𝚘𝚗𝚎

1.2K 103 161
                                    

"Patron, telefon geldi."

Kağıtların arasında kaybolmuş çocuk kafasını kaldırıp odaya girenin kim olduğunu anlamaya çalıştı gözlerini kısarak.

"Ne? Ah, Lee'den mi?"

Yunho karanlık ve geniş odaya girip masanın arkasındaki kanatlı pencerelere doğru ilerledi.

Kalın kırmızı perdeleri açarken kafasıyla onayladı.

"Evet, ihlal şüphesi var. Şu perdeleri ne diye çekiyorsun?"

İçeri giren akşamüstü güneşi gözlerini yakınca elleriyle yüzünü kapattı Hongjoong.

"Ne demek şüphe?"

"Doğu kanalında ceset bulmuşlar. Bizden olabileceğinden şüpheleniyorlarmış."

Kağıtları önünden çekip saçlarını geriye doğru tarayan çete lideri sandalyesinde geriye yaslanıp gözlerini kapadı.

"Dövmesi yok herhalde. Gececiler ne diyor?"

"Henüz haber yok. Her zamanki gibi sessiz kalıp türlü oyunlar oynayacaklar. Zaman kaybından başka bir şey değil."

Yunho masaya yaslanıp kollarını kavuşturmuş bıkkın bir şekilde iç çeken patronunu izledi.

"Lee çeteci işine benzediğini söyledi. İşin içinden acemiler çıkabilir."

"Tüm başkanları çağır, Mingi sorgulasın. En ufak açık vereni bana gönder. Saçma sapan ergen kavgalarına vaktimiz yok." dedi gözlerini açmadan gri saçlı.

"Doğu bloğu bize değil Gececilere yakın çalışıyor. Tam kontrol sağlayamayız, biliyorsun.  Devriyeleri attırırım ama üretim tesisleri çok fazla. Tanımadık adam istemezler."

Hongjoong sandalyesinde doğruldu.

"Devriyeleri henüz arttırmayalım. Şimdilik sadece başkanları sorgulasak yeter. "

Liderinin çökük ve morarmış göz çukurlarına baktı Yunho endişeyle.

"Kaç gündür uyumuyorsun?"

Kollarını kavuşturmuş bir anne edasıyla onu izleyen uzun çocuğa döndü gri saçlı.

"Dört. Şu lanet perdeleri kapatmazsan gözüm akıp gidecek."

Yunho ellerini yeşil saçlarına geçirip iç çekti ve kalın perdeleri kapatırken homurdandı.

"Uykusuzluktan ölürsen Gececilere katılırım. Üstelik lanet okumayı kes, sanki yeterince cehennemlik değilmişiz gibi..."

Hongjoong ışığın odayı terk etmesiyle rahatlayan yüz kaslarını bir sırıtışla tekrar kastı.

Etrafındaki kağıt yığınlarını gösterdi ellerini açarak.

"Cehennemde evraklar yok en azından."

Yunho yaklaşıp bir tanesini eline aldı ve inceledi.

"İyi de bu üç yıl öncesinin vergi kayıtları. Ne işin var bunlarla?"

Hongjoong kollarını açarak gerindi ve esnedi.

"Hesapta hata var."

Yunho gri saçlının sözleri üzerine gözlerini kocaman açıp sordu.

"Ne? Ne demek hesapta hata var? Bunların hepsi paravan zaten. Üstelik de sen hazırlamadın mı?"

Patron dönen deri sandalyeden kalkıp ellerini arkasında kavuşturdu.

✞︎ 𝙋𝙤𝙧𝙩 𝙈𝙖𝙛𝙞𝙖 ✞︎ 𝘼𝙩𝙚𝙚𝙯Where stories live. Discover now