. Zebaniler darağaçlarının ardından boy gösterdi.
Ölüm kendini kaptırdı, ölüm can buldu.
Bedenler arasındaki kanlı çarşaf, ölümün ilk göstergesi oldu.
Eğik bedenimi usulca dikleştirdim, elimdeki yaprakları solmuş papatyayı avuçlarımda iyice sakladım. Eğik başımı kaldırarak gökyüzüne baktım. Bulutları inceledim ve onun yaptığı gibi bulutları değişik şekillere benzetmeye çalıştım.
"Mutlu musun?" diye sordum gökyüzüne bakarken. İlkbaharın son günleri, beraberinde yağmuru da getirirken saçlarım ıslanmaya başlamıştı. Saçlarımı başımın arkasından iterek gözlerimin önünden uzaklaştırdım. "Gülümsüyor musun şuan?"
"Yağmuru hissediyor musun meleğim?"
Tanrı, cevap vermedi.
Papatyayı, onun gibi ölü bir şekilde yol kenarına bıraktım.
Rüzgâr, usul usul tenime değmeye başladığında adımlarımı hızlandırdım. Yokuş yukarı çıkmaya devam ederken rüzgâr da şiddetini artırıyor, saçlarımı uçuşturuyordu.
Caddeye çıktığımda yanımda kimsenin olmayışını fırsat bilerek onunla sohbet etmeye başladım. "Beni duyuyor musun? Duyuyorsun, biliyorum. Sana geliyorum, senin bana geldiğin kadar. Tanrı şu an yolumu uzatıyor sanırım, yoksa şu ana kadar sana ulaşmam lazımdı. Biraz gecikeceğim büyük ihtimalle." Büyük ağacın yanından geçerken insanların ileride bir topluluk oluşturmuş olması dikkatimi çektiğinde yanlarından geçene kadar konuşmadım.
"Geciksem bile sorun olmaz çünkü sen hep beni beklersin, ben hep sana gelirim." Gideceğim yere çok az kalmıştı, yolun çoğunu onunla konuşarak gitmiştim. Küçük tepeyi aşıp, ona ulaştım, gözlerim dolmaya başladı.
