✓ russian roulette.

3

"Beomgyu... Yavaş sev, kediyi öldüreceksin.."

Taehyun sakin bir sesle konuştu. Kahve saçları gene gözlerini kapatacak şekilde önüne düşmüştü. Beomgyu ona baktı. Kediyi bıraktı ve Taehyun'a yaklaştı. Sağ elini kaldırıp Taehyun'un gözlerini kapatan tutamları arkaya attı.

Bir anda göz göze geldiler.

Beomgyu içinde bir şeylerin haddinden fazla hızlı olduğunu fark etmesiyle gözlerini kaçırdı. Taehyun ise hiçbir şey olmamış gibi, kedisini kucağına aldı. Gerçi, zaten hiçbir şey olmamıştı. Sadece Beomgyu birazcık heyecanlanmıştı o kadar.

"Beomgyu?"

"Efendim?"

"Bahane için teşekkürler. Annem inanmış gibi görünüyor."

"Önemli değil."

Kısa süreli bir sessizlik oluştu Taehyun'un odasında.

"Taehyun..?"

"Efendim?"

"Seninle bişeyler oynayalım mı?"

"Ne gibi?"

"Tehlikeli oyunlar"

"Beomgyu sen iyi misin?"

"Hayır."

"Kafayı sıyırmış gibi konuşuyorsun da.."

"Taehyun, sıkıldım ve eğlenmek istiyorum ben.."

"Peki, anlayış gösteriyorum."

"Güzel olur."

"Hm, ne oynamayı düşünüyorsun?"

"Bilmem."

Taehyun kedisini yere bıraktı. Beomgyu'nun arkasına geçti ve kulağına eğildi.

"Benimle Rus Ruleti oynamaya ne dersin? Buna cesaretin var mı Choi?"

Beomgyu kulağında hissettiği sıcak nefesle titredi.

"Ne demeye getiriyorsun?"

"En güçlü silahın ne olduğunu biliyor musun bu oyunda..?"

"H-hayır"

"Aşk."

Taehyun sinsi gülümsemesini suratına yerleştirdi.

"Oyunun kurallarını da bilmiyorsundur sen şimdi, hm?"

"Bilmiyorum.."

"Ben biliyorum.",

"Birinci kural, iki rakip birbirini etkilemeye çalışacak, yani amaçtan sapmak yok. İkinci kural, oyuna herşey dahil. Üçüncü ve son kural, ilk kim aşık olursa.. O kaybeder."

Beomgyu nefesinin kesildiğini hissetti. Çünkü Taehyun'un kolları yavaşça beline sarılıyordu. Hızla kollardan kurtuldu ve Taehyun'a yüzünü döndü.

"Her ne kadar ben kazanacak olsam da... Sana iyi şanslar, Kang."

Beom, içinde hissettiği hiçbir duyguyu dışarı vurmadan, bir sırıtma sundu karşısındakine. Sonra da elini uzattı.

Taehyun eli tutup sıkmak yerine, tutup küçük bir öpücük kondurdu üstüne. Beomgyu'nun tüm vücudu öpücükle sarsılsa da aldırış etmedi. Hızla elini geri çekti.

"Sana da iyi şanslar, Choi."

Aniden odanın kapısı açıldı. Bayan Kang elinde fırın tepsisiyle gülümseyerek eşikte belirdi.

"Size kurabiye yaptım çocuklar..!"

Ve o andan itibaren iki taraf da, birbirlerinin kafasına aşk silahını dayamıştı.

Ha bu arada, portakallı kurabiyeler lezizdi.