》banyo günlükleri

1.3K 79 63
                                    

"Kanki sarmaları çıkaralım banyodan bak çarpılacağız."

Duşakabinin yanında beklerken, Eray sarmalardan iki tane daha ağzına atmış ve banyo kapısından uzanarak sehpanın üzerine bırakmıştı saklama kabını.

"Yıka şu ellerini."
Emir tek eliyle Eray'ı işaret edip konuştuğunda, Eray hızla bir cevap vermiş ve hemen yanımızda bulunan lavabonun içinde ellerini yıkamıştı.

"Bana hijyeni öğretecek son kişisin."

İşini bitirip bize tekrar döndüğünde, gözlerini devirmiş ve ikimizin de omzundan tutup hafifçe silkmişti.
"Oğlum çıkarsanıza üstünüzü. Vallahi bırakıp giderim delirtmeyin beni. Sizi yıkayacağım yetmedi bir de ben mi soyayım?"

Ellerini birbirine vurarak hızlanmamızı işaret ettiğinde, biz birbirimize bakarak 'önce sen çıkar' diye diretiyorduk. Emir Eray'a doğru dönüp tişörtünü işaret ederek merakla sormuştu.
"Sadece üstümüzü çıkaracağız değil mi?"

"Yok kanka benim baldır fetişim var, saçlarınızı yıkarken ne görsem kâr- siz beni delirtmeye mi çalışıyorsunuz? Tabi ki sadece tişört çıkacak. Komple banyo yaptırmayacağım ki."

Biz kafamızla onaylayıp tişörtlerimizi çıkardığımızda, iki kişinin rahatça sığabileceği duşakabine girmiş ve Eray'a doğru dönmüştük. Eray bize döndüğünde, tekrar bir şok geçirmişti.

"Abi sizin anlama kıtlığınız var galiba. İskemleleri boşuna mı koydum oraya, otursanıza. Eşek kadar boyunuza nasıl yetişeyim şerefsiz haysiyetsizler?"

"Kanka ayıp oluyor ama-"
Emir'in sözünü Eray kolundan tutup iskemleye oturtarak kestiğinde, ben kahkaha atıyordum.

Emir alttan bana bir bakış attığında, elimle ağzımı zorla kapatmış ve yavaşça yanındaki iskemleye oturmuştum.

"Üstüme bir damla su gelirse ikinizi de yakarım, anlaştık mı? Uslu uslu yıkayıp çıkaracağım sizi."

"Aklıma annem geldi."
Derin bir nefes verip konuştuğumda, Eray bu sefer de bana vurmuştu.

"Höst ulan, ben annen miyim? Uzat bakayım şu duş başlığını." Yüzümdeki gülüş solup, onun yerine dudaklarımı büzüp Eray'a bakarken, aynı zamanda ona duş başlığını uzatıyordum.

Eray hızla suyu açıp kafamızdan aşağıya tutmaya başladığında, krem şanti omuzlarımdan akıp gidiyordu. Boğulacak gibi olduğumda, kafamı biraz daha eğmiş ve suyu ağzıma gelmeden direk aşağı doğru akması için açı oluşturmuştum.

"Şeker gibi yapış yapışsınız."

"Krem şanti döktüğü için olabilir- glueglug-"
Emir yanımda değişik sesler çıkarmaya başladığında, sıkı sıkıya yumduğum ağzımı tutamayarak gülmeye başlamıştım.

"Öldürüyordun beni!"
Emir elleriyle duş başlığını hızla aldığında, Eray bir çırpıda geri almış ve duş başlığını kullanarak yavaşça kafasına vurmuştu.

"Ağzını açmazsan boğulmazsın."

Dudaklarımı birbirine bastırarak suyun kesilmesini beklerken, şu bulunduğumuz hâle karşı tekrar bir kahkaha patlatmıştım.
Kendimi gülmeden durduramıyordum.

"Sefa ne gülüyorsun iki saattir oğlum? Söyle biz de gülelim."
Emir bana doğru döndüğünde, kafamı eğmiş olduğum yerden kaldırmış ve hâlâ gülerken omzuna bir fiske atmıştım.

"Oğlum şu bulunduğumuz hâle bak. Çıplak bir şekilde duştayız ve Eray 5 dakika önce yarım kilo sarma gömüp bizi yıkamaya başladı. Nasıl bunu normal karşılayabilirsin?"
Ellerimi iki yana açarak soru sorar bir şekilde yaptığımda, Emir birkaç saniye düşünmüş ve haklı olduğumu söyleyip kahkaha atmaya başlamıştı.

MasterChef | sefmirWhere stories live. Discover now