4.BÖLÜM: HERKESE ÜZÜLEMEZSİN

1.5K 202 100
                                    

                                  İYİ OKUMALAR! OY VE YORUMLARINIZI UNUTMAYIN^^

----------------------------------------------------------------------------------

 Cuma günü olunca günlük rutinimi yapıp okula gittim özel şoförümle. Belma ile aramız çok samimi olmasa da iyiydi. O tam 4 senedir bu okuldaymış ve kız gerçekten zeki. Yani zeki derken öyle ikinci üçüncü değil. Hep birinci. Bu okula geldiğinden beri hiç kimseye birinciliği kaptırmamış. 

 Ama bu onun pek de hoşuna gitmiyor. Sebebi şu ki annesi her yaptığı şeyde bir eksik buluyor ve bir şekilde beğenmiyor. Ama bence bunu kızı havalanmasın diye yapıyor. Çünkü Belma'nın daha yükselebileceği bir yer yok. Ötesi uzay! Ben öyle diyeyim. 

 Bir diğer sıkıntısı da yalnızlık. Çoğu kişi onu kıskandığından arkadaşlık etmiyor. Normalde o da yalnız olmayı tercih edermiş ama beni görünce birden konuşası gelmiş! Aynen şöyle dedi: ''Seni görünce ne bileyim, konuşasım geldi.'' Bu lafına şaşırdım ama yorum yapmadım. 

 Ha bu arada onun da babası vefat etmiş. Ama bu durum onun pek umurunda değil. Çünkü babasını hatırlamıyor. Yani Belma 2 yaşındayken bırakmış onları. Öldüğünü ise gazeteden öğrenmiş üç sene önce. 

 İlk kez onun hakkında bir konuyu merak ederek ne hissettiğini sordum. Gözü bir yere daldı ve dudaklarını büktü. Sonra da, ''Gazeteyi aldım ve yerine koydum.'' dedi sakince. 

 Şaşırarak, ''Üzülmedin mi?'' diye sordum. Bakışlarının odağı ben olunca,

 ''Ne kadar iyi kalpli olursan ol. Herkese üzülemezsin...'' dedi benim gibi duygusuzca. Olduğum yere çivilendim. Bunu hiç düşünmemiştim ben oysaki. Bu konuşulanlardan sonra Belma'ya karşı daha ılımlı olmaya başlamıştım. 

 Sınıfa girerken bir kıza çarptım. Aslında kız bana çarptı. Telefonuyla uğraşıyordu ve ben kapıdan girince beni fark etmemişti. Yere düşünce onun sağ kolunu sağ elimle kavradım, onu kaldırdım ve yerime geçmek için hareketlendim. 

 ''İnsan özür diler.'' diye sitemli bir ses duyunca arkamı döndüm. Yerden kaldırdığım kıvırcık kızıl saçlı kız söylemişti bunları. Yanındaki esmer kız bana tehditkarca bakıyordu. Baygın bakışlarım ve her zamanki ses tonumla,

 ''Seni yere ben itseydim belki dilerdim.'' deyince ayaklarının üzerine basa basa bana doğru ilerlemeye başladı. Ne yapacağına dair gram fikrim yoktu. Durumu fark eden birkaç erkek onu durdurdu. 

 ''Hop! Hop! Hop! Tuana doğru söylüyor. Sen çarptın ona.'' dedi onu tutan erkeklerden biri. Kız bana birkaç saniye daha baktı ve sinirle sınıftan çıktı. Bende Belma'nın yanına oturdum. 

 ''O kız çok bela bir tiptir yalnız.'' dedi Belma sesine kattığı gizemle. Buna karşılık burun kıvırarak,

 ''Niye? Kim ki o?'' dedim. 

 ''Seçmeli derste sarışın bir çocuk var. Gördün mü onu?'' Hafızamı kısaca yokladım ve başımı sallayarak,

 ''Evet, vardı.'' dedim.

 ''O çocuğun adı Kuzey. Bu gelen kız da onun kız arkadaşı. Ejder. Ama kız manyak. Kuzey'in etrafında kim varsa musallat oluyor. Ve sonr-'' diye korku hikayesi anlatır gibi devam edince lafını böldüm. 

 ''Abartma istersen. Okul burası. Korku evi değil. Böyle şeyler sadece filmlerde olur. Siz de kendi kendinize kuruntu yapmayın bu kadar. Bu sadece o Ejder denen kızıl kafayı şımartır.'' dedim hiçbir şeye inanmayan insanlar gibi. 

AVUKAT KIZINơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