KUPALARIN BEŞLİSİ - 9

400 50 80
                                    


Merhaba arkadaşlar, kötü bir süreçten sonra yazıp başka dünyaya dalmak iyi hissettirdi. Yorumlarınızla daha çok motive oluyorum ve yazasım geliyor. Bu yüzden güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim. <3


Joss, Metawin biraz daha iyi hissetsin diye onu yine geçen gün götürdüğü yere götürmüştü. Arabadan inen çocuğun peşinden gitti de onun yaptığı gibi kordondaki demire dayanmıştı. "Burası insana iyi geliyor P'Joss, teşekkürler beni buraya tekrar getirdiğin için." demişti ona dönerek. 

"Önemli değil. Burada bir daha hatırlamak istemediğim sorunlarımı, kurtulmak istediğim şeyleri eni boyuna düşünüp onlardan gerçekten kurtulmak istediğime karar verince bir kağıda yazıp denize atıyorum. Ve biliyor musun, bu totem iyi geliyor. Denemek ister misin?" 

"Kulağa iyi bir fikir gibi geliyor." demişti Win gülümsemeye çalışarak. 

"Kurtulmak istediğin şey ne?" 

"Kendim." demişti başı öne eğip. "İntihar etmem mi gerekiyor?" 

Joss kızgın bakışlarını karşısında ciddiyetle bu soruyu soran çocuğa yöneltmişti. "Nasıl bunu dersin? Tamam, hayat katlanılması gereken bir şey olabilir fakat... Katlanılması gereken bu hayatta insan bazen mutlu da olabiliyor. Düşün güzelim, devrimi yaptık diyelim. Asya'da domino etkisi yaratacak ve zınk zınk tüm devletler devrimle sosyalistleşecek. Bu da komünist topluma geçişi hızlandıracak... Güzel bir dünya olacak işte." deyip gülümsedi, "Biliyorsun." 

"Bu dünyayı sevemedin fakat bizim dünyamızı sevebilirsin belki mi diyorsun?" 

"Aynen öyle zeki çocuk." deyip yanağından bir makas almıştı Win'in. 

"Belki bir şans verebilirim." deyip gülümsedi, "Güzel ve sevilesi bir dünya amacınıza saygı duyacak ve size her daim yardım edeceğim." 

"Çok hızlı oldu, bir şeylere tutunmayı bekliyormuşsun." Joss gülerek söyledi. "O zaman bunu hallettiğimize göre başka bir şey söyle kurtulmak istediğin." diye eklemişti. 

"Bright. O'na olan sevgimden kurtulmak istiyorum." 

"Bunun için bir teklifim var. Win, belki fark etmişsindir ama fark etmediysen diye söylüyorum; senden hoşlanıyorum. Çok hem de. İlk gördüğüm andan beri aklımdasın. Eğer izin verirsen, yani istersen... Benimle çıkabilirsin, onu unutmanda yardımcı olurum. Hayır, onu unutturup beni sevmeni sağlayabilirim." demişti Win kafasını olumsuz anlamda sallayıp tam konuşacaktı ki lafına devam etti Joss. "Sakın konuşma. Hemen reddetme, biraz düşün. Her ne kadar sana etik gelmese de bir düşün."

"Ben nasıl böyle bir şeyi kabul edebilirim? Seni kullanmak istemiyorum P'Joss. Hem, benim için fark eden bir şey olmayacak ki günün birinde o da beni sevseydi eğer onunla da ayrılacaktık seninle de ayrılacağız. Babam ibne olan oğlunun mutluluğuna izin verir mi sanıyorsun? Keşke kızlardan hoşlansaydım. En azından o zaman belki güçlü olabilirdim değil mi?" 

"Dediğim gibi, bir düşün. Bu senin, bizim ya da bir başkasının elinde olan bir şey değil ki Win. Değiştirebileceğimiz şeyleri denize atabiliriz. Mesela güçsüz olmak istemiyorum yazıp denize atabilirsin, ya da Bright'ı sevmek istemiyorum yazıp atabilirsin denize. Bunlar elinde olan ve değiştirebileceğin şeyler, fakat böyle doğdun." 

"O zaman ikisini de yazıp atalım denize. Biraz olsun mutlu olamaz mıyım? Benim gibi birisini sen neden seviyorsun ki? Sevilmeyi hak etmiyorum bile." 

"Sadece depresyondasın. Sevilmeyi hak etmediğini de nerden çıkardın?" 

Win kafasını olumsuz anlamda sallayıp gözlerini denize dikti. Sevilmeyecek, sevilmeyi hak etmeyecek bir çok yönü vardı, fakat bunu söyleyip Joss'u da kendinden bıktırmak istemiyordu. Bright onun kötü yanlarını gördükçe soğumuştu kendisinden, Joss da soğur muydu acaba? Soğurdu, herkes ondan soğurdu ve bir gün herkes kendisini sevmeyi bırakacaktı. 

&quot;BROKEN&quot; || BRIGHTWINWhere stories live. Discover now