27

3.2K 232 121
                                    

Artık Taehyung'la oturamazdım. Ama boş sıra yoktu. Gidip birinden rica etmeliydim. Sıraları baştan aşağı süzüp Taehyung'u ve diğerlerini hiçbir şekilde göremeyeceğim bir yer aradım. Gözüm bir an öğretmen masasının önündeki sıraya takıldı Namjoon ve Jackson'ın sırasına.

Cesaretimi toplayıp yanlarına gittim. İkiside test kitaplarından kafalarını kaldırmış bana bakmaya başlamışlardı. Bazen bu ikisinin nasıl olurda bu kadar zeki ve çalışkan olduğunu sorgulardım. Bu anda onlardan biriydi.

"Bir şey rica edebilir miyim Jackson?" ona şirinlik yapmalıydım yoksa zerre takmazdı beni.

"Benden niye istiyorsun? Namjoon'dan istesene." deyip gözlerini devirdi. Ağzını yüzünü kırasın geldi o an. Zor bir durumda olmasam neler yapardım.

"Ama senden istemem lazım. Lütfen Jacksonie~." yaptım aegyodan sonra gözleri parlamıştı. Biraz daha böyle devam edersem bu sırayı elinden alabilirdim.

"Tamam hadi söyle bakalım ne istiyorsun benden?"

"Birkaç aylığına senin sıranda oturabilir miyim? Lütfen Jacksonie~."

"Tamam da neden? Ya benim minnoşum seninle oturmak istemezse?" deyip Namjoon'un yanaklarını sıktı. Namjoon dayanamayıp omzuna yumruğunu geçirince elini geri çekti. 

"Bende Jennie'yle oturmak isterim. En azından biraz kafamı dinlemiş olurum." Namjoon Jackson'a ölümcül bakışlar atıyordu.

İkisini çok iyi anlaşıyorlar diye biliyordum ama şu an karşımda kedi-köpekten farkları yoktu.

"Esmer şekerim, gamzeli poğaçam, çikolatalı sütüm niye benim kalbimi kırıyorsun? Neymiş efendim kafasını dinleyecekmiş. Ne yaptım ben sana?"

Ben karşılarında gülme krizine gitmiştim ama onlar sanki sevgiliymiş gibi kavga ediyorlardı. Hatta Jackson şu an Namjoon'a trip atıyordu.

"Şaka yaptım Miss China'm. Hem ikimizi içinde iyi olur biraz birbirimizi özleriz."

"Hadi Jacksonieee~." Şu an kendimi unutmuş Namjoon için uğraşıyordum.

"Tamam hem Taehyung iyi çocuktur." eşyalarını toplayıp ayağa kalktı.

Namjoon'a sıkıca sarıldı. Sanki başka ülkeye gönderiyoruz yaptığı hareketlere bak. Namjoon'un elini tutup gözlerinin içine baktı. "Beni sakın unutma çikolatalı kurabiyem."

Dayanamayıp ikisinin arasına girdim. "Eğer biraz daha salak salak davranırsan seni döverim Jackson. Yeter sal şu çocuğu!"

"Az önce kediydin. Neyse ne ya. Size iyi şanslar." deyip hoplaya zıplaya eski sırama doğru gitti.

"Keşke başka bir şey dileseydim." Namjoon'un dediği şeyle güldüm. O da bana kocaman gülümsedi.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Başka sıraya geçmek bana yaramıştı. Derslere daha aktif katılıyordum. Hocalarla daha rahat konuşma fırsatı yakalıyordum. Anlamadığım yerleri Namjoon hemen özet geçiyordu.

Öğle arası zili çaldığında Namjoon ve Jackson basketbol antremanları olduğu için gitmişlerdi. Bende acıktığımı hissedip Jungkook ve Jisoo'nun yanına gittim.

"Jisoo ben çok acıktım bir şeyler yiyelim lütfeeeen." sanki bunu bekliyormuşçasına çantasından cüzdanını alıp koluma girdi. Bizim ayaklandığımızı gören Jungkook'ta sigara paketini alıp ceketinin iç cebine koyup kalktı.

Kantine geldiğimizde hemen iki kaşarlı tostla gazoz söylemiştik. Jungkook okuldaki hiçbir yemeği sevmezdi. Bazen ısrarlarımız üzerine yerdi ama ölmeyecek kadar.

Yemeğimizi yedikten sonra arka bahçeye Jungkook'un yanına gitmiştik. Ağacın arkasında gizli olduğunu varsayarak sigara içiyordu. Beni görünce paketi ve çakmağı uzattı ve bizde birer dal yaktık.

"Jennie sana Jisoo'yla aldığımız önemli bir karardan bahsetmek istiyorum." biten sigarasını okulun duvarından dışarı attı.

"Dinliyorum."

"Biz seni o sınıfta yalnız bırakmak istemiyoruz. Düşündük ve sonucunda bizi çok zorlayacak olan bir yol seçtik. Jisoo çok çalışıp senin sınıfına gelecek. Bende çok çalışıp 11'lerin en iyi sınıfına gideceğim. Bu durumda babandan saklanmamıza gerek kalmayacak."

Duyduğum şey beni gururlandırmıştı. İkisine de sımsıkı sarıldım. Onları böyle görmek ve değiştiklerini bilmek sevindirmişti. En azımdan onlarlayken Taehyung'u unutuyordum.

"Sen niye dalıp dalıp gidiyorsun yine?" Jisoo beni dürttüğünde boş gözlerle onlara baktım.

İyi olmadığımı anlamışlardı. Bende oynadığım mutluluk rolünden çıkıp gerçek hislerimi gösterdim. Jungkook kolunu omzuma attı. Beni kendine çekti.

"Büyük bir sorun var ve ben sormaya korkuyorum." sorun büyüktü evet. Çünkü olay yaşanıp bitse bile ne yapacağımı bilmiyordum.

Ona o kadar çok alışmıştım ki şimdi onsuz ne yapacağımı bilmiyorum. Sürekli yanına gidip bir şeyler anlatasın geliyor. Ama o bana hislerini bu denli üzgün bir şekilde anlattığı için hala kendime gelmemiştim.

Benden vazgeçmeliydi. Yani artık beni sevmemeliydi. Nefret bile edebilirdi ama aşık olmamalıydı. Aklıma gelen fikirle bir anda Jisoo'nun gözlerinin içine baktım.

"Bana birini ayarla Jisoo."

İkiside şaşkın bir şekilde bana bakıyorlardı. Uzun zamandır ilişkim olamamıştı. Hatta bana teklif eden kişileri de okulda rezil ediyordum.

"Ciddiyim Jisoo. Bana birini ayarla. Mümkünse çok tanımadığım biri olsun. Bu konuda sadece sana güvenebilirim. Mümkünse mülayim birisi olsun."

"Peki birkaç kişi bulayım akşam sana instagramdan hesaplarını atarım."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Savage But Pretty || TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin