𝚝𝚠𝚘

755 95 170
                                    

Güneş sonunda kaybolmuş, yerini karanlığa bırakmıştı.

Sonbaharın serinliği geceye hafif ürpertiler verirken sadece ince gri saten bir gömlek giymiş çocuk tekinsiz caddede yürüyordu.

Birkaç sarhoşun attığı lafları duymazdan geldi.

Ellerini siyah pantolonunun cebine sokmuş, zaten ezbere bildiği yola bakma ihtiyacı duymadan adımlarını izliyordu.

Evlerin birkaç katlı beton hapishaneler olduğu Doğu bölgesindeydi artık.

Bu beton evlerde insanların kulak tıkadığı hayatlar yaşanırdı.

Daha doğrusu, çoğu yarım kalırdı.

Sadece bu şehirdeki değil, ülkedeki en iyi uyuşturucuların imalat merkeziydi burası.

Gündüz veya gece fark etmez, yanından geçmeyi isteyeceğiniz yerlerden değildi.

Sarışın çocuk adımlarını ara sokaklardan birine yöneltti ve neon kırmızı yazıyı gördü.

Zaba.

Etraftaki tek uğultunun kaynağı.

Girişte duran iki koruma sarışın çocuğu baştan aşağı süzdü ve çekilerek yol verdi.

Wooyoung iki deve gülümseyerek öpücük attı içeri girmeden önce.

Kapı arkasından kapanırken Woo'yu yoğun duman ve anlamsız müzik sesinin klasik birleşimi karşıladı.

Oraya buraya atılmış şık koltuklar, uzun bar tezgahı ve arkasında envai çeşit içkiyle buralarda olmasını beklemediğiniz kadar zevkli bir yerdi Bar Zaba.

Çam ağacından işlenmiş turkuaz mobilyalar sarı duvarlarla yakın dizilmişti.

Sakin ve ciddi görünüşü bozan şey ise bu geniş yerin duvarlarını boydan boya kaplayan bir kan rengi bir ejder çizimiydi.

Gözlerinin olduğu yere yeşim taşından büyük kristaller yerleştirilmişti.

İçerideki herkesi izleyen bu gözleri fark eden pek kimse yoktu.

Müşterileri kenara köşeye geçmiş kafayı buluyorlardı.

İçeri girmesiyle her zaman olduğu gibi bazı gözlerin ona döndüğünü fark etti Wooyoung.

Kimileri bir düşman, kimileri ise güzel bir çocuk görüyordu onda.

Sarışın çocuk bunu önemsemeyerek uyuşturucu dağıtımcısını aradı gözleriyle.

Eric henüz ortada yok gibiydi.

Bıkkınca iç çeken sarışın çocuk bar taburelerine doğru ilerledi.

En yakınındakine kendini attı ve gözlerini kapatıp baş ağrısını kesmeye çalıştı.

"Sana ne verebiliriz?" diye sordu derin bir ses.

Wooyoung kafasını kaldırıp yanına oturmuş sesin sahibine döndü.

İnce beyaz çizgileri olan siyah bir takım elbise giymişti yanındaki.

Kulağından sarkan yeşim taşından soluk mavi, yeşile yakın küpesi ile göğsünün üzerindeki mendil birbirini tamamlıyor ve sade takımına mistik bir hava katıyordu.

Gececilerin, Zduhać'ın, en bilineni, Ejder'iydi bu çocuk.

"Ah, San, müşterilerinle kendin ilgilenmeye mi başladın?"diye sordu Woo ifadesizce.

"Sadece ilgimi çekenlerle." diyerek eliyle barmene işaret etti.

Barmen turuncu sıvı dolu iki bardağı önlerine bıraktı ve uzaklaştı.

✞︎ 𝙋𝙤𝙧𝙩 𝙈𝙖𝙛𝙞𝙖 ✞︎ 𝘼𝙩𝙚𝙚𝙯Where stories live. Discover now