8

1.5K 219 153
                                    

Büyük bir ikilemle adımlarını mavinin tonlarındaki eve doğru yöneltti.

Okul çoktan bitmiş, Beomgyu çıkış ziline kadar kafa patlatarak yaptığı planı uygulamak için bu fırtınalı havada yürüyerek Taehyun'un evine gelmişti.

Tahtadan bahçe kapısının tırkasını kaldırarak fazla gıcırdamaması için sakince ittirdi. Çimenlerin üstüne serilmiş renkli ve düz taşlardan yürüyerek evin demirden kapısına yaklaştı.

Eli havaya kalkarken parmaklarını yumdu ve vurmak için hazırlandı. Sonra, bundan saniyelik olarak vazgeçti.

Yeni karar olarak kapının birkaç metre ötesindeki pencereden içeriyi kontrol etmek için dört-beş adımda pencere pervazına yaklaştı.

Ellerini cama yaslayarak evin salonunda göz gezdirdi. Taehyun koltukta oturmuş, elindeki kupadan arada yudum alarak tv izliyordu.

Beomgyu onu görünce göz bebeklerinin irileşmesine engel olamazken, güzel çocuğun yüzü o tarafa dönmüştü.

Aralanmış ağzı ve cama değen kıpkırmızı burnu Taehyun'un önce şaşkınca bakmasına, sonrasında ise gülerek kapının önüne gelmesine neden olmuştu.

Açtığı kapıdan içeri hücum eden bir adet üşümüş Beomgyu kendini koltuğa attı.

Kenardaki örtüyü üstüne çekip iyice sarıldı. Taehyun yanına geldiğinde, televizyondaki bakışları solgun genci buldu.

"Ben mi hastayım... Yoksa sen mi?"

İkisine gülerken, Taehyun Beomgyu'nun kapladığı koltuğa iyi kötü sıkışmayı başarmıştı.

"Dışarısı berbat esiyor, sanırım ben de artık hastayım."

"Okuldan sonra yanına geleyim derken ciddi olduğunu bilmiyordum."

Taehyun bir kez daha güçsüzce güldü ve sehpaya koyduğu kupayı tekrar eline alarak bir yudum daha içti.

"O içtiğin ne?"

Beomgyu kupayı çocuğun elinden almaya yeltendiğinde Taehyun'un boştaki eliyle havadaki eli kenetlemesi bir olmuştu.

"Kupa çok sıcak, dokunursan birinci derece bir yanığa sahip olursun. Ve içtiğim şey annemin adını bilmediğim bir ton baharat ve çeşniden yaptığı sıradan bir çay."

Cümlesinden çok, Taehyun'un soğuk eline odaklanan Beomgyu yattığı yerden doğruldu. Elleri ayırmadan koltukta Taehyun'a biraz daha yaklaştı.

"Tadına bakabilir miyim?"

"T-tabii.."

Birbirine temas eden, daha açık olursak Beomgyu'nun Taehyun'un üstüne attığı bacağı zavallı hasta çocuğun gerginlikle yutkunmasına neden olmuştu.

Beomgyu kurbanının gözlerindeki ışıltıları görebilmesi için onunla birkaç saniye daha göz teması kurdu.

Ardından Taehyun'un yüzüne kendi yüzünü yaklaştırdı.

"Tadına bakmayacak mıydın...?"

Taehyun elindeki kupayla kendini geriye çekerken kısıkça sordu. Beomgyu yaramazca sırıttı.

"Bakacağım, ama kupadan değil. Dudaklarından."

Taehyun'un kucağına çıkarken evde yalnız olmadıklarını bilseydi keşke.

Arzuladığı dudaklara uzanırken, merdivenlerden gelen ses panikle birbirlerinden uzaklaşmalarına neden oldu.

"Taehyun? Yanında biri mi var?"

"Evet anne, Beomgyu beni ziyarete gelmiş."

Beomgyu somurtarak kollarını göğsünde birleştirdi. Bu fırsatın kaçtığına inanamıyordu. Sinir sistemleri alt üst olurken, salona gülümseyerek giren güzel kadına karşılık olarak tatlı tebessümünü sunmak zorunda kaldı.

"Hoşgeldin Beomgyu, ah tatlım annenler nasıl?"

"İyiler Bayan Kang, sizleri sormalı?"

"İyiyiz iyiyiz de canım, bu aptal arkadaşın sağanakta basketbol antremanı yapacağım derken kendini hasta etmiş. Eve gelişini görmeliydin, üstünde milim kuru bir yer kalmamıştı."

"Anne... Her neyse, Beomgyu da çok üşümüş gelirken, ona da bu çaydan yapar mısın?"

"Tabii ki. Beomgyu balım, çok üşüdüysen kaloriferi yükselteyim."

"Teşekkürler efendim ama ben sadece o mükemmel çaydan istiyorum."

Beomgyu şirince Bayan Kang'ın çayını överken, Taehyun göz devirerek kıkırdadı.

"Ah, hemen yapıyorum!"

Bayan Kang mutfağa girdiğinde, Beomgyu hızlıca eski pozisyonunu aldı.

"Hemen şimdi öpüşelim."

"Saçmalama! Öpüşürsek hastalık sana da bulaşır. Bu riski göze al-"

Çaydan dolayı sıcak ve ıslak dudakların üstüne Beomgyu'nun rüzgarda kurumuş dudakları yer edinirken, öpücüğün hızlandırılmış birkaç hamlesi de şu bir dakika içinde olmuş ve bitmişti.

Yapıştığı hızda ayrıldı Beomgyu. Kucaktan indi ve koltuğa oturdu. İkisinin elleri de dudaklarına çıkarken hızlıca silindiler.

"Çay hazır!"

Tam zamanında içeri giren Bayan Kang'ın zarif sesi duyulduğunda, Beomgyu az önceki ateşli dakikanın etkisinden hafif kızarmış suratıyla gülümseyerek kupayı kadından aldı.

"Ah Beomgyu, tatlım iyi olduğuna emin misin?"

"Eminim efendim. Sadece biraz sıcak oldu da..."

✓ russian roulette. Where stories live. Discover now