14.Bölüm

75.2K 2.5K 499
                                    

Biz geldikk 🌟

Bölümü yine düzenlemeden atıyorum. Sınav haftam bittikten sonra düzeltirim diye düşünüyorum. O yüzden hatalarımı görürseniz affola 🖤

Keyifli okumalar..

Sınır : 200 oy 200 yorum olsun.
Geçeceğinizi biliyorum. Zaten ben yazdığım zaman dayanamayarak bölümü atıyorum.

"Ben şimdi başını alıp giden
Mavi bulutun muyum,
Sislerdeki evin önünden geçsem
Camlarda bulur muyum?"

*******

Cihangir hayatımda her zaman vardı. Fakat kalben kendime itiraf ettiğimden beri içimde değişmeye başlayan sadece duygularım değildi. Ben değişiyordum, bu değişimi fark etmek bazen korkutuyor bazen hoşuma gidiyordu. Bunca zamana kadar ben zaten olduğum kişiyi beğenmiyordum. Beni bu hale getirenleri arıyor ve onları suçluyordum.

Ağabeyim, annem ve bazen babama bile kızıyordum. Küçükken fazla nazlı yetişmiş bir kız çocuğunun erkenden büyümesine karşıydım. Kızlar, babalarına göre şekillenir sözünün en canlı örneğiydim bana göre..

Bu yüzden zihnimde ne zaman anne olma düşüncesi canlansa hep korkardım. Bir kız çocuğu büyütmek sandığımızdan daha zor bir olaydı çünkü. Genel olarak evlat büyütmek zordu ama biz kız çocukları yapımız gereği daha naiftik, daha kırılgandık. Ben bu hayatta en çok babamın lafını dinler en çok onun bana kızmasına alınırdım. Babam yaşadığı müddetçe bana hep iyi bir baba olmuştu.

Ya kızıma iyi bir baba olucak adam bulamazsam düşüncesiyle içten içe boğuşmuştum. Cihangir hayatıma girdikten sonra gözlerim bir rüyaya daldı. Belkide onun bana sen benim çocuklarımı taşıyacaksın düşüncesiyle yaklaşması, bilinçaltımda bu rüyayı görmeme sebep olmuştu. Geceleyin beni mutluluktan ağlatan rüyayı anımsıyordum. Gerçek olması için derin bir istek duyuyordum. Zihnime dolan sahnelerle istemsiz gülümsüyordum.

"Ellerim yataktaki boşlukta geziniyordu. Bir eksiklik hissediyordum. Cihangir yoktu. Yine beni sabah vakti bu yatakta bırakıp gitmesine sebep olan şeyi merak ediyordum.

Yataktan büyük bir kızgınlıkla kalktım. Üzerime kenarda duran Cihangir'in tişörtünü geçirerek yatak odamızdan çıktım. Yatak odasının karşısından gelen seslerle adımlarım oraya yöneldi. Cihangir galiba buradaydı.

Kapıyı açtığımda karşımda görmeyi beklemediğim bir manzara vardı.

"Anne ben bu gömleğin dümenlerini takamadım."

Hayatımda böyle güzel anne diyen bir ses duymamıştım. Karşımdaki Cihangir'in kopyası olan minik adam, babasının gömleğini küçük bedenine geçirmiş düğmelerini takmaya çalışıyordu. Bazı kelimeleri yutması, konuşmayı yeni söktüğünü gösteriyordu. Gömleğin etekleri yerde sürünüyor. Ellerini çıkartamadığı için aynı babasının sinirlendiği zaman yaptığı hareketi yapıyordu. O çıkmayan elini saçlarına götürmeye çalışıyor götüremedikçe sinirleniyordu.

Ona doğru adımlayarak önünde eğildim. Gömleğin kollarını kıvırarak ellerini çıkardım. İlk işi ellerini o bebek saçlarına götürmek oldu. Bu hareketi nasıl böyle tıpa tıp babasından almış olabilirdi..

"Anne ben babamdan daha yakışıklı oldum değil mi ? "

Dayanamayarak yanaklarından doyasıya öptüm. Karşımda küçük Cihangir duruyordu. "Tabiki annecim sen benim gördüğüm en yakışıklı erkeksin."

Yüzünde o minik dudaklarını yukarı kıvıran ukala bir gülüş oluştu. Ben meğer kocamı doğurmuşum dedim içimden. Gömleğin düğmelerine uzanan eliyle bir an durdu, gözü kapıya kaydı.

FARAZİWhere stories live. Discover now