YARALI GÜVERCİNİM - 26

27K 1.3K 21
                                    

Bir iki saat sonra genç kız hala uyuyamamıştı. Yaman’a ne kadar güvenirse güvensin, karşısında tam anlamıyla sığamadığı koltukta sadece kendisi için yatmayı kabul ederse etsin huzursuzdu. Çok değildi ama içinde eskiler kol geziyor ve rahat vermiyordu. Kızıyordu kendine böyle zamanlarda. Karanlığa alışmış gözleri ve dışarıdan gelen ay ışığının da imkanıyla yan dönmüş olarak uyuyan genç adama bakıyor ve o senin kahramanım diyeceğin şeyler yapan kişi diyordu. Senin için kabuğuna çekildiği yalnız yaşamından çıktı, seni hayatına kabul etti ve hepsini isteyerek yaptı diyordu.

Gerçekten de öyleydi. O yanında hep rahat ettiğim, huzur duyduğum eşim. Bana sarılışı, öpüşü ile önemsendiğimi hissettiren adam. Hayatım boyunca annem dışında beni korumayı kaç kişi düşünmüştü? Hiç. Ama o düşünmekle kalmadı beni kurtardı. Şimdi onun yanında rahatça gözlerimi kapayamıyorsam ona haksızlık değil mi? Onun yaptıklarının karşılığını hala yanında onu babama ya da üvey babam gibi adamlara benzeterek mi ödeyeceğim? Hayır. O benim kocam, o hayatımın yoldaşı, güvendiğim erkek…

Aldığı karar ile gözlerini kapadı. Karşısında çok hafif bir horlama ile uyumakta olan adama daha fazla haksızlık yapmayacaktı. O bunu hak etmiyordu. Ve bu sefer çoktan beri uykusu gelmiş ve uyuyamıyorken şimdi gözlerini kapar kapamaz, yüreğini, aklındaki düşünceleri rahatlatır rahatlatmaz uykuya daldı.

Fakat yine gözlerini aniden açtı. Uyku sersemliğiyle kendisini neyin uyandırdığını anlayamadı başta sonra karşısındaki koltuğun boş olduğunu gördü. Hava hala karanlıktı demek ki sabah olmamıştı. Birkaç dakika sonra odanın kapısı açılıp genç adam içeri girdi. Ses çıkarmamaya çalışarak kapıyı kapadı ve koltuğa yöneldi.

“Yaman?”

Ayaktayken duraksayıp döndü. “Seni uyandırmak istememiştim.”

“Daha yeni uyumuştum zaten senin suçun yok. Nereye gittin?”

“Mutfağa gidip su içtim.” Yatağa yöneldi. Yatakta oturmakta olan genç kızın hemen yanı başına köşeye oturdu. “Ben varım diye mi uyuyamadın?”

“Hayır, yerimi yadırgamışımdır belki de.” Ama yalan söyleyemiyordu. etrafın karanlığı bile yüzünü gizleyemedi.

“Salona gitmemi ister misin? Beni görenlere televizyon izlerken uyuya kalmışım derim.”

Burcu hemen elini uzatıp genç adamın elini tuttu. “Lütfen gitme. Başlarda tedirgin oldum, yalan değil ama sonra rahatça uykuya daldım.”

“Burcu…….”

“Hayır, kal. Bana iyi davranmanı, benimle ilgilenmeni seviyorum Yaman ama bu kadar özeni hak etmiyorum. Benim yüzümden, beni düşüneceksin diye kendinden ödün verme. Sana alışmam için sadece zaman ver bana, bırak sana alışayım, olduğun gibi alışmalıyım.”

Yaman sessiz kalıp genç kızın yüzüne baktı sonra kendi eli üstündeki eli alıp dudaklarına götürdü. “Sen benim yaptıklarımdan çok daha fazlasını hak ediyorsun ve bu konuda benimle inatlaşma. Yaptıklarım bana pek uymuyor bunda haklısın. Seninleyken neden böyle bir adama dönüştüğümü de bilmiyorum ama kendimi zorlamıyorum. Senin gözlerine baktığım an kendimi unutuyorum ve bundan memnunum.” Yüzünü biraz daha kıza yaklaştırdı, dudaklarına, yanaklarına ve gözlerine baktı. “Yoksa sen benden memnun değil misin?”

“Böyle bir soru sorarak bana haksızlık yapıyorsun ama.” Elini korkmadan havaya kaldırıp genç adamın yanağına gülmediği için pek belli olmayan gamzelerinin olduğu yere götürdü. “ Ben senin her halinle mutluyum.”

Düşünmeden ileri gidip genç kızın dudaklarına yapıştı. Onun sıcaklığında, yumuşaklığında, masumluğunda kendi içine yayılan ateş ile yandı hiç şikayet etmeden. Burcu da ilk öpüşmelerindeki gibi değildi. daha rahattı, daha bilgili ve kocasının dudaklarına, öpüşüne daha aşina. Bu yüzden kendi dudaklarının da kocasının dudakları ile hareket etmesine izin verdi.

YARALI GÜVERCİNİMWhere stories live. Discover now