5.Bölüm

3.3K 144 85
                                    

Y/N:BEKLE, YOKSA SEN-

L:Louis Partridge.Evet, o benim.

Y/N:Louis Partridge mi? Hayır, tanımıyorum seni.Sen şu Enola Holmes filmindeki Tewkesburry misin diyecektim.

L:Gerçek adımı bilmiyordun yani?

Y/N:Yani, evet.

Nefesini dışarı bırakarak gülümsedi.Gülümsemesi gerçekten aşırı hoşuma gitmişti.Gülümsediğinde yanaklarında oluşan hafif girintiler ona ayrı bir hava katarken yüzünü inceleme fırsatı bulmuştum.Dağınık saçları ve koyuya yakın kahverengi gözleriyle gerçekten yakışıklıydı.Ünlü olduğuna şaşırmamıştım, çoğu kızın onun peşinden koştuğuna inanacak olursak.

Ben bunları düşünürken aniden telefonum çaldı.Telefonumun yanımda olduğunu tamamen unutmuştum.Ani bir sevinçle kimin aradığına bakmadan telefonu açtım ve sakince "Alo?"dedim.

Karşı taraftan gelen sesi duyunca telefonu açtığıma pişman oldum ve yüzüm ışık hızından bile hızlı bir şekilde düştü.Louis yüzümdeki bu değişikliği farkettiğinde gözleriyle ne olduğunu sorar gibi baktı ama ben o sırada telefondaki kişinin görmeyeceğini bilsem bile göz devirmekle uğraşıyordum.

Bu kişi tabii ki annemdi.Evden ondan habersiz kaçtığımı, barlarda dolaşıp ahlaksız, ağza alınmayacak işler yaptığımı öfkeden gözü dönmüş bir şekilde bağırarak anlatıyordu.Çok fena sinirlenmiştim ama Louis'in yanında bu sinirimi dışa vuramazdım.

Louis bana bu sefer sesli bir şekilde ne olduğunu sorunca doğal olarak sesi anneme gitti.Annem ise az önce söylediklerinin doğru olduğunu kanıtlarcasına küfürler ederken aniden Louis'e dayanamadım ve telefonu hoparlöre aldım ve onun da duymasını sağladım.

Annemin bana söylediği laflara inanamaz bir şekilde gözlerini bir bana bir de telefona dikti.Ben de telefonu geri hoparlörden çektim ve anneme kısa düre içinde evde olacağımı, ona o zaman açıklayacağımı söyleyerek ne dediğini duymazdan gelerek telefonu kapattım.

Louis annemle aramızdaki bu "tek yönlü" kavgaya şaşırmıştı.Annemden böyle abartı bir tepki beklediğini sanmıyordum.

Tam konuşacakken susmasını işaret edip konuyu kapatmasını söyledim.Benim için o kadar da yeni bir şey değildi sonuçta.

Bir süre odada anneme eve gelince ne diyeceğimi düşünerek dakikalarımı harcadım.Bir yandan da Louis saçma bahanelerle bana yardım etmeye çalışıyordu.

L:Hmmm, Mervelere gittim de?

Y/N:İnanacağını mı sanıyorsun?Hem senin sesini de duydu.

L:O zaman okuldaki kütüphanede olduğunu söyle.

Y/N:Okulu arayıp kütüphanede olup olmadığımı sorar.

L:Oha ama.Dur buldum!Hem de mükemmel birşey.

Heyecanla Louis'e döndüm ve ne olduğunu sordum.En azından o bir fikir bulmuştu.

L:E çok kolay, sizin evden açılan bir portalla aniden Londra'ya, benim evime ışınlandığını söylersin.

Y/N:Dalga geçmenin sırası değil!Offf bittim ben.

L:Bak, ne diyeceğim, proje ödevim için erkek bir arkadaşımın evinde gittim de.

Fikri çok mantıklıydı.Ama annemin pek inanacağını sanmıyordum.Yine de şuan elimizde olan en iyi fikirdi.

Y/N:Peki, bak bu mantıklı işte.

L:Biliyorum.

Sinirlenmemeliyim, sinirlenmemeliyim, sinirlenmemeliyim, ama bu çocuğun egosu beni öldürecek!Alçak gönüllü olamaz mıydı biraz? 

Ama yine de ona teşekkür etmem gerekiyordu, doğrusunu söylemek gerekirse bulduğu bahane gerçekten iyiydi.Ben bu çocuk yalan söylemeyi kesinlikle beceremiyor mu demiştim? Sözümü geri alıyorum, bu işte lisans yapmıştı.

Y/N:Teşekkür ederim.

Dedim tebessümümle.

L:Her zaman.

O da mükemmel gülümsemesiyle bana gülümseyince nedensizce utandığımı hissettim ve hızlıca arkama dönerek lavaboyu kullanmam gerektiğini, nerede olduğunu sordum.

L:Odamdan çıktıktan sonra sağda iki kapı sonrasında.

Y/N:Teşekkürler.

Diyerek hızlıca odadan çıktım .Banyoya girdiğim anda kapıyı örtüp aynaya baktım.Utandığımda yanaklarım kızarmıyordu, yanıyordu.Bu da benim için bir eksiydi.Ve evet, Louis'ten hoşlandığımı da inkar etmeyecektim.

Ama hoşlanmamı da gayet normal buluyordum, gayet çapkın bir kızdım ve; açıkçası şuan karşımda duran heykel gibi bir yüzden hoşlanmamak tamamen gerçekdışı olurdu.Haksız mıyım?

Kesinlikle değilsin.

Aslında diğer kızlardan pek bir farkım yoktu, mükemmel karaktere ve tipe sahip bir insan gördüğümde asla ondan hoşlandığımı inkar etmez; aksine bundan gurur duyardım.Her ne kadar watty kızlarına uymasa da.

Böyle düşüncelere dalıp gitmişken bir sevgilisi olduğu kafama dank etti.Lulu'ya söylediğim sözlerden sonra ondan hoşlanmak döneklik olurdu.Her ne kadar ona yürümek- düzltme: uçmak istesem de onun yanında kendimi dizginlemem ve mesafe koymam gerekiyordu.Sonuçta bir kız arkadaşı vardı.

OFFFFF, Herşey neden bu kadar karışmak zorundaydı?


















5.Bölümün de sonuna geldiiik.Şu ana kadar yazdığım en uzun bölüm olabilir sanırım.

Neyse, kitabım tam 42 kişi tarafından okunmuş, gerçekten hiç beklemiyordum, en fazla 5-10 kişi okur gibi geliyordu.

Bu arada,tekrar söylemek istiyorum, lütfen, özgürce eleştiri yapın, ama saygı çerçevesi içinde.Teşekkürler.İyi günler!

-Ayşegül.

mom, dad; how did you meet? (LP fanfic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin