KADER ÇARKI - 1

1.4K 70 131
                                    

Merhabalar arkadaşlar, bu hikayeyi twitter'da au şeklinde yayınlamıştım. Eğer oradan okuyanlar varsa okumadan geçebilirsiniz. 



Yazın kavurucu sıcakları bitmiş, yerini hafif meltemli havalara bırakmıştı. Bu da demek oluyordu ki, yağmurdan kaçış günlerinin başlangıç safhasına girmiş bulunmaktaydılar. Metawin işte bu zamanlar bakılan falları, açılan kartları ve kendisine gelen ilhamı daha çok severdi. Her mevsim değişikliğinde ise kendine bir armağan sunup aşk açılımı yapmayı alışkanlık edinmişti. Zaten de sabahtan beri kartların enerjisini üzerinde hissediyor, bir açılım yapmamak için zor duruyordu.

Kartlarını derinlere saklamış olduğu dolabından çıkardı, onlar için özel bir kutu da almıştı. Özenle kartlarını kutusundan da çıkardı ve önüne dizip gözlerini kapattı, kartlardan bir tanesi parladığında elleriyle onu kendine doğru çekti, aynı işlemi kalan üç tanesi için de yapmıştı. Önünde dört kartı olduğunda gülümsedi. 'Bakalım vermek istedikleri mesaj neymiş' diyerek ilk kartı açtı. Kader Çarkı... Güzel, dedi. Daha sonra diğerlerini açtı: İkinci kartı Değnek Şövalyesiydi, üçüncüsü Kupa Üçlüsü ve sonuncusu da Kupa Ası olmuştu.

Derin bir nefes alarak gülümsedi, demek yakında duygusal bir başlangıca adım atacaktı. Doğru kişiyle karşılaşacağını söylüyordu kartlar ona. Bakalım nasıl birisi, dedi Win diğer kartlarına bakarken. Değnek Şövalyesi kartı bu kişinin oldukça hırslı ve tutkulu biri olduğunu anlatıyordu, demek ki bu kişi ideallerinin peşinden korkusuzca giden birisi olacaktı. Ayrıca diğer kartıyla da çevresinde insanlar olan ve onun dediklerine itimat eden olduğunu çıkarmak zor değildi.

"Fevkalade." dedi Metawin kafasını onaylar şekilde sallayıp sırıtırken.

"Metawin!" diye seslendi aşağıdan annesi, kendisine pek seslenen biri değildi bu yüzden hızlıca kartlarını toplayıp aşağı inmeyi kafasına koymuştu. Yoksa biraz sonra annesi gelebilir ve yeni aldığı kartlarını tekrar yakabilirdi. Kartlarını tekrar dolaba yerleştirirken yüzündeki aptal gülümsemeyi silebilmek için uğraştı.

Tahmin ettiği gibi annesi çok geçmeden odasına gelmişti, kendisi ise kitaplığının önünde oyalanıyordu sanki kitap seçiyormuş gibi yapmaktı amacı.

"Metawin sana sesleniyorum, duymuyor musun?"

"Kusura bakma anne, dalmışım."

"Kitap okuyacağına babanın şirketinde çalışıp iş öğrensen, fena mı olur yani?"

Sıkıntıyla iç çekti Metawin. "Ona daha zamanım var anne, şimdilik sevdiğim şeyleri yapacağım. Bir yetişkin olunca zaten bolca istemediğim şeyleri yapacağımın farkındayım."

"Çok bilmiş." dedi ellerini beline koyarken. "Neyse oyalanma, baban bugün Pad Thai soslu somon istedi. Aşçıya yaptırdım, götür."

"Bahçıvan ve şoför ne yapıyor?" sıkıntıyla nefesini verip omzunu silkti Metawin.

"Bahçıvan bahçedeki ağaçları buduyor. Şoförü de çarşıya gönderdim, Paris'ten sipariş ettiğim kıyafetleri almaya gitti. Anlayacağın götüremezler zamanında, baban yemeği gecikirse sinirlenir."

Metawin annesinin dedikleri üzerine kafasıyla onu onaylamış ve annesi odadan çıkınca hızla üstünü değiştirmişti. Koyu mavi ispanyol paçasının üzerine sarı, üstünde beyaz çizgileri olan bir gömlek giymişti. Üstüne de çok mevsimlik pantolonuyla aynı renkte olan ceketini giyip aşağıya inmişti. Annesinin eline tutuşturduğu yemek kutusunu sıkıca tutup ayakkabısını da giyip evden ayrılmıştı. Hızlıca bir taksi çevirip fabrikanın yolunu tuttu.

"BROKEN" || BRIGHTWINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin