Asil Kokulu Kadın

38. Bölüm-Evet Diyecek

Cihad'ın teklifinden sonra büyük bir sessizlik çökmüştü karanlık odaya. Kimse yaşadığı şokun etkisinden bir müddet çıkamamıştı.

Umut'un yüreğine derin bir acı saplandı. Bu öyle bir acıydı ki evet cevabını duymamak için kulaklarını kapattırıyordu. Süheyla'nın yanına gidip yalvarmak istiyordu. Kabul etme diye haykırmak sarılmak istiyordu. Yapamadı. Yapamıyordu. Yapmasına müsaade etmeyen bir dindar kadına aşıktı. Bu da onun en büyük imtihanıydı...

- Cihad Bey. Uygun bir ortam mı bunu söylemek için?

- Uygun ortam var mı ki sizin nazarınızda? Tek kalmamıza asla rızanız olmaz ki haklı olarak. O halde nereye gitsek bir kalabalık olacak. En uygunu böylesi değil mi? Üstelik rezil olacağınızı düşüneceğiniz komşular da yok.

Haklıydı. Ne diyeceğini bilememiş arkasını dönmüştü. Onun için teklif demek ter içinde kalmak demekti. Utandı. Bir yandan da Umut'un arıza çıkarmasından endişe duyuyordu. Acı çekmesinden korkuyordu. Beslediği duygular yanlış olsa bile...

- Süheyla cevap versene artık! Amma uzattın. Hayatının en güzel teklifi gelmiş hala lafı dolandırıyorsun.

Gülsu'nun sözleri sinirlendirmişti asil kadını. Yüzünü kendisine doğru çevirip kızgın bir şekilde baktı. Parmağını dudağına dayayarak sus! dedi. "Bilmediğin şeyler var!"

Bu seferki sessizliğe tahammülü olmayan bahar yürekli adam ısrarla devam ediyordu aşkını akıtmaya. Duyulur laf olur umrunda değildi artık. Aksine duyulsun ki mecburen kabul etsin diyordu bir yanı. Her ne kadar şeytani bir düşünce olduğunu anlayıp içinden tevbe istiğfar getirse de...

- Bu defa olmayacak Süheyla Hanım. Siz düşünün hemen acele etmeyin demeyeceğim. Artık bitti. Bizler lise çağında kaçan kovalanır misali oyunlar oynayan gençler değiliz. Artık bana net bir cevap vereceksiniz. Varsa kalbinizde kalbime karşılık evet diyeceksiniz. Eğer zerre karşılık yoksa hayır dediğiniz taktirde karşınıza asla çıkmayacağım.

Beklemediği şekilde davrandığını gördükçe yüreği sıkışıyordu Süheyla'nın. Bir saniyelik bakış attı genç adama. Kararlı ve dik duruyor, vazgeçeceğe benzemiyordu. İstiyordu yuvasının reisi olmasını. Her haliyle yakın buluyordu kendisine. Birlikte yapacakları hayırları, koşacakları büyük davayı düşündü. Tebessüm etti içten içe. Ama sonra aklına geldi Tuana'nın hali.

- Bu mümkün değil. Lütfen beni zor durumda bırakmayın. Yolunuza bakın. Bende size olumlu bir cevap yok.

Umut'un gözleri parlamaya başladı. İstediği cevabı veriyordu yasak sevdası.

Cihad'ın tavrı ise aynıydı. Alışmıştı zira asil kadının bu hallerine. Boynuna atlayıp evet demesini de beklemiyordu zaten.

- Mümkün olmayan kalbiniz mi yoksa aramıza giren Tuana'mı?

...