24-element temsilcileri

515 78 14
                                    

Etraftaki ışık söndükten sonra herkes ona bakmıştı, o ise gözleri kapalı bir şekilde duruyordu. ''Jeongin'' Diyerek yaklaşmıştı Hyunjin. Jeongin yavaşça gözlerini açtığında etrafa korkmuş gibi bakıyordu. ''S-siz kimsiniz? Neredeyim ben?'' Dediğinde hepsi dona kalmıştı. Bu olayın böyle sonuçlanacağı kimin aklına gelebilirdi ki?

''Sizde kimsiniz?'' Dediğinde Hyunjin ona yaklaşmıştı. ''Jeongin ne demek sizde kimsiniz? Benim alphan.'' Dediğinde Jeongin Hyunjin den korkmuş ve Soleil'in arkasına saklanmıştı. ''Soleil koru beni.'' Dediğinde herkes bir ağızdan ''Ne?'' Demişti. ''Ne yani beni hatırlıyor musun?'' Diye sordu Soleil şaşkınlıkla. ''Evet küçüklükten beri tanışıyoruz, nasıl unutabilirim ki?'' Dediğinde Aida direk sormuştu. ''Beni ya da Alessiyi hatırlıyor musun?'' Dediğinde kafasını olumsuz bir şekilde sallamıştı. ''Nasıl yani? Tek Soleil'i mi hatırlıyor.'' Demişti Jisung.

''Bununla uğraşmayın şuan eve gidin, Darci hala uyanmış değil ve kolu da pek iyi durmuyor.'' Demişti HoongJoong. Aida Darci'nin yanına gelip koluna baktığında kırık olduğunu fark etmişti. ''Bunu nasıl gördün?'' Diye sorduğunda Wooyoung cevap vermişti. ''O bizim yaralı kurtlara bakıyor yani sizin gibi.'' Dediğinde şaşırmışlardı.

Aida Alessiye döndüğünde bir yere baktığını görmüştü, onun baktığı yere baktığında Wooyoung'un boynuna baktığını görmüştü. ''Alessi'' Dediğinde suratını hemen Aidaya çevirmişti. ''Efendim.''

''Taşımama yardım et.'' Dediğinde HoongJoong izin vermemiş ve Darciyi kucağına almıştı. ''Hey nereye?'' Diye sormuştu Chan. ''Bölgenize kadar onu ben taşırım.'' Deyip çıkmıştı.

Evde

''Getirdiğin için teşekkürler, bundan sonrasını biz hallederiz.'' Demişti Alessi Darciyi HoongJoong'un kucağından alarak. ''Uyanana kadar beklesem olmaz mı?'' Diye sorduğunda Alessi tam cevap verecekken arkadan bir ses gelmişti. ''Bırak kalsın Alessi.'' Demişti Hyunjin. ''Şurada bekleye bilirsin.'' Demiş ve Darciyi odaya götürmüştü.

''Neden onu taşımayı teklif ettin?'' Diye sormuştu Hyunjin HoongJoong'un yanına oturarak, HoongJoong cevap vermeyince lafına devam etmişti. ''Onu seviyorsun dimi?'' Dediğinde HoongJoong'un gözleri Hyunjin'in dediği ile kocaman açılmıştı. ''Ne alaka? Ben öyle bir şey demedim.'' Demişti itiraz ederek.

''Bir şey demene gerek yok gözlerin söylüyor.'' Dediğinde Joong şaşırmıştı. ''Ne kadar belli oluyor.'' Dediğinde Hyunjin sırıtmıştı. ''Çok belli olmuyor merak etme.'' Demişti. HoongJoong oh çekip arkasına yaslanmıştı. ''Jeongin için özür dilerim.'' Dediğinde Hyunjin'in sırıtan suratı düşmüştü.

''Bir şey olmaz.'' Demişti soğuk bir şekilde. ''O nerede şuan?'' Diye sorduğunda Jeongin den bahsettiğini anlamıştı. ''Soleil ve Alessi'nin yanında, hafızasını geri getirmeye çalışıyorlar.'' Demişti.

''Aida mektubu okudu mu?'' Diye sordu ortam sessiz kalınca. ''Mektup?'' Demişti Hyunjin. ''Evet, Seonghwa yazıp yollamıştı. Gelmedi mi yoksa?'' Dediğinde Hyunjin bilmiyorum dermişine ellerini kaldırmıştı.

Alessi'nin Ağzından

''Alessi yorulduysan bırak.'' Demişti Soleil. ''İyiyim, biraz daha idare edebilirim.'' Demiştim bende. ''Alessi cidden yorgun gözüküyorsun.'' Demişti Jisung elini anlıma koyarak. ''Bekle senin ateşin mi var?'' Dediğinde Soleil yanımıza gelmiş ve elini anlıma koymuştu. ''Cidden iy-'' Tam lafıma devam edecekken başım dönmüştü. Gücümü aldığımdan beri böyleydi.

''Ne zamandan beri böyle?'' Diye sordu Soleil. ''Gücümü geri aldığımdan beri.'' Dediğimde tam konuşacaktı ki odaya Minho girmişti. ''Gücünü tam kazanamadığın için oluyor. Şuan elinde olan güç kendi öz gücün değil, kendi ek olarak kazandığın güç.'' Demişti. ''O zaman ne yapmamız gerekiyor?'' Diye sormuştu Jisung.

''Onun element destekçisini bulmalıyız.'' Demişti. ''Element destekçileri mi?'' Demiştim. ''Element destekçileri şu demek. Bir element zayıfsa diğer element ona yardım eder yani güç bakımından.''

''Element destekçileri normal tanıdığınız kişilerde olabilir. O yüzden Alessi'nin temsilcisini bulmalıyız.'' Demişti Minho. ''Bu temsilci ilaha aynı elemente mi sahip olmalı?'' Diye sormuştu Jisung. ''Hayır buna gerek yok zıt da olabilirler. Ateş - Ateş, Ateş - Su, Ateş - Doğa ve Ateş - Hava. Bunlardan her hangi birisi olabilir.'' Diye cevapladı Soleil.

''Ama Alessi için temsilci yetmeyecek, o ateş gücünü kazandı ölüm meleği gücünü değil. O gücü geri gelmesi için Seonghwa gibi bir yaşam meleği bulmamız lazım. Onu bulduğumuz zaman yaşam gücünü senle paylaştıracak senin içinde yatan ölüm gücün ile savaşacak ve bir kısım gücünü de sana vermiş olacak.'' Demişti Minho. ''Seonghwa'nın bunu kabul edeceğini düşünmüyorum. Bu olay gerçekleştikten sonra bağlanma gerçekleşmesi çok yüksek, Seonghwa başkasını seviyor o yüzden o olmaz. Başka birisini bulmalıyız.''

''Bölüyorum ama neyden bahsettiğinizi sorabilir miyim acaba?'' Dediğinde hepimiz Jeongin'e bakmıştık. ''Ben ona anlatırım.'' Demişti Soleil. ''Bizde kütüphaneye gidelim belki bir şeyler buluruz.'' Demişti Jisung.

Kütüphaneye geldiğimizde ilk nereden başlayacağımızı bilemediğimiz için raflara bakınıyorduk sadece yani aslında bunu yapan tek ben ile Minho oppaydı Jisung buraya çok geldiği için hemen nereye bakacağını biliyordu. ''Bulduum!'' Diye bağırdığında yanına gitmiştik.

''Neyi buldun?''
''Kitabı Minho neyi olacak.'' Demişti Jisung. ''Temsilciler kitabı mı?'' Demiştim elinde ki kitaba bakarak. ''Aynen öyle -kitabı açarak- Yaşam ve ölüm meleklerinin birer simgesi vardır bu yin yang simgeleri ile gösterilir. Ölüm meleklerinin simgesi siyah, yaşam meleklerinin ki ise beyaz ile gösterilir. Melek ne olduğunu bilmiyorsa simgeler onları belli eder. Ölüm meleği ne olduğunu bilmiyorsa yaşam meleği ona yaklaşınca simgesi ortaya çıkar bu yaşam melekleri içinde geçerli.'' Demişti.

''Hiç beyaz simgesi olan birisini gördük mü ki?'' Diye sorduğunda benim aklıma bir isim gelmişti ama bu cidden o olabilir miydi?

Alpha ~hyunin~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin