48. BÖLÜM: "EN KARANLIK GECE"

199K 9.9K 29.4K
                                    

08.11.2020

20.00

❄️

Dismantling Devotion, Daylight Dies

Varoluşunun ilk saniyesini hiç düşündün mü? Bir geçmişinin olmadığı ilk anı?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Varoluşunun ilk saniyesini hiç düşündün mü? Bir geçmişinin olmadığı ilk anı?

Yaşamın başladığı yerde seni karşılayan karanlığı peki? Orası yaşamın ölüme en yakın olduğu andır. Mutlak bir karanlığın içinde yanmaya başlayan yaşam ilk, ölümü aydınlatır.

Doğduğum anı düşündüm.

Yüzüme vuran ilk ışığı... Bir doktor beni annemin kucağına bırakırken Tanrı izliyor olmalıydı. Bir gün başımı karanlık gökyüzüne kaldıracak ve ona bakacaktım. Orada olacak, bakışlarını üzerimden ayırmayacaktı. O gece günahlarımı ellerimde tutacaktım. Onu göremesem de bakışlarım tam üzerinde olacaktı.

Doğduğum anı düşündüm.

Zihnim mutlak surette karanlıktaydı ama ikinci saniyede kaderim çoktan çizilmiş olmalıydı.

O kader beni annemin kucağından aldı, büyüttü, yaralar açtı ve bir perşembe akşamına bıraktığında on sekiz yaşına girmeme sadece altı gün kalmıştı. Bir sokaktaydım. Sis bulutu halinde geceye karışan nefesim havada süzülüyordu. Soğuktan buz kesen parmaklarımın arasındaki telefonun ekranına baktığımı hatırlıyorum. Tarih 10 Ocak, saat 21.34'tü. 

Kollarımı etrafıma sararak ellerimi altına gizledim ve tedirgin gözlerle sokağın diğer ucuna baktım. Kar ince ince ama sık yağıyor, bir sisin ardından bakıyormuş hissi veriyordu. Kaldırımlarda, evlerin çatılarında, çıplak ağaçlarda birikmişti. Geçen arabalar yoldaki karı eritse de sokak ıssız ve sessizdi, kar tanelerinin geceye terk edilen sokağı yavaşça ele geçirmesini izledim. Annemin arabası köşeden sinyal vererek sokağa girdiğinde karşımda duran apartmanın üçüncü katındaki dairenin ışıklarının söndüğünü hatırlıyorum. Bakışlarım karanlığa gömülen pencereye yönelmişti.

Araba sokakta ilerledi ve bana yaklaştığında bedenime sardığım kollarımı serbest bıraktım. Telefonun kenarında duran tuş kilidine basarak ekrana baktığımda saat 21.43'tü.

Hemen önümde duran arabaya bindiğim sırada ilk duyduğum emniyet kemeri takılmadığı için uyarı veren arabanın sesi oldu. Anneme baktığımdaysa yüzü solgun ve endişeliydi. Bunun sebebi günün yorgunluğu da olabilirdi ama bir şeylerin ters gittiğini bakışlarım yüzüne dokunduğu ilk an sezdim.

Annem bana baktığında gözüme birkaç yıl yaşlanmış göründü.

Kısa bir süre yüzümü inceledikten sonra, "Olanları duymamışsın," dedi. Kaşlarım çatıldığında gözlerindeki endişeyi kalbimde hissettim.

YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin