-FOUR:WHAT'S THİS FEELİNG-

232 22 18
                                    

-Sakusa'nın Bakış açısı-

Atsumu bana geçmişini anlattıktan sonra gözleri dolmuştu. Ona sarılmak isterdim ama onu rahatsız edebilirdi o yüzden sadece onu dinlemeye devam ettim.

"Evden kaçtık ve tek başımıza yaşamaya başladık ama avcılar bizi buldu ve biz de kaçtık yanımıza fazla bişi alamadık... Silahımız da yoktu o yüzden fazla kaçamadık bizi köşeye sıkıştırdıklarında bir avcının kafasına taş attım ve silahını çaldım. Sonrada Samu ya kaçmasını söyledim kaçmak istemedi ama zorundaydı. İki kişilerdi biri turuncu diğerri siyah saçlıydı (Kesinlikle Hinata ve Kageyama değil ehe) turuncu saçlı olan biraz aptal dı. Aldığım silah onundu zaten öbür avcıyıda ayağından vurup kaçtım ama galiba tuzağı düştüm ve kafamı çarptım doğal olarak ta bayılmışım.. Sonrasını biliyorsun.. "

" Evet biliyorum... Avcıların hala sizi neden kovaladığını anlamadım "

"Bir Kitsune ile bir insanın beraber olması yasaktır. eğer olurlarsa çocukları dahil hepsi avcılar tarafından öldürülmesi gerekir."

"Anladım... Adına üzüldüm.. Peki tak başınıza nasıl yaşadınız..?"
Sanırım onu fazla soru yağmuruna tutuyordum ama nedense merak ediyordum.

"Annemlerinde tanıdığı bir arkadaşımız vardı gerçi büyük aslında adı Kitaydı bize çok yardım etti. Borcumuzu ona asla ödeyemeyiz." dedi.

"Anladım.."

"Her neyse bende tanımadığım birine derdimi anlatıyorum ne kadar saçma.."dedi. Bende bozulmayan ciddiyetim ile cevap verdim

"Öyle deme Atsu bana derdini her zaman anlatabilirsin"

"Tanımadığın birine fazla iyi davranıyorsun. Ya yalan söylüyorsam?"

"Söyleseydin gözlerin dolup ağlıycak konuma gelemezdin heleki bacağın bu haldeyken. Ayrıca Suna seni bulmamı istedi yalan söyleme iftimalin sıfır yani."

"Suna da kim be?"

"Şu anda kardeşinin yanında olan ve seni bulmamı söyleyen kişi"

"Beni bulup ne yapıcak ki.. Yoksa sizdemi avcısınız?!"
Dedi ve geri gitmeye çalıştı.

"Tabikide değiliz salak öyle olsa seni burda öldürürdüm. Ayrıca ben ve Suna birer Kitsuneyiz. Merak etme yani... Seni kardeşinde götürmek için arıyorduk"

"A-anladım.. Özür dilerim Omi-kun" dedi yanıma kayarak.

"Sorun değil Aptal." dedim ve ona baktım sarı saçları akşam olmasına rağmen parlıyordu tıpkı gözleri gibi.. Tamamen kusursuzdu.. Uzun uzun birbirimizr baktık.. Bu his.. Bu da neydi böyle.? Bütün gün ona bakabilirmişim gibi hissediyorum...

-Atsumu Bakış açısı-

Omi-Kun bana bakarken bende onun siyah gözlerine bakarken kendimi kaybediyordum... Kıvırcık... Hayır dalgalı saçları gözlerinin önüne geliyordu ellerim ile saçlarını geriye doğru attırdım... Tanrım böyle daha da yakışıklı oldu... Kedimi tutamadım ve dudaklarına doğru yöneldim..

"BURDA BİRİLERİ VAR!"

Arkadan gelen  sesle gerçek dünyaya dönmemiz ile Omi-kun un ayağı kalkıp önümde durması bir oldu.

"B-bunlar-"

"ŞŞŞŞTT!" Omi-kun bana susmamı ilaret ederken  ateşi södürdü ve beni kucağına alıp büyük bir apacın arkasına geçti. Beni yavaşça yere indirdi ve Sırtında olan tüfeğini önceden oturduğumuz yere doğrulttu.
Tam göremiyordum ama gelenlerden biri Turuncu diyeride siyah saçıldı. Bunlar o gğn samu ile benş kovalayan adamlardı...

"Lanet olsun! Tch!"

"Hepsi senin yizünden Aptalyama!"

"Ha?! 'Burda birileri var' diyende bendim zaten! Seni duyup kaçtılar aptal!"

"Neyse ne be! Fazla kaçmış olamazlar."

Aralarında geçen diyolog tan sonra bize yaklaşmaya başladılar umarım bizi görmemişlerdir. Omi-kun bana kaş göz harekleri ile bişiler anlatmaya çalışıyordu ama karanlık tan göremiyordum. Ortalığı aydınlatan tek ışık avcıların elinde tuttuğu fenerlerdi. O yüzden pek ışık kaynağı yok tu. Avcılar bize daha da çok yaklaşırken omi-kun tüfeği sırtına astı ve beni kucağına alıp koşmaya başladı.

"O-omi?! Ne yapıyorsun?!" diye sordum koşmakta olan sakusaya.

"Tüfek boştu ve Avcılar da bizi gördüler o yüzden koşmaya karar verdim." dedi nefes nefese.
Arkamızdan gelen avcıları duyabiliyordum. Kahretsin! Eğer bacağım yaralanmasaydı daha hızlı kaçabilirdik! Tch!

Karanlıkta önümüzü görmüyor duk ve nerete gittiğimizi dr bilmiyorduk. Omi-kununda zorlandığını biliyordum. Avcılar arkamızdan gelmeye devam ediyordu.

İki tane bedene çarpmamız ile Omi-kun neredeyse düşüyordu. Çarptığımız kişilerin kim olduğuna baktıpımızda Samu ve sanırım şu 'Suna' adlı kişi olduğunu gördük. Omi-kunun kucağından samu'nun kucağına zıpladım ve tekrar yere düştük

"SİKTİR OHA SAMU,SENİ ÖZLEDİM, SENİ ÇOK MERAK ETTİM, SONRA SENİ ARARKEN ÇUKURA DÜŞTÜM, SONRA BU YANIMDAKİ YAKIŞIKLI OMİ-KUN BENİ BULDU!" diye bağırdım..

Devam edecek....

Gün Batımı/SakuAtsu (YAN HİKAYE) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin