1. Bölüm

10.4K 308 153
                                    

Bölüm şarkısı: Neşet Ertaş-Yolcu
(Babam Neşet Ertaş'a öyle hayran ki 10 yaşıma kadar dedem zannediyordum. İyi ki de öyle sanmışım. Türkülerini fazlasıyla seviyorum gidin siz de dinleyim muck)

Geniş ve uzun demir kapı gürültü çıkartarak açıldığında lüks arabası ile bahçeye giriş yaptı Berham

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Geniş ve uzun demir kapı gürültü çıkartarak açıldığında lüks arabası ile bahçeye giriş yaptı Berham. Her zamanki yerinde durup arabayı park etti ve kapısını açarak indi. Ellerini önülerinde birleştirip kafalarını eğmiş olan çalışanları umursamadan kapının önünde onu bekleyen anasına yürüdü. Tüm gün somurtarak gezen Berivan hanımın yüzünde güller açmıştı. Berham'dan başka hiçbir evladı tatmin etmiyordu onu. Oğulları, kızları, peşinde dört dönen gelinleri, hizmetçileri. Hiçbirisi onu gülümsetemiyordu. Ama Berham öylece dursa bile içi mutlulukla doluyordu. Çünkü eşine en çok benzeyen oğlu oydu. Esmer teni, kara gözleri ve kaşları, hafif uzattığı sakalları, mükemmel biçimde arkaya doğru yatırılmış saçları ve özenli giyimiyle Ali Haydar Bey'in kopyasıydı. Sadece dışı değil içi de öyleydi. Çok sert gibi görünse de aslında çok merhametliydi. Kime merhamet kime zulüm edeceğini de çok iyi bilirdi. Ali Haydar Bey'i 3 yıl önce kan davasından kaybetmişlerdi. Berivan hanım zor günlerini oğluna sarılarak atlatmış intikam için Berham'dan yemin almıştı. Canlarını yakanların canı yanacaktı.

Berivan hanım kendinden emin adımlarla yanına gelen oğluna bakıp iç çekti. Kollarını açıp oğlunu kollarının arasına aldı ve kokusunu derin derin içine çekip sırtını sıvazladı. "Hoşgelmişsen oğul". Berham anasının kollarından çıkıp gülümseyerek kafa salladı. "Hoşbuldum anam". Berivan hanım geriye çekildiğinde Berham konağa doğru yürüdü. Kapıda onlara bakan ablasını ve erkek kardeşlerini görünce onlara da gülümseyip kısa bir baş selamı verdi. Kardeşler de Berham'a yapmacık gülümsemelerini gönderdiler. Annelerinin aralarında yaptığı ayrımcılık ister istemez onalara kıskançlığı aşılıyordu. Bu kıskançlığı taşımayan tek kişi Berham'ın bacağına sarılmış olan Şilan'dı.

Bacağına sarılmış olan küçük kızı gülümseyerek kucağına alıp kara gözlerinin arasına bir öpücük bıraktı. Miniğin gözleri abisine bakmak amacıyla şaşı olmuştu. Bu Berham'ı daha da gülümsetirken küçüğü kucağından indirdi ve ellerini yıkamak için lavaboya yöneldi. Siyah ceketini çıkartıp rastgele bir yere fırlattı ve beyaz gömleğinin kol düğmelerini çözerek yukarı doğru katladı. Suyu açıp elini ve yüzünü iyice yıkadıktan sonra lavabodan çıktı. Yerde bebeklerinin saçlarını yolan Şilan'ı kucakladı ve omuzlarına oturttu. Şilan kollarını abisinin boynuna dolarken sevinçle kıkırdadı. "Niye yoluyorsun bebelerin saçlarını zilli" Abisi görmese de omuz silkti ve kısa bacaklarını sallayıp Berham'ın göğsüne vurdu. "Çünkü o bebekten Ayşe'nin de var." Berham kaşlarını çattı ve kafasını kaldırıp kara gözlere baktı.

"Öyle yapılır mı hiç kız. İstemiyorsan başkasına ver. Ziyan etme bebeleri."Bahçeye çıktıklarında Şilan'ı omuzlarından indirip yere bıraktı ve son kez saçlarını okşayıp anasının yanına yürüdü. Berivan hanım yanına gelen oğluna gurula baktı. "Gelesin oğlum sofra hazırdır." Kafasını sallayan Berham bahçedeki divana kurulmuş sofraya giderek baş köşedeki yerine kuruldu. Yan yana dizilip oturmuş kardeşlerine ve ablasına baktı. Başıyla işaret verip yemeye başladığında herkes yemeğe başlamıştı. Sessiz başlayan yemeği Berivan hanımın sesi bozmuştu.

MARDİN'Lİ- GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin