2. Bölüm

5.3K 238 69
                                    

Bölüm şarkısı: Melek Mosso-Keklik Gibi

(Şarkıların biraz daha gibi ya da slow olmasına dikkat ediyorum. O yüzden böyle şeyler koyuyorum. Yoksa dinlediğim şarkıların hepsi çıktıs çıktıs kflflfl)
Bu arada bildiğiniz güzel şarkı-türkü ne varsa önerebilirsiniz.

Gözüne vuran hafif ışıkla araladı gözlerini Devran

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gözüne vuran hafif ışıkla araladı gözlerini Devran. Fakat daha sonrasında geri kapattı. Yatakta biraz hareketlenip sevgilisine ulaşmaya çalıştı ama yanının boş ve soğuk olduğunu farkedip gözlerini araladı ve hızlıca doğruldu. Gitmiş miydi gerçekten? Gözleri hızlı hızlı etrafı taradı. "Berham.." diye sayıkladı. "Berham neredesin gittin mi?" Biraz daha etrafına bakındığında komodinin üstündeki telefonu ve yerdeki kıyafetleri gördü. Halbuki oralara az önce bakmıştı nasıl olmuştu da görememişti?

Gıcırtıyla açılan banyo kapısı ile kafasını kapıya çevirdi. Duşa girmiş olduğu her halinden belli olan Berham belindeki siyah havlusu ile sularını damlatarak çıktı. Devran şuan vücudunun büyüsüne kapılamayacak kadar gergindi. Onun yanından gitmesi düşüncesi bile burnunun direğini sızlatıyor, gözlerini dolduruyordu. Üzerindeki ince yorgandan tekmeleriyle kurtuldu ve hızlıca kalkıp esmer olanın boynuna sarıldı. Kaslı,ıslak kollar anında belini sararken çıplak omuza bir öpücük bıraktı. Berham kendisine aniden sarılan çocuğa anlam veremese de bir süre sarılarak bekledi. Çocuğun ayrılmaya niyeti olmadığını anlayınca kendisi ayrıldı ve sudan buruşmuş parmaklarını hafif uzamış sakallara sürttü.

"Birşey mi oldu yavrum?" Devran bir süre kara gözlere baktı. Daha sonra kendisini tutamayıp tekrar sarıldı ve hafifçe zıplayarak esmerin kucağına çıktı. Bacaklarını beline doladığında esmer de kollarıyla belini sarmıştı o an gevşeyip yere düşen havlu da Berham'ın çıplak kalması da ikisinin de umrunda değildi. Berham yatağa yürüyüp oturduğunda Devran dolan gözlerini esmerin boynuna sakladı. Esmer eller sırtında gezinmeye devam ederken mavi gözlünün elleri de esmerin ensesindeki akrep dövmesini okşuyordu.

"Birşey mi oldu dedim Devran?" Bu sefer sesini biraz sert tutmuştu. Devran burnunu çekip dolu gözlerindeki yaşları bıraktı. Bu aralar bebek gibi olmuştu. Herşeye ağlıyor mızmızlanıyordu. Berham nazını çekmeseydi ne yapardı hiç bir fikri yoktu. "Sabah uyanıpta seni göremeyince.." tırnaklarını esmerin sırtına geçirip dişlerini ve gözlerini sıktı. "Gittin sandım. Beni bıraktın sandım Berham çok korktum"

Sırtındaki acıyı umursamadan sıkıca sardı çocuğu Berham. Mavi gözlü burnunu çekip konuşmaya devam etti. "Sabahları hep seninle uyanmak istiyorum ben Berham. Haftada bir iki kez yetmiyor. Dudaklarını..." Kafasını esmerin kafasıyla hizalayıp dudaklarını dudaklarına sürttü. "Dudaklarını gizli saklı köşelerde değil de istediğim zaman istediğim yerde öpmek istiyorum. Ben.." Dudaklarına bir öpücük bıraktı. "Seninle uyuduğum her gecenin sabahında gözlerimi acaba gitti mi yoksa yanımda mı diye düşünerek açmaktan yoruldum." Berham gözlerini maviliklere dikip yutkundu. Bu aralar Devran bunu çok sorun eder olmuştu. İki yıldır hiç sorun çıkarmayan adam bu aralar hergün bu konuyu açıyor boşyere kendini harabediyordu. Ağlamasının hiçbirşeyi değiştirmeyeceğini bilmiyor muydu sanki?

Üzerinde sarı ince tüyler olan eller Berham'ın yanaklarını kavradı. Baş parmakları elmacık kemirlerini okşarken dolu gözleri kara gözlere kilitliydi. "Kız kardeşimşe evleneceksin Berham! Yeğenlerim sana baba diyecek! " Berham kaşlarını çatıp kafasını iki yana salladı. "Saçmalama Devran! Kaç kere söyleyeceğim sana, kız kardeşinle ya da herhangi birisiyle evlenmeyeceğim!" Devran dolu gözleriyle kocaman bir kahkaha attı. "Kimi kandırıyorsun Berham? Sen annene ne zaman karşı çıkabildin ki şimdi çıkacaksın? İlk başlarda itiraz edip sonra tıpış tıpış istediklerini yapmıyor musun?Yapıyorsun. En sonunda yine öyle olacak. Evleneceksin Feride'yle"

