two / three

1.1K 175 451
                                    

|2021, 1 Şubat|

Omega uyuyamıyordu. Kaç tane koyun sayarsa saysın, yatakta ne kadar dönerse dönsün, bir türlü uyuyamıyordu. Birkaç saat önce yaşadıklarını, zihninden hiçbir şekilde atamıyordu.

Anne-babasından, çevresindeki diğer çiftlerden, veya okuduğu kitaplardan bildiği kadarıyla; her insan, Dünya'ya yalnız ve yalnızca başka bir insan için geliyordu. Sonsuza kadar onunla olmak, ruhunu onun ruhuyla birleştirmek için. İçlerinden biri başka biriyle olmaya çalışırsa -çünkü bunu isteyemezdi, yalnızca deneyebilirdi-, kendisi için yaratılmış kişiden kaçarsa, veya en kötüsü; ölürse, diğeri için hayat çekilmez bir hâle gelirdi. Ruh eşinden daha farklıydı bu, Harry bir insana tamamiyle ait olma düşüncesinden oldu olası korkmuştu. Karşısına çıkacağını da düşünmezdi genelde, çünkü yedi buçuk milyar insanın arasında kendisine ait olanı nereden bulacaktı ki?

Ama o gece, on sekiz yaşının ilk dakikalarında, Harry kendisi için yaratılmış kişiyi bulmuştu. Onunla ilk karşılaşmaları olduğunu biliyordu, onu hiç tanımıyordu. Fakat ruhlarının yanında bedenleri de ilk kez yan yana geldiğinde, Harry onunla ilgili her şeyi öğrenmişti. Tıpkı yıllar önce anne ve babasına olduğu gibi, ya da birkaç ay önce ablasına, ya da Dünya'da birbirleri için yaratılmış olan tüm çiftlere. Fark etmiyordu, kendileri için yaratılmış kişiyi bulan herkes aynı şeyleri yaşıyordu.

Harry gözünü her kapadığında, zihninde Louis'ye ait bir bilgi daha beliriyordu. Yalnızca bir kez gördüğü bir adam hakkında her şeyi birden öğrenmiş olmak fazla gelmeye başladığında ani bir hareketle yataktan kalktı, çalışma masasının başına oturup Louis'yle ilgili aklına gelen her şeyi yazmaya başladı. İsmini soyismini, ailesini, çocukken yaşadıklarını, fiziksel özelliklerini, hayatla ilgili düşüncelerini, ve daha bir sürü şeyi.

Yazdıkça, kendi geçmişinde yaşadığı garip olayların sırrını bir bir çözüyordu. Geçen noel neden durduk yere dışarı çıkıp bir hediye aldığının, çocukken Gemma'yla ilk kez pasta yeme yarışması yaptıkları o mutlu gecede neden içinin birdenbire burkulduğunun, ya da çizim defterine neden sürekli olarak aynı mavi gözleri çizdiğinin.

Çizimleri. Tabii ya, diye düşündü aniden. Yerinden hızlı bir şekilde kalkıp kitaplığın üst raflarından birine koyduğu küçük defteri aradı, ardından da saniyeler içinde eline geçen defterle birlikte yerine geri oturdu.

Defterin kalın kapağını açtıktan sonra yaprakları bir bir çevirmeye başladı. Her sayfada minik minik detaylar vardı. Kimisinde minik eller, kimisinde ince dudaklar, kimisinde dövmeli kollar... Harry yaprakları çevirdikçe, tüm bu çizdiklerinin yalnızca bir adama ait olduğunu fark ediyordu.

Son çevirdiği sayfada gecenin karanlığında bile net bir şekilde görebildiği hafif bir kırmızılıkla bulanmış mavi gözlerle karşılaşınca, defteri aniden kapattı ve ayağa kalkıp montunu üzerine geçirdi, defteri de montunun cebine sıkıştırdı. Evdeki herkes uyuyordu, şafak yeni yeni sökmek üzereydi ve omega yakalanmamak umuduyla, evin kapısını sessizce araladı.

Dışarı çıkmıştı çıkmasına ama, nereye gideceğini bile bilmiyordu. Şafak vakti olduğu için hava buz gibiydi, sert rüzgarlar peş peşe vücudunu delip geçerken, omeganın tek yapabildiği şey titreye titreye yürümekti.

Zaten kar vardı, fakat gece daha da çok yağmış olmalıydı. Daha dün sabah temizlenmiş olan yollar, şimdi yine karla kaplıydı. Harry hiçbir şey düşünmeyerek yollarda güçlükle ilerlemeye devam ettiğinde, adımları en son bir evin önünde durdu.

february first | l.s.                                              [short-story]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin