"Çok eski zamanın birinde bir Akbaba kendine yem olacak bir kurban ararken güneş ışığının değdiği kar beyazı tüyleri ve göz alıcı güzelliğiyle usulca süzülen bir kuğu görür. Kararsızlığa düşen Akbaba, açlığını bir kenara bırakıp AkKuğu'nun güzelliğine kanar. Kuğunun yanına inip onu geniş gagasıyla boynundan kavradığında niyeti onu yemek değil, yuvasına götürmek olur. Kuğunun ait olmadığı bir yerde yaşamasının imkansız olduğundan bi haber olan Akbaba yükselir, canını yaktığının bile farkında değildir. Onun doğası yırtıcıdır, ancak inciterek sevebilir. Çırpınır Akkuğu, dengesini kaybeden Akbaba daha fazla dayanamaz. Birlikte, yere çakılır bir hızda düşerler. Gittikleri yer göğün değil, gölün en dibidir. Gölün derinliklerine çakılan Akbaba, gagasından kurtulan AkKuğu'nun onu orada bırakıp yüzeye çıktığını görür ve ihanetle balçıklanmış çamurun içinde ölür. Rivayete göre eski çağlardan birinde, aşkına ihanet eden kadınlar temreni zehre bulanmış bu okla idam edilirmiş. Kuğu o gün son kez Akmış, o gece Akbaba'nın kanıyla yıkanmış.."
15 parts