≈ Kelebek etkisi gibi
Sadece bir lekeydi ≈____________________________________
En uygun zamanı beklemek hataydı belki de. En başında anlatmalıydım her şeyi Jenatte'e. Bilmek hakkıydı.
İçimden bir kez daha olması gerekenin bu olduğunu kendime tekrarladıktan sonra Jenatte'in odasına girdim. Hiçbir şey yapmadan öylece camdan dışarıyı izliyordu. Son günlerde çok durgundu. Nedenini kendi de bilmiyordu, yani en azından bana böyle söylemişti.
Onun karşısındaki artık benim olan koltuğuma oturdum. Yan gözle beni süzdü.
"Annenin yanındasın sanıyordum."
"Uyudu ben de yanına geleyim dedim, kötü mü yaptım."
"Bunu sormana lüzum var mı, her zaman hoş geldin."
"Her zaman hoş buldum sevgilim."
İçten minik gülümsemesi yerleşti yüzüne, bir yazar der ki "güzelliğin gülümsemede inanırım ben, bir insan gülümseyince güzelse gerçekten güzeldir."Ve Jenatte gülümseyince çok güzeldi.
"Ben seninle bir şey konuşmak için geldim aslında Jen."
"Dinliyorum Lily."
"Fransa'dan dönmem hakkında."
"Annem için demiştin?"
"O da vardı lakin, gerçek sebep bu değildi."
"Nasıl yani?"
"Birisi vardı, beni seviyordu. Onu kırmak istemedim ilk başta. Uzak durmaya çalıştım. Ama o her seferinde beni bulmayı başarıyordu. Takıntı hâline getirmiş gibiydi. Ondan kurtulabilmek için geldim."
"Gerçekten mi Lisa, neden bundan daha önce hiç bahsetmedin?"
"Endişelendirmek istemedim sadece. Belki de hiç söylemezdim ama sen Fransa'ya gidelim deyince... Ben biraz korkuyorum sanırım."
"Ah sevgilim, en baştan anlatsaydın ya. Hem bir o ülke mi var, birlikte olduğumuz her yer bizim yuvamız olacak."
"Haklısın, ama hevesini kırmak istemedim."
"Tek hevesim seninle bir aile kurmak. Bunu unutma."
"Benim de, benim de sevgilim. Çok seviyorum seni sevgilim."
Tam Jenatte'i öpmek için uzanmıştım ki içeriye Susan girdi.
"Lisa hanım lütfen koşun anneniz kötüleşti!"
Dediklerini duyduktan sonra kendimi nasıl odaya attığımı, annemin başucuna gidip orada korkudan öylece kalıp bir şey yapamadan ağladım kavrayamadım.
Elim ayağım boşalmıştı adeta. Nefes alamayan annemi gördükçe benim de nefesim kesiliyordu sanki. Doktor benimle konuşuyordu fakat duymuyordum, belki de duyuyordum ama algılayamıyordum. Vücudum işlevini yitirmişti. Hatırladığım son şey annemin odadan çıkarılışıydı. Sonrasında bayılmıştım zaten.
...
Zar zor yanımdaki kişilerden yardım alarak kiliseye doğru ilerliyordum. Annemin cenazesi için buradaydık.
Ne kadar garipti. Annemle vedalaşamamıştım bile. Bir hoşçakal bile diyememiştim. Elini tutamamıştım, son bir kez öpememiştim onu, öpememişti beni.
Onla o kadar uzun zaman geçirmemize rağmen hepsi uçup gitmişti sanki. Asırlarca daha birlikte olmalıydık diyordum içimden. Ona doyamadım.
Gideceğini bildiğim hâlde, gittiğini bilmek beni yıkıma uğratmıştı. Yoktu, olamazdı.
Renklerim solmuştu, duygularım hüzne dökülmüştü. Mahvolmuştum. Dilimden dökülen duaları duyamıyordum. Oturan bedenimi hissedemiyordum.
Bitmiştim.
Uzun süre oldu sanırım, daha sık yazmaya çalışacağım. Umarım hoşunuza gitmiştir. Sizi seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mendacious | Jenlisa
Fanfiction"Ama sen Lily, sen benim duygularımsın. En çok sana üzülüyorum, en çok senle mutlu oluyorum, en çok sana kızıyorum, en çok sana merhamet gösteriyorum. Sen benim aşkımsın Lily."