2.0

64.4K 3.7K 1.2K
                                    

buraya kadar nasıl geldim ya
bu bölüm de çiçeğe acı çektirmeye karar verdim hehehehe

🎶

Melislerde yatıya kalmam gereken süre dolmuştu bugün annemler geri geleceklerdi. Ben de eve geri dönmüş eşyalarımı yerleştirmeden odama bırakmıştım. Annemlerle uzun süre konuşmadığımı fark ettim ve ne zaman geleceklerini öğrenmek için telefonla aradım.

Annem telefonuna cevap vermediğinde kaşlarımı çatıp söylenmeye başkadım.

"Telefonu açmayacaksanız ne diye telefon taşıyorsunuz anlamıyorum ki." Birkaç kere daha aradım ama açmadı. Sonra annemi aramaktan vazgeçip babamın numarasının üstüne bastım. Birkaç kere çaldığını belirten sesi duyduktan sonra babam telefonu açtı.

"Kızım nasılsın?"

"İyiyim baba. Sen nasılsın? Geliyor musunuz bugün?"

"İyiyiz iyi. Annene dedim ama gelmek istemiyor birkaç gün daha. Sanırım bugün de burda kalıcaz. Senin için sıkıntı olmaz dimi canım. İstersen Melisi bize çağır birkaç gün de bizde kalın."

Kafamı onaylar bir şekilde sallarken "Yok yok sıkıntı olmaz." dedim. "Versene bi annemin de sesini duyayım."

"Yanımda değil ki. Anneannenle bağa indiler. Kekik toplayacaklarmış."

"Hee öyle mi? Aradım ben de açmadı zaten. Tamam o zaman geleceğiniz zaman arayın beni."

"Tamam kızım görüşürüz."

"Görüşürüz baba." dedikten sonra kapıyı kapattım. Melise annemlerin bu gece de gelmeyeceğini isterse bana gelmesini bildiren bir mesaj attım. Sonra da televizyonu açıp takip ettim bir dizinin bölümünü izlemeye başladım.

Hava kararmak üzereyken kapının zili çaldı. Melisin gelmiş olabileceğini düşünerek koşarak kapıyı açmaya gittim. Kapıyı pijamalarımla açtığımda karşımda Melis, Melis'in annesi, babası ve Anıl duruyordu. Ne olduğunu anlamadığım için kaşlarım çatılmıştı. Hepsinin yüzündeki üzgün ifade iyiye işaret etmiyordu.

Elimle içeriyi işaret edip "Buyrun." dedim. İçeriye sessizce girdiklerinde Melis bana sarıldı. İçime düşen kurt birine bir şey olduğunu haykırıyordu ama kulaklarımla duyana kadar inanmak istemiyordum. Sarılmayı bırakıp içeriye geçtiğimizde Melis'in annesi beni yanına çağırdı. Ayaklarımı sürüye sürüye yanına gidip oturdum.

"Çiçek nasılsın kızım."

"İyiyim Arzu teyze. Sen nasılsın?"

Kafasını eh işte der gibi salladı. Gözlerim hepsinin üstünde dolandı. Hiçbiri direkt yüzüme bakmadığı için tekrar Arzu teyzeye döndüm.

"Çiçek bu sabah bir şey öğrendik. Sana da söyleyeceğim şimdi ama sakin ol lütfen." Kafamı tamam anlamında salladığımda sakin olmayacağımı az çok tahmin edebiliyordum. Arzu teyze yutkunup konuşmasına devam etti.

"Annen söyledi bize de. Pazar günü anneannen fenalaşmış. Hastaneye kaldırmışlar. Kalp krizi geçirmiş." Kulaklarım uğuldamaya başladığında bacaklarımın da eş zamanlı çözüldüğünü hissettim. Lütfen iyi olsun lütfen. İçimden ettiğim sayısız dua sonucu duymak istemediğim dört kelime beynime dalga dalga iletildi.

"Bu sabah vefat etmiş."

İçimde kopan fırtınalar beni dış dünyadan soyutlamıştı. O saatten sonra ne dediklerini pek duyamamıştım. Uğuldayan kulaklarım buna engel oluyordu. Tek fark edebildiğim nefes alamadığımdı. Panik atak mı geçiriyordum? Nasıl nefes alıcaktım? Melis koşarak masanın üstündeki kolonyayı aldı. Eline döküp koklamamı sağladı. Kolonyanın yakıcı kokusu burnumla birlikte zihnimi açmış yaşananları acı bir şekilde fark etmemi sağlamıştı.

Sonrasında yaşananlar benim kontrolüm dışında gerçekleşmişti. Odama çıkardığım eşyalar geri benimle birlikte Melislerin evine dönmüştü. Arzu teyze ve eşi annemlerin yanına gitmek için yola çıkmışlardı. Bende geleceğim diye tuttursam da cenazeye katılmamın sağlıklı olmayacağını düşünmüşlerdi. Babamı aradığımda o da gelmememin en iyisi olduğunu söylemişti.

Direnmeyi bırakıp kendimi yaşananların akışına bırakmıştım. Sakinleştirici verilmiş gibiydim. Ne sesim çıkıyordu ne bir şey düşünebiliyordum. Melislerin evine geldiğimizde sinir krizi geçirmiştim. Melis ne yapacağını bilemezken Anıl gelip kendime zarar verdiğim için bana sarılmıştı. Biraz sakinleştikten sonra beni kucaklayıp odasına taşımıştı. Yatağa yatırıp üstümü örttüğünde ses çıkarmadan göz yaşı döküyordum.

Aklıma dolan anılar canımı yakıyordu. Ben küçükken beni büyüten anneannem onu son bir kez bile göremeden veda etmişti bana. Keşkeler zihnime dolmaya başlamıştı. Keşke ben de gitseydim hafta sonu annemlerle. Eskiden her yaz tatilinde bir hafta kalmak için giderdim yanlarına. Bu yaz gidememiştim okuldan dolayı. Keşke gitseydim. Keşke hiç ayrılmasaydım yanından.

O tuhaf kendine has ama huzur veren kokusunu sonsuza kadar koklasaydım. Keşkeler birer birer yanaklarımdan süzülürken ben diğer annemi kaybetmenin hüznüne boğuldum.

🎶

biraz üzücü bir bölüm oldu
ama ben de içimi dökmüş oldum
eğer hala yaşıyorlarsa kıymetini bilin
yarın çok geç olmadan.

MADEM | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin