》yabancı biriymiş gibi

799 66 35
                                    

Konya'dan dönüşümüzün üzerinden yaklaşık bir hafta geçmişti ve bu bir hafta içinde o kadar çok şey olmuştu ki, kendimi âdeta bir hız trenindeymişim gibi hissetmiştim.

Önce, en önemlisiyle başlamak istiyorum. Barbaros ile birlikte potadaydık ve yarın bir eleme yarışımız olacaktı.
Geceleri sürekli uykum kaçıyor ve ben bu uyku kaçmalarını değerlendirip, kendimi YouTube'da yemek videoları izleyerek geliştirmeye çalışıyordum.

İkincisi ise, ve bu uykumun kaçmalarının diğer bir sebebi, Emir bana çok farklı davranmaya başlamıştı. Eskiden bahçede hortumla birbirimizi ıslatan biz değilmişiz gibi, bana bir yabancı gibi davranıyordu. Halbuki 'yabancı biri' imajı çekilecek son kişiyim. Herifle banyo yaptık abi?!

Onlar oturmuş kahvaltı yaparken, ben mutfakta oyalanıyordum. Oyalanmaktan kastım, salam kemiriyordum. Çünkü ne zaman sofraya otursam, Emir 'afiyet olsun' diyip kalkıyordu.
Bu konu cidden artık çok fazla canımı sıkmaya başlamıştı.
İki gündür salam kemirmekten ciğerim soldu Allah kahretmesin.

Sadece salamdan dolayı değil bu, gerçek mânâda onun böylesine bana uzak olması, ne bileyim.. üzüyordu beni. Çünkü onunla çok yakındık ve suçu kendimde aramaktan başka bir halt yapamıyordum. Ona ters birşey mi söyledim de benden uzaklaştı? Bilmeyerek de olsa haysiyetine küfür ettiğimi hatırlamıyordum çünkü.

Salamı tekrar sarıp buzdolabına koyduğumda, kapağı kapatmamla birlikte Emir'i elinde tabakla beklerken bulmuştum.

"Şunları makineye dizeceğim de, izin verir misin?"

İlk başta ne dediğini anlamayarak suratına bakmış, daha sonra ise jeton düşer düşmez ağzımdan çıkan 'ha..' nidalarımla, bulaşık makinesinin önünden çekilmiştim.

O kapağı açıp tabakları dizerken, dezgaha yaslanmış ve onu izlememi sürdürmüştüm.
Emir acaba ben mi bir bok yedim yoksa sen mi? diye girsem konuya, çok mu kötü durur ki?

Bulaşık makinesinin kapağını kapatıp mutfaktan çıkacağı sırada, hızla tişörtünden yakalamıştım onu. Yerinde birkaç saniye kala kaldıktan sonra yavaşça bana döndüğünde, yüzümdeki ciddiyet yerini koruyordu.

"Emir."

"Efendim?"
Gayet rahat bir tavırla yanıtladığında, acaba dargınlığı geçti mi diye düşünmeden edememiştim.

"Bana neden soğuk yapıyorsun?"
Sesim hafif kırılgan bir şekilde çıktığında, içimden kendime küfür ediyordum.

İlk başta bakışları yumuşadığında, onlarda dalacakken, aniden kaşlarını çatmıştı.
"Soğuk mu yapıyorum sana?"

Soruya soruyla mı karşılık verilir?
Hiç sevmediğim şeyler..

"Yani, sanki benden uzak durmaya çalışır gibi bir halin var. Birşeye mi moralin bozuk? Ya da seni kırdım mı?"
Gözlerim, onu çözebilmek amacıyla her iki gözlerinde tur atarken, onları benden kaçırıyordu.

"Son zamanlarda iyi yemek yaptığımı düşünmüyorum ve bu biraz beni geriyor."
Gülümseyerek beni yanıtladığında, bu gülümsemenin yalan olduğunu o kadar iyi biliyordum ki.. ama şuan zorlamanın zamanı değildi. Eninde sonunda öğrenirdim ben.

"İyi gidiyorsun, endişelenme."
Ben de onun gibi zorla gülümsediğimi belli ederek tek elimle omzunu sıktığımda, beni kısaca onaylamış ve mutfaktan ayrılmıştı.

Cidden.. bu karın ağrını bulmazsam bana da Sefa demesinler.

-

"Ya Sefa nereden bileyim ben? Off salak mıdır nedir."

Eray'ı dürtmeye devam ederken, önüme gelen saçımı arkaya atmış ve elindeki tabağı hızla masaya koymuştum.
"Lan biliyorsundur oğlum sen ya, sürekli oyun falan oynuyorsunuz. Yan yanasınız! İlla söz etmiştir."

Tavana doğru bakarak sabır çekerken, masaya doğru uzanmış ve tabağını geri almıştı.
"Bana senin hakkında hiçbir şey söylemedi. Tamam mı? Hadi yavrum hadi ikile."

Elini bana doğru sallarken, kıstığım gözlerimle bakıyordum ona.
Gözleri beni bulduğunda, yerinde hafifçe kıpırdayarak uzaklaşmıştı.

"Kim bilebilir ki? Barbo ve Serhat'la zaten mangaldan mangala oturup sohbet ediyoruz. Bilsen bilsen sen bilirsin. Hiç mi demedi, yok çok ağrıma gitti yok işte kırdı beni falan?"

"Sefa! 'Yok'un neyini anlamıyorsun? Sadece.."
Tam ümidimi kesmişken böyle söylemesiyle, kolunu iki elimle kavramış ve devamını getirmesini beklemiştim.
"Potaya girmenle alakalı bir şeyler söyledi. Söz dinlemiyormuşsun."

Ben ne beklerken ne geldi..
"Ne alaka ya?"

"Ne bileyim ya, püf noktaları almıyormuşsun, kendine yazık edecekmişsin.. Böyle şeyler falan söyledi işte. Başka da senin muhabbetin geçmedi."

Onu onaylayarak ayağa kalktığımda, onun gelmesini beklemekten başka çarem kalmamıştı.

Emir'e tekrar soracaktım ve ağzındaki baklayı da çıkarmadan, onu salmayacaktım.

¤

Diğer bölüm haftaya gelecek kuzucuklar, alarmınızı kurun ve visuelinizi bekleyin🐻

Ben de o sırada bölüm stoğumu yapayım.. hem belki daha erken de gelebilir?:)

MasterChef | sefmirWhere stories live. Discover now