Berham sinirli bir nefes verip kucağındaki bedeni fırlatırcasına attı yatağa ve üstüne çıktı. "Bana bak!" Devran ağlayarak kafasını çevirdiğinde sesini daha da yükseltti. Ellerini kafasının iki yanına koymuş bacaklarıyla sarışının bacaklarını kıstırmıştı. "Bana bak dedim Devran!" Mavi gözler siyahlıklarla buluştuğunda dişlerini gıcırdattı. "Evet bu zamana kadar annemin sözünden hiç çıkmadım. Ama bu sefer farklı Devran. Ben sana bir söz verdim. Dudaklarımı dudaklarınla mühürledim. Gözlerimi senden başkasına kör kulaklarımı sağır eyledim. Senin imzanı kalbime koyup kendi imzamı kalbine attım." Sesi fazlasıyla yumuşak çıkmıştı. Devran'ın elini tutup kalbine koydu. "Bak.." dedi. "Burası senin için atıyor. Her atışında ismini sayıklıyor. "  Devran'ın eli hala kalbindeyken eğildi ve dudaklarını kırmızı dudaklara bastırdı. "Burası senin Devran." Kalbindeki eli tutup ulaşabildiği yerlerde gezdirdi. "Bu dokunduğun yerler... Oraların hepsi sana ait. Dokunmadığın yerler de sana ait. Ben Devran...Ben sana aidim."

Devran'ın gözyaşları hızlanırken ne kadar saçmaladığını teni farkediyordu. Berham'ın onu nasıl sevdiğini çok iyi biliyordu nasıl böyle saçma şeyler düşünebilmişti? Kendine kızmaya devam ederken elini Berham'ın elinden kurtarıp esmerin boynuna kolunu doladı ve kendine çekip sıkıca sarıldı. Bir yandan da hıçkırarak ağlıyordu. "Özür dilerim sevdiğim. Çok özür dilerim" burnunu çekip hıçkırdı. "Senin sevginden nasıl şüphe edebildim ben?" Kendi kendine konuşuyor gibiydi. "Ama ne yapayım...Kafamda kurup durduğum şeyler canımı çok yaktı." İşaret parmağını esmer sırtta gezdirmeye başladı. "Benden başkasına dokunduğunu, başkasına güzel sözler söylediğini düşündüm. Bir de bu kız kardeşim olunca... Dayanamadım Berham. Çok özür dilerim."

Berham doğrulup sevgilisinin incilerini sildi ve akıp geçtiği nemli yerlere öpücükler bıraktı. Ona da hak veriyordu ama sevgisinden şüphe etmesi canını yakmıştı. "Ağlama güzelliğim." Devran'ın yanına uzanıp bedenini üstüne çekti ve çıplaklığını umursamadan sıkıca sarıldı. Devran kızarmış gözleriyle ona bakarken çok masum duruyordu. Bu dudaklarının hafifçe gerilmesine neden olmuştu. Ufak sırıtış buruk bir gülümsemeye dönüştüğünde fısıldarcasına konuştu Berham. "Yapma Devran'ım. Kurban olayım boşu boşuna harabetme kendini." Sarı saçlara burnunu daldırıp derin derin kokladı. Bu kokunun müptelası olmuştu. Her bir ayrıntısına bağımlıyken nasıl bırakabilirdi bu sarı çocuğu.

Hıçkırık sesleri azaldığında sarı çocuk yavaşça doğruldu ve tek eliyle burnunu hafifçe sildi. Komodinin üzerindeki telefona uzanıp kimin olduğunu umursamadan açtı ve saate baktı. Gördüğü aramalar ve mesajlarla suratı düşerken Berham'ın telefonu olduğunu anlamıştı. Saate bakmadan telefonu kapattığında yataktan kalktı. Çıplak bir şekilde yatan Berham'a zoraki ama gerçekçi bir gülümseme gönderdi ve dolaba ilerleyip önceden bırakmış oldukları takımlardan birisini aldı. "Saat geç olmuş. Gitmemiz lazım hadi sen de kalk" diyerek açıklamasını yaptıktan sonra takımı yatağın üzerine düzgünce koyup banyoya yürüdü. Elini yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladıktan sonra banyodan çıktı. Telefonuyla uğraşan ve hala çıplak olan Berham'ı görünce kaşlarını çattı. "Giyin artık Berham hasta olacaksın." Berham ona bakmadan kafasını salladı. "Çok güzel olmuşsun gülüm onu giy." Devran kaşlarını çatıp kafasını yukarı kaldırdı ve sabır dilenircesine iki yana salladı. Bu kadar mı dalmıştı telefona. "Berham ben yarın evleniyorum." Esmer oğlan bakışlarını telefondan çekmeden birkez daha kafa salladı. "Mükemmel olmuş yavrum"

Sinirle üstünü değiştirmeye başladı bir yandan da söyleniyordu. Ne olmuştu da bu kadar dalmıştı ki? "Ne bok yersen ye!" Gömleğinin son düğmesini de ilikleyip ceketini üstüne geçirdi ve bir hışımla çıktı odadan. Kapının önüne gelince ayakkabılarını da giydi saçlarını hafif düzeltip arabasının anahtarını aldı ve evden çıktı. Şu dakikadan sonra birbirleri ile sadece kız alışverişi yapacak iki insan olmuşlardı. Çünkü böylesi herkes için daha iyiydi...

...

Ağlatmadan duramıyorum kuranıma.
Çok güzeller eriyorum.
Ağlamayı seviyoruz değil mi? Evet diye haykırdığınızı duyar gibiyim.

Sizi seviyorum muah😘

-Şeyma

MARDİN'Lİ- GayWhere stories live. Discover now